Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

3. köprü bizim mutfaktan geçiyor.

Şehiriçi köprülerle ilgili bir deyim vardır, işin ehli “Birinci köprü ikinciyi, ikinci köprü de üçüncüyü getirir. Bu bir köprü tuzağıdır” der. İstanbul’un beylik gündemlerinden birisi Üçüncü köprüdür malum. (Bu arada 3. köprü yazmak mı, üçüncü köprü yazmak mı daha doğru dilbigisi açısından? Bilemedim.) Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, 3. köprü ile ilgili imar çalışmalarının devam ettiğini, Ağustos ayı içerisinde tamamlanacağını, Eylül’de de ihale sürecinin başlatılacağını açıklamış. Ve eklemiş “Bütün bu işlemler yapılmadan ortaya atılacak güzergah bilgileri bazı mağduriyet ve haksız kazançları beraberinde getirecek.”

Yani spekülasyonu engellemek için köprünün güzergahını açıklamıyorlar. Spekülasyon fransızca bir kelime. İlk anlamı vurgunculuk. Daha detaylı anlamı ise kişisel öngörülere dayanarak fiyatında yükselme beklenen iktisadi varlığı satın alarak veya fiyatında düşme bekleneni satarak aradaki fiyat farklılıklarından kâr elde etme etkinliği.

Biliyoruz ki 3. köprünün geçeceği güzergah üzerinde bazı değerlenmeler olacak. İstanbul’un en kuzey bölgelerinde genellikle köyler, tarlalar, boş arsalar olduğuna göre; köprünün bu arsalar üzerinde yaratacağı fiyat artışının, kar marjının çok üst seviyede olacağını görmemek körlükten öte aptallık olur.

Bizzat Başbakan ve Ulaştırma Bakanı da sıklıkla “Güzergah belli ama açıklamayacağız, spekülasyon olmasın” diyor. İyi hoş da, ben mi kuramadım mantığı? Asıl spekülasyon belirsizlik üzerinden yapılmaz mı? Belli, net, açık olan bir şeyin spekülasyonu nasıl olur ki?

Yani yetkili çıkıp dese, şuradan geçecek. Oradaki arsalar değerlenecek elbette, arsa sahipleri keyfe gelecek. Bu zaten normal olanı. Burada nasıl bir spekülasyon olabilir ki?

Ama şimdi, güzergahı, yani bu kıymetli bilgiyi, çok kısıtlı bir kısım biliyor. Kim? Başbakan, bakanlar, ulaştırma bakanlığından yetkililer, karayolları, belediye vs. Sümme haşa, ucuza arsa kapatırlar demiyorum da, belli mi olur, şeytan giriverir bünyeye, bu isimler olmasa da, bunun eşi var, dostu var, ticarete meraklı 15 yaşında çocukları var, Kenya’da iftar vermeye meraklı hayırsever dernek yöneticisi var, cemaatten mümin arkadaşı var, var oğlu var…

Fiyat artışı zaten olacak, önüne geçmen mümkün değil. Ama sen spekülasyonu mu önleyeceksin? O zaman fırsat eşitliği yarat, tüm toplum bilsin köprü nereden geçecek, ve haliyle ona göre bassın hesap makinesinin tuşlarına. “Şurası değerlenecek, köprünün hemen dibi, falan filan” diye.

Özal devrinin nice bürokratları, teknokratları, milletvekilleri ve hatta bizzat bakanları değil miydi arsa vurgunu ile 7 sülalesine yetecek kadar çorbasını kaynatan? Ama korkmayalım tabii ki, spekülasyon olmasın diye güzergahı açıklamıyor şimdi ki büyüklerimiz. Olmuyor da spekülasyon, içimiz rahat olsun.

Haa, Recep İvedik açmazına girmeden önceki Şahan’a da bir selam çakalım; bence 3. köprünün güzergahı Sarıyer’den, Beşiktaş’a olsun. Diklemesine. En uygunu o.

Leave a Comment