Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Dördüncü kutsal kent: Isparta

Isparta Valisi Memduh Oğuz, Isparta’nın İslam alemi için Mekke, Medine ve Kudüsten sonra dördüncü kutsal şehir olduğunu iddia etmiş. Bu özelliği sayesinde kente yılda 10 milyon turist çekebileceğini de eklemiş…

Isparta neden İslam alemi için kutsal diye merak ediyor tabii insan. Merak etmeyin Vali Bey, merakınızı hemen giderecek.

Nurculuk akımının kurucusu ve ilk lideri olarak Said Nursi, Şeyh Said ayaklanmasından sonra, önce Burdur’a, daha sonra da Isparta ili Eğirdir ilçesi’ne bağlı Barla köyüne sürgün ediliyor. 1926’dan 1934 yılına kadar burada yaşıyor. 1934’te de Isparta’ya sürülüyor. Risale-i Nur kitabını Barla’da yazmaya başlıyor. Sonra hapse giriyor vesaire…

Said Nursi’nin Isparta’da –zorunlu- ikamet etmesi, Isparta Valisi için kenti kutsal kılmak için tek sebep değil. Vali şu sıralar her fırsatta Isparta’nın kutsallığını ispat etmek için ‘Mekke-Medine-Kudüs-Isparta’ adıyla bir kitap yazacağını söylüyor.

Elindeki diğer kanıtlar gül, süt, meyva filan… Böyle söyleyince bir şey ifade etmediğinin farkındayım. Okuyun bakalım, vali sizi ikna etsin:

“Bu durumu konuyu görüştüğüm herkese ispatlıyorum ve delilleri ile ortaya koyuyorum. Yazacağım kitapta da Isparta’nın Mekke, Medine ve Kudüs’ten sonra kutsallığını, maneviyatını delilleri, belgeleri ile ortaya koyacağım. Sadece kitap yazarak değil, çeşitli çalışmalarla da Isparta’nın kutsallığını ortaya koyacağım. Isparta’nın değerini herkes anlayacak.”

Isparta, elma ve kiraz başta olmak üzere diğer meyvelerle süslenmiş ve bu meyveleri sulayacak su hemen yanı başında kaynayan pınarlarla, göllerle mümkün kılınmış. İşte Türkiye’nin tatlı su olarak en büyük ikinci gölü olan Eğirdir Gölü etrafından akan derelerle değil, kendi kaynağından, kendi pınarından oluşmuştur. Bütün bunların yanında cenneti açıyorsunuz ve süt ırmakları diyorsunuz ya, Isparta yıllık 130 bin ton süt üretimiyle adeta cennet ırmaklarını oluşturmaktadır. Bütün bunlar bir mesajdır…

Bediüzzaman hazretlerinin Ispartalı olduğunun bilgisi buraya vali olarak geldiğimin üçüncü günü önüme koymuşlardı. Eğer manevi frekans şiddetini ölçen bir elektronik cihaz icad edilirse hangi alanda manevi frekans güçlü diye ölçüm yapılsa Isparta ölçülür. Bu şiddet Barla’da şiddetlenir, Çamdağı’nda cihaz elinizde fırlayacak gibi en şiddetli manevi frekans hissedilir.

Yeryüzündeki tüm çiçekler peygamberin kokusuna özenirler, yeryüzündeki bütün kokular Peygamber gibi kokmaya çalışırlar. Ancak bu yarışın şampiyonu güldür, gül tam manasıyla Peygamber Efendimiz gibi kokar. O nedenle bu gül bizi kitlelerin yavaş yavaş ezberlemeye başladığı Mekke-Medine-Kudüs-Isparta sloganına götürdü. Yani burada bu güzel gül yetiştiğine göre Allah bize bir şey demek istiyor; yani bu arazilere bakınca, bu coğrafyaya bakınca, bu bahçeye bakınca bunların boşu boşuna yaratılmadığını anlıyoruz. Burada şunu net bir şekilde söyleyebiliriz ki; burada hem yerin üstü bereketli, hem de yerin altı bereketli. Yakın zamanda öğrendiğimize göre Osmanlı döneminde en çok şeyhülislam Isparta’dan çıkmış.

Ehh, ne diyelim, ilin çok kutsalmış canım, güle güle kullan…

4 Comments

  • mucek
    Posted 24/06/2012 at 15:51

    Antalya da cennetin arka bahçesi zaten, huriler falan…

  • Post Author
    dea
    Posted 24/06/2012 at 22:40

    ısparta’nın yanında antalya’ya bok yemek düşer 🙂

  • Osman
    Posted 25/06/2012 at 19:32

    töbe de gafil.

  • Nevzat Dağlı
    Posted 02/07/2012 at 15:17

    Ben sana lâyık biriyim*

    Sevgili ümmettaşım beni tanı, beni bil,
    Çağdaş olan ne varsa sonunu gözetlerim.
    Özgürlük, demokrasi bayatladı, onu sil,
    İleri demokrasi anını gözetlerim.

    Beraber yürüyelim Ortaçağ’a ileri!…
    Kömür, nohut, makarna paylaşalım neleri.
    Çok çocuk yap ortaya, öldürme bebeleri,
    Sezaryen, kürtaj yok ha! Donunu gözetlerim.

    Benimle birlik olan kurtuluşu bulacak,
    Peşimden gelmeyenler Arasat’ta kalacak.
    Tinerci gençler bile mazbut adam olacak,
    Dindar gençlik yaratır dinini gözetlerim.

    Tarafımda olana bulaşmaz hüzün, keder,
    Karşıma çıkanlar da elbet oluyor heder.
    Bana inanmayanın soyundan şüphe eder,
    Tahlile gönderir de kanını gözetlerim.

    Işık veren mumları yerim ben dürüm dürüm,
    Aydınlık isteyeni yerde süründürürüm
    Sevmediğim sanatın içine tükürürüm.
    Sevdiğim şairlerin kinini gözetlerim.

    Sana lâyık biriyim, götürmeyi severim,
    Yemeye alışkınım; helâl, haram geverim.
    Öğretmen, doktor, polis, kim olursa döverim.
    Emrime girmeyenin canını gözetlerim.

    Biat etmeyenlerin kalesini yıkarım,
    Paşa maşa dinlemem ümüğünü sıkarım.
    Nevzat gibi ötenin çanına ot tıkarım,
    Beşer beşer toplarım, onunu gözetlerim.

    Halk Ozanı Karamanlı Nevzat
    * Başka bir deyişle, Isparta’ya layık biriyim.

Leave a Comment