Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Yearly Archives: 2007

11. cumhurbaşkanını kim seçsin?

Biliyorsunuz 21 Ekim'de referandum için sandık başına gideceğiz milyonlar olarak. Tabii, bu referandum için harcanan milyonlarca dolarlar uçuşacak beynimizin kıvrımları arasında. Misal o paralarla kaç öğrenciye karşılıksız burs verilebilirdi acaba? Ya da kaç tane mayın temizlenirdi Güneydoğu'dan? Peki ne için gidiyoruz sandığa? Anayasa'da küçük birkaç değişiklik yapmak için... Ee peki zaten değişmeyecek mi bu anayasa? Onun için cıngar çıkmıyor mu şimdi? Evet, bir kaç ay sonra toptan değişecek bir anayasada küçük birkaç düzeltmeye gidiyoruz. Batıyor rahatlık. Batıyor milyon dolarlar...

Bir metrobüs hikayesi

Detaylı bir araştırma yapmadım aslında, ama bu dalganın inşaatı 2006 Mayısında başlamıştı sanırım. Ve hedef olarak okulların açılacağı Eylül'2006 koyulmuştu. Sistem basit, E5'in tam ortasında iki yönden de birer şerit alarak izole bir yol oluşturulacak, buradan metrobus dediğimiz araçlar trafik derdi olmadan kendilerine ayrılan özel yoldan Küçükçekmece-Topkapı arası gezinip duracak. Sistem basit ama bunu yapmak pek kolay iş değil. Zira takdir edersiniz ki zaten perişan halde ki bir E5'i tam da ortasından ikiye bölmek çok ciddi bir maliyet ve gayret gerektiriyor.

Seyircisiz seyir zevki

Türk futbolu ve futbolseveri olarak gelişmenin şirazesi olarak hep Avrupa'yı görmüşüzdür haklı olarak. Avrupa'da söyle, Avrupa'da böyle cümleleri sadece futbolda değil tabi, tüm sosyal mavralarda önümüze çıkmakta. Ben de öyle başlayacağım cümleye, hatta yazının ana fikrini tek cümlede özetlemek en güzeli. Avrupa'da iç saha maçında 50 taraftarı tarafından desteklenen bir takım yok kardeşim, 2 kere 2 dört, 5 kere 10 50...

Hayvan olana hayvan gibi adalet lazım

Samsun'da 10 yaşındaki üvey kızına tecavüz eden 37 yaşındaki Erkal Karatekin'e verilen 24 yıl hapis cezası, yeni TCK hükümlerine binaen 5 yıla indirilmiş. Gerekçe olarak da Adli Tıp'tan gelen "Kızın…

Şimdi onlar düşünsün – 2 (Yavaş yavaş oluyor buralar)

Bizim apartman iyice rayına oturdu artık, çığrından çıktı desek daha da olur olabilir gerçi. Kanka olmanın son aşaması olan analı bacılı küfürleşmeyi de hallettik, ne kaldı geriye bilmiyorum. "Herkes burda mı?" diye soruyosun, "anan yok" diyor; "Olm bacın aradı ters ters konuştu bi ara istersen" gibi dialoglar envai çeşit dilde yapılmaya başlandı. Hani hadi saçmalayalım olabildiğince vardır ya, anlamsızca konuşursun saçma sapan onu İngilizce başka milletten insanlarla yapmanın keyfi bambaşkaymış gerçekten. Buzdolabı patlatmacılığı kültürünü de yavaştan oturtmaya başladım, dün Hong Konglu'nun nevalelerini bitirdik gecenin köründe.

Ürkek ceylan

Yemyeşil ve bakir bir ormanda ürkek bir ceylan seyirtmesi ile çiçekten çiçeğe uçuşan börtü böceği düşünmenin verdiği huzurun bile içine ediyor türlü sebeblerle bilgisayardan uzak kalmak ve fasulyeden ihanetler serisine…

Canoğlan’ın ardından: Şimdi onlar düşünsün

Sonunda hepimizin iple çektiği o büyük gün geldi ve Ulvi kişisi ülkeyi terk edip erasmusla Frankfurt'a gitti. Bundan sonrasını artık Avrupa düşünsün diyerek gelelim hulkicanın Avrupa macerası sırasında ve sonrasında gerçekleşebilecek olası senaryolara... (İlk günler...) •Almanya'nın yüksek triajlı gazetelerinden Bild bu gelişmeyi ana sayfadan manşete taşıdığı bi uyarıyla duyurdu : "Tehlikenin farkında mısınız?" •Frankfurt yerel gazeteleri vatandaşlara Ulviden korunma yollarını anlatan ücretsiz kitapçıklar dağıttı. Kitapçıkta, sokakta ‘kanka naabuyon?' sorusu soran biriyle karşılaşınca acilen uzaklaşılması, sigara içenlerin mümkün olduğunca paketlerini dışarıdan belli olmayacak bir şekilde taşımaları gerektiği ve bira tüketirken bardaklarına sahip çıkmalarının maddi manevi sağlıkları açısından son derece yararlı olacağı gibi maddeler yer alıyor. •Almanya'da en çok izlenen youtube vidyosu Ulvinin o korkunç gülüşünün görüntülerini içeriyor.

FasulyedenKom Şehir günlüğü – 2 (Çizgi karakteriz hepimiz)

Çizgi film tadında bir ülkede, şehirde, mahallede yaşıyoruz ailecek. Misal şu cumhuriyetin 84 yıllık başkenti bir haftadır susuzluktan kırılıyor, hastenelerde ameliyat yapılamıyor ama daha bir kişi bile istifa etmedi. Aksine "Rabbim yağmur yağdırırsa sorun çözülecek" diyor yetkili ama etkisiz kimseler. Sanki Rabbim Arap çöllerine peynir ekmek gibi yağmur yağdırıyor, adamların suyu gürül gürül, bizimkisi "tısss".

Fan-ila zine sokaklara iniyor.

Mail kutumuza düşen bir habere göre sokak edebiyatı yeni bir piç doğurmuş. Fan-ila Zin #1 sayısı ile karşımıza çıkmış vaziyette. İçeriği de kabaca şu şekilde: "amerika zin raporu, yerli punk…