Ülkemiz gençlerinin buhranlarına yıllardır ‘yurtdışına kapağı at da gerisini geç’ diyerekten kurtulma yolu öneriliyordu. Ve ilk kaçış noktası olarak ta Amerika gösteriliyordu. Orada ne yapacakları sorulduğunda ‘En azından pompacılık yaparsın’ gibisinden bir cevapla bütün sorunlar giderilmiş olunurdu.
Bu konuyu biraz düşününce Amerika ile pompacılık arasında ilginç bir bağlantı var.
Ne zaman birşeyler yazmaya otursam klavyenin başına
Küfrü basasım gelir Amerikan orospu çocuklarına...
Pardon kendimi tutamiyorum siire bayiliyorum..
Ne zaman birseyler yazmaya otursam klavyenim basina hep olumsuzluklarla dolu bir dünya takilir kalir aklima. Paranoyak oluyorum; yagmurun yagmasi; benim günümün kötü geçmesi ve küresellesme hakkinda öyle bir baglanti kuruyorum ki kendimden süphe eder olur, aynada dakikalarca bakakalirim yüzüme.