Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Tag: fasulyeden

Pis Kargalar!

Uzunca zamandır bir tarih blogu açmak için garip bir arzum vardı. Tarihin ne kadar subjektif bir bilim olduğunun, tek bir doğrusu olmadığının farkına varılmasını sağlamak, tarihi herkesin farklı bir açıdan…

Hakkımızda Hayırlısı…

Dün akşam birkaç saat kapalı kaldı Fasulyeden ve bağlı bulunduğu ortaklıkları. Zaten son birkaç haftadır malumunuzdur, bir sıkıntı var. Sunucu hizmetini aldığımız yer, sunucuda oluşan aşırı yüklenmeden dolayı sitelere erişimi engelledi. Ve epostayla bu durumu bildirdi. Gayet sevimli, sempatik bir şirket olmalarından dolayı sanırım, “Biz kapadık siteleri, siz bu aşırı yoğunluğa ne sebep oluyor bir kontrol edin, sorunu çözdüğünüzü düşünürseniz kendiniz açabilirsiniz” demişler. Ben de birisi fenerbasket, diğeri 55lira olan iki siteyi kullanıma açtım. FasulyedenKom hala kapalı. İki site çalışırken bir sorun çıkmayınca anladık ki FasulyedenKom bir garip. Götü ayrı, başı ayrı oynuyor ve bu durum sunucunun kafasını karıştırıp aşırı işlemci kullanımına sebep oluyor.

İnternet dediğin nedir ki?

Yaşadığım internetsizlik ile ilgili son derece çarpıcı, değme gerilim filmlerine anatema olabilecek kadar sinir bozucu gelişmeler yaşandı. Sabah işe geldim, açtım Word dökümanını, karaladıkça karaladım. Sanırım 3. sayfaya gelmiştim ki (Times New Roman, 12px, Satır aralığı Single), o kabus dolu dakikaları tekrar yaşadım, gözlerim doldu, ellerim istemsiz titremeye başladı, anneee annneeciğim diye çığlık atıyordum ki müdür yardımcısı tokatladı, kendime geldim. Ve anladım ki bu hikayenin benimle birlikte mezara gitmesinde fayda var. İnsanlık henüz hazır değil böyle bir bilgiye vakıf olmak için.

Fasulyeden’de Topuk Tıkırtıları

Bakıyorum da memleketimin her alanında olduğu gibi burda da erkek egemen hatta salt çoğunluk bir birliktelik yürütmektesiniz. Niyetim sayfayı pembeye boyayıp, kelebek, kuş, çiçek resimleriyle donatmak değil netekim, ama diyorum ki biraz oje kokusu, biraz topuk tıkırtısı gelse fena olmaz mı?

6. yıl: Hepi börtdey Fasulyeden!

27 Temmuz 2004′te, 56K modem ve dial-up bağlantı ile ıssız bir yayla evinden başlayan bir maceradır FasulyedenKom. (“Bugün ise dev plazalar ve binlerce kişilik istihdamı ile sektörün öncü…” diye devam edeceğim sandınız di mi?) Hayat bugün Fasulyeden! Daha fazla ses, daha fazla gürültü, daha fazla kelam ve daha fazla ahkam ile hayat yarın daha da Fasulyeden! Kutlu olsun! …demiştim geçen sene bugün. Aradan geçen 365 gün 6 saat daha yaşanılabilir kılmadı hayatlarımızı. Eee öyleyse, bu mücadeleye devam etmekten başka şansımız var mı sandıydınız?

Susmanın sırası savıldı.

Cuma akşamı, çok geç planlanmış, çok geç iştirak edilmiş ve Osman Tanburacı'ya komşu bir toplantının sonlarına doğru dedik ki; yavaştan başlayalım. Osman Tanburacı ile alakası yok elbette, sadece, susmak iyi gelmiyor bünyeye. Mavra yapmadan durulmuyor, olmuyor. Yaz da geldi ya, herkes ufak ufak tatil planları konuşurken, deniz, kum, güneş ulaşılmaz bir sevgili gibi bizi bekler ve biz, Müslüm Gürses romantikliği ile yanık yanık duygu seline kapılırken; ya da tam tersi be abi, Metrobüs'te sağdan soldan ter nüfuz ederken bünyeye, işe geç kalırken, uykusuz sabahlara yorgun akşamları katık ederken, tüm hızıyla, cayır cayır, odun ateşinde kelimeler ile aklınızı başınızdan almanın tam sırası. Susmanın sırası savıldı, şimdi konuşma zamanı!

Rahmet, sabır, metanet…

Birkaç gündür keyfimiz yok, haliyle duruldu buralar. Çok da umrumuzda değil ya, belki merak eden olur diye, zorunluluktan yazıyorum bunu da. Pazar akşamı Ozan demişti, "Sevincimiz de, hüznümüz de…