Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Ergenekon, heryerekon, korkbendenekon

Artık yazmayacağım diyorum, dayanamıyorum. Yine bilindik, beylik cümleyi ederek başlayayım yazıya. Bu soruşturmanın üzerinde bu kadar durmamız, eleştirmemiz Ergenekoncu olduğumuzdan değil; darbeci olduğumuzdan hiç değil. Eğer yargılama neticesinde misal Eruygur Paşa’nın darbeci olduğu sabit görülecekse, Sinan Aygün’ün, gazetecilerin filan destek verdiği sabit görülecekse elbette hapse alınsınlar. Anayasal düzene karşı yapılacak her türlü eylemin karşısında olmak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmanın gerekliliğidir. Çok şükür tüm derde, sıkıntıya, hayal kırıklığına rağmen T.C. vatandaşlığımızdan ödün vermeyiz.

Lakin, AKP ve yandaşı medya tarafından yapılan tüm yorum ve sunulan haberlere karşın gün geçtikçe bu operasyona ve ciddiyetine olan inancımız azalıyor. Azalmayanı da vardır elbette, hala saf saf “üzerine gitsinler, çıksın tüm pislikler” hayalciliği yahut partizanlığı ile yanıp tutuşuyor olabilirler. Onlar da zaten operasyon ile ilgili fikriyatlarının temelini bizden almazlar. Nazlı Ilıcak, Emre Aköz filan var.

Mustafa Balbay serbest bırakıldı. Gayet duygusal bir konuşma yaptı çıkarken. “Ben Uğur Mumcu’nun yerinde yazıyorum. Ahmet Taner Kışlalı oda komşumdu. Gazeteciliği ve terörün her türlüsünün karşısında olmayı ben onlardan öğrendim. Ama şimdi terör örgütü zanlısı olarak içeri alınıyorum. Onları terör öldürdü, ben de terör yaralısıyım” dedi.

Biz niçin serbest bırakıldığını biliyoruz elbette. Kendisi de “İçeride sadece gazetecilik faaliyetlerimle ilgili sorular soruldu. Her gün yazdığım yazılar…” dedi. Ve zaten kendisini –gıyabında- az çok tanıyan herkes terör örgütü kelimesi ile Mustafa Balbay’ın yanyana gelemeyeceğini bilirdi, şimdi tüm Türkiye öğrendi. Dediğim gibi niçin serbest bırakıldığını biliyoruz ama ya niçin içeri alındı? Bunun cevabını verebilecek var mı? Madem çok ciddi bir darbe hazırlığı vardı. Madem 7 Temmuz’da start verilecekti, bu adam da o örgütün fikri üyeliğini yapıyordu da niçin serbest bırakıldı? Bu soruya cevap hazırlamaya fırsat bulamayanlar için şunu soralım İlhan Selçuk neden alındı? Neden serbest bırakıldı? Bu adam fikri lideri değil miydi örgütün? Bizzat omurgasız Emre Aköz tarafından faşist ve darbeci olduğu iddia edilmemiş miydi? Şimdi neden özgür bu adamlar? Kerameti kendinden menkul demokrasimiz için ciddi tehlike değil mi bu adamlar? Neden?

* * *

Haziran 2007 tarihinde örgütün finans kaynağı olduğu iddiasıyla gözaltına alınan adamı izlediniz mi? İçeri alındığında 80 küsur kilo olan adam artık serbest kaldığında 40 kilo civarında. Doktorlar çok geç kalındığını, vücudunun hiçbir tedaviye cevap vermediğini, ölümü beklemek durumunda olduklarını söylüyorlar. Bu cinayetin hesabını kim soracak?

* * *

Son dalga gözaltılardan iki gün sonra –tıpkı bir öncekinde olduğu gibi- iddianamenin neden hala hazır edilmediği konusu gündeme geldi. Başbakan sanki iddianame hazırlayan kendisiymiş gibi “az kaldı” dedi. Daha sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı aslında hazır ama teknik bir sorun var, bu haftasonuna kadar çözülecek dedi. (5-6 Temmuz kastediliyor) O da yetmedi, şimdi de yeni gözaltılar sözkonusu olduğu için biraz uzayabileceği söyleniyor. Ee ama güzel kardeşim haftasonuna kadar hazır dediğinizde yok muydu bu gözaltılar, siz kimi yiyorsunuz?

* * *

İçeri kelepçelenerek alınan tek isim Tercüman Gazetesi genel yayın yönetmeniydi. Dedik ki bu adamdan birşey çıkacak heralde. Ama olmadı, kendisine içeride sorulan sorular Hurşit Tolon ile çektirmiş olduğu bir fotoğraf ve özel hayatında hükümet ile ilgili konuşurken küfretmesi ile alakalıymış. Bu kadar yani, büyük, gizemli, übertehlikeli terör örgütü Ergenekon sanıklarına bak hale. Türkiye’nin %90’ı gibi küfürlü konuşmak ve Japon tursitler gibi fotoğraf çektirmekle suçlanıyorlar.

* * *

Sorusturmanin en onemli delili -en azindan varsayilan- Ozden Ornek’in yazmis oldugu, Nokta dergisinde yayinlanan ve hali hazirda baska bir mahkemenin delil sayilamayacagi seklinde karar verdigi gunlukler. Gunlukte kimin adi gectiyse gozaltina aliniyor anladigimiz kadariyla. Ama gunlugun sahibi, yani sorusturmanin bir numarali delili henuz gozaltina alinmadi, garip degil mi? Ve simdilerde Ornek’in oglunun ATV-Sabah’in cicegi burnunda sahibi, basbakanin cok yakini olan Calik Grubu’na ait bir sirkette ust duzey yonetici oldugu iddialari var. Hatta soylenene gore Calik Grubu Ornek’in organize ettigi denizcilik ile ilgili birkac organizasyonun da bas sponsoru imis. Her sey bir garip, her sey toz duman anasini satayim…

* * *

Ben çok sıkıldım bu Ergenekon hadisesinden. Okumaktan da, yazmaktan da. İçimde kalanları boşaltayım dedim sadece. Bir dahaki yazıya kadar Sabah, Zaman, Star ve Taraf okuyarak geçireceğim günlerimi. Kanlı darbenin detaylarını öğreneceğim kendilerinden. Bir de, bir kişinin de çıkıp bu gazetelere “siz bu detayları nerden biliyorsunuz, soruşturma gizli değil mi?” diye sormasını ümit edeceğim. deceğim. eceğim. ceğim. eğim. ğim. im. m…

4 Comments

  • dea
    Posted 08/09/2008 at 14:03

    Şu sevimsiz yazıyı siteye koyduktan sadece 30 dakika sonra bir ölüm haberi geldi. Yazıda da bahsi geçen Kuddusi Okkır ölmüş. Bir yılı aşkın süren soruşturmanın ardından nihayet kesin bir suçlumuz oldu. Bir katilimiz!

  • dellez
    Posted 25/09/2008 at 17:58

    Zaman’in internet sayfasindaki mansetlerinden birisi:
    Ergenekon’da tahliyenin yolu hastaneden geçiyor

    Sirada ne var? Sorusturmadan yirtmak icin birer birer olmeye basladilar manseti mi? Cok mu tatliydi Kuddusi Okkir’in kani?

  • Aga
    Posted 17/02/2010 at 00:44

    http://www.haberturk.com/haber.asp?id=207504&cat=110&dt=2010/02/16

    Ergenekon konusunda siz hakli ciktiniz ben yanildim, kabul ediyorum. Sabirli olup dinleyelim diyordum en ufak bir yerini bile ciddiye almaya degmezmis. Semdinli’de savciya yapilanla sunun ne farki var? Yok. Hukuksuzluk her bir yani sarmis.

Leave a Comment