Bizi Arıyormuşsun Başkanım?

Bundan yıllar öncesinde, Kadıköy’de oynanan bir Fenerbahçe maçına başlama düdüğünden çok sonra girmiştim. Tribüne girdiğimde her zaman bulunduğumuz köşeye yönelince, herkesin suratındaki gerginlikten bir şeylerin yolunda gitmediğini farketmiş, neler olduğunu anlamaya çalışmıştım. Tribünde açılan bir pankartın ardından, polis pankartı kimin açtığını öğrenmeye çalışıyor, kız-erkek demeden bizim bölgeden rastgele taraftarları alıyordu. Pankartı biz yapmıştık. Bez bizim, boya bizim, fikir bizimdi. Biz sokmuş, biz asmıştık…

– Nadya Komanaçi, Taçsız Kral Pele, Fenerbahçeli Cemille gittik maça…
– Atma Ziya, biletler 55 Lira

Tribünden el etek çektiğim uzunca yıllardan sonra tekrar Kadıköy’de, Fenerbahçe maçındayım. Yıllar önce olduğu gibi yine maça oldukça geç girdim, yine aynı bölgeye, yine aynı kişilerin arasına yöneldim. Yüzlerde aynı sıkıntıyı görmem de geç olmadı. Ancak tek fark vardı…

Perşembe akşamı oynanan Sion maçının, yıllar önce oynanan başka bir kupa maçından tek farkı faşizan bir baskı kurmak için artık polise ihtiyaç duyulmamasıydı. Taraftar üzerinde istibdat kurulması görevini stad güvenlik elemanları üstlenmiş ve doğrudan başkandan emir almaktaydılar. Bürokrasiye gerek kalmamıştı.

Malum üzere, Fenerbahçe taraftarı bu sene Kadıköy’de oynanacak maçlarda en ucuz bilet fiyatının 55 TL olmasıyla ilgili sıkıntılar yaşıyor. Kimileri “Carlos’ları, Dos Santos’ları izlemek kolay mı sevdiceğim?” türküleri dillendiriyor; Fenerbahçe’nin halktan koparılmasını ihanet kabul eden kimileri de yaptıkları eylemlerle başkanın kan şekerini tavan yaptırıyor. Yukarıdaki fotoğrafta olduğu gibi…

Olan 10.000 kişilik kale arkası tribünde pankartı ve açanları bulmaya çalışan güvenlikçilere oluyor. Saraçoğlu kazan, onlar kepçe; işi gücü bırakıp pankartı bulmaya çalışıyorlar.

Sarı yelekliler çuvallayınca devreye bir boy büyükleri stad müdürü giriyor ve kameralarla tespit ettikleri isimlerin kombinelerini iptal ettirmeye çalışıyorlar. Neden? Yukarıda resmini gördüğünüz pankartı astılar diye. Muhalefet etmenin nasıl ince bir sanat, nasıl ince bir zeka gerektirdiğini koca statta, onbinlerce kişinin önünde sergilediler; birilerinin rahatını kaçırdılar; diktatörlüğünü içsel zayıflıklarına merhem yapmış bir başkanı küçük düşürdüler diye…

Dedim ya, yıllar önce tribünde açılan bir pankartın ardından, polis pankartı kimin açtığını öğrenmeye çalışıyor, kız erkek demeden taraftarı alıyordu. Pankartı biz yapmıştık. Bez bizim, boya bizim, fikir bizimdi. Biz sokmuş, biz asmıştık…

Perşembe günü tribünde açılan bir pankartın ardından, yönetim pankartı kimin açtığını öğrenmeye çalışıyor, kombinelerini iptal etmeye çalışıyor. Pankartı biz yapmıştık. Bez bizim, boya bizim, fikir bizimdi. Biz sokmuş, biz asmıştık…

Hem polise, hem başkana duyrulur.