Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

“Aha oraya yapalım köprüyü Kadir…”

Şehr-i Saadet’e 3. köprü yapılacak ya, şimdi “Solcular hep böyledir, birinci köprüye de karşıydılar” çapsızlığının ekmeğine yağ sürmek korkusunu da içimde barındırarak köprünün yeri seçilirken izlenen yöntem üzerine iki kelam etmek isterim. Hali hazırda edilmişi de var, dileyen ordan başlayabilir.

Şimdi, 15 milyonluk bir şehre boğaz köprüsü gibi devasa bir köprü yapılıyorsa eğer süreç nasıl işlemelidir bir düşünelim. Bilim adamlarından oluşan bir komisyon kurulur. Bu komisyon köprünün yapılmasının artı ve eksilerini ortaya koyar. Ardından yapılması elzem sonucu çıkarsa araç trafiği/yoğunluğu, zemin durumu, çevre, ekoloji gibi konularda raporlar hazırlanır. Daha sonraki aşamada şehir idarecileri de istimlak ve arsa durumuna ilişkin çalışmalar yaparlar. Ve en uygun yer bulunur. Değil mi? Yaklaştınız. Ama cevap tam olarak bu değil.

Eğer yapılacak köprü Türkiye’de ise, ve ülkenin bürokratları, teknokratları iktidarın kıskacında, etkin ve yetkin isimlerden değil de sakal, türban, imam hatip üçgeninden geçen isimlerden seçildiyse ve hatta zaten bu ülkede bilime, tekniğe inanılmıyorsa, süreç binbir tantana, kargaşa, spekülasyon evrelerinden geçecek, ancak en nihayetinde köprünün yerini helikopterle boğazın üzerinde şöyleeee bir turlayacak olan başbakan verecektir. “Burası olmaz, yokuş aşşşşaaaa… Aha lan şurası iyi gibi sanki, oraya yapalım.” Bitti. Budur. Hadi dağılın şimdi…

1 Comment

  • alfredo
    Posted 02/09/2009 at 12:38

    Önemli olan köprünün yapılıyor olması trafiğin rahatalayıp rahatlamayacağı yada işe yarayıp yaramayacağı önemli değil. Bu yapılan köprünün kavşakları nereye bağlanacak kaç şeritli olacak önemli değil. Kaldı ki belediyelerde komisyonda yer alabilecek bir beynin olduğunu da sanmadığımı belirtmek isterim.

    Ama karlı iş hem doldur cebini hemde önümüzde ki seçimlerde sayfalarca reklamını yap bunu yaptık diye. Sonuçta yaptı abi.

Leave a Comment