Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Tag: fenerbahçe

Deivid de Souza ne demektir?

Deivid de Souza hırs demektir, estetik demektir... Zeka demek, şut demek, gol demektir. Deivid de Souza ilk sezonunda ıslıklandığı kurtlar sofrası Fenerbahçe’de herkesin, öyle böyle değil, cümbür cemaat herkesin ayakta…

Salak ile Avanak Londra Deplasmanında – II

Kahramanlarımız –ki neresi kahramanlık tartışılır– havaalanı polisi tarafından bir süre tutulduktan sonra Luton Karakolu polisleri tarafından ayrı ayrı teslim alınır. Hiçbir suçu olmayan AVANAK karakola ilk gelen zanlıdır. Bindiği ilk sağdan direksiyonlu araba polis aracıdır malesef. Birden İstanbul'da oynana Chelsea maçı sonrasını hatırlar. “Sallasana sallasana mendilini, Abramoviç kurtarsana piçlerini”... Tekrar görebilecek miyim acaba İstanbul'u, başıma ne gelecek soruları ile kafa patlatır. Ellerde kelepçe ufak bir odaya alınır. Kelepçeler çıkar. “So little” seviyesinde ingilizcesi ile polis amcalarıyla ve amcalardan daha geniş vücuda sahip olan teyzeleriyle anlaşmaya çalışır. Montu, laptopu, cüzdanı, kemeri ve ceplerindeki herşey büyük bir poşete konur. Polis amcalardan biri yırtılma ve açılma ihtimali olmadığını göstermek için "bak ulan güneşin batmadığı ülkede biz torbanın bile kralını yaparız" diye ufak bir şov yapar.

Fenerbahçe – Galatasaray bedava izle, canlı izle, deli gibi, manyak gibi izle…

Siteye yazılan Fenerbahçe-Galatasaray ile ilgili diğer yazılarda hep gergin yorumlara şahit olduk. 9 Kasım 2008’de oynanacak olan işbu derbi yazısında, siteye ilgi durağan ötesi bir hale geldiği, herhangi başka bir konuda yorum savaşları yaşanmadığı, ve bilhassa yumuşak bir yazı olacağı için aksi bir durum yaşayacağız sanırım, umarım. Ha belki (belki değil, muhakkak) kazanan taraf "nasıl geçirdik lan?" diye arz-ı endam edecektir ama, o da hakkıdır heralde. Neticede bahsettiğimiz maç Sürmenespor-Ünyespor maçı değil, nesnelliğinden şüphe ettiğim bazı listelere gore dünyanın en büyük derbisi.

Claudio Andres Del Transito Maldonado Rivera

07/10/2008 Salı, Saat 19:00 civarı, Lig Radyo Fırat İşbecer: Maldonado'yu şuan Süper Ligin ilk 8'inde yer alan herhangi bir takımın ortasahasında oynatır mısın? Mehmet Demirkol: Lig sonuncusunun orta sahasında bile oynatmam. Oynayamaz. SMS…

Salak ile Avanak Londra Deplasmanında – I

Hikayede anlatılan olayların ve kahramanların gerçek olaylar, kurumlar ve kişilerle kesinlikle ilgisi yoktur. Tamamen hayal ürünüdür. Hikayemiz, bir grup arkadaşın yurtdışında maça gitme istekleri ile başlar. Şampiyonlar Ligi Çeyrek Final Kuraları çekilir çekilmez ucuz yollu alınan uçak biletleri, ucu ucuna denkleştrilen paralar, vize işlemleri, hostel masrafları, iş-güç ayarlaması derken 08.04.2008 Pazartesi yani maçtan bir gün önce Londra'ya gidilecek uçağın içerisinde kendisini bulur 2 kafadar (aslında 4 kişidirler ama diğerleri bu hikayede figüran görevi görmektedir).

Slogans

Komünist Arnavutluk'un küçük bir köyünde yaşananları bir okul, öğretmenleri ve öğrencileri merkezli olarak anlatan, Enver Hoxha Arnavutluk'unun özeleştirisini yapan bir filmdir Slogans. Müdürü aynı zamanda parti başkanı olan bir okul, partinin gazabından çekinen öğretmenler ve damardan ideolojik eğitim şırıngalanan küçük çocuklardır anlatılan. Parti, okul müdürü aracılığıyla köyün dağlarına, tepelerine yazılacak sloganları öğretmenlere iletir. Öğretmenler de öğrencilerini alarak beyaz taşlarla bu sloganları işler dağa, taşa. Yani bildiğin "Önce Vatan" hadisesi.

Basri Dirimlili

Futbolda bazen öyle anlar gelir ki, skordan ziyade saha içerisinde yapılan mücadele taraftara daha çok zevk verir. Sahadaki oyuncuların azmi, mücadelesi, takım ruhu seyircinin önemsediği şeylerdendir. Bazen takımınız o maçı kaybeder, ama oyuncularının sahada yüreklerini ortaya koyarak mücadele etmeleri size o mağlubiyeti unutturur ve avuçlarınız patlarcasına alkışlarsınız sahadaki topçuları, moral verirsiniz onlara. Yenilsen de yensen de taraftarın seninle mesajlarının kuru gürültüden ibaret olmadığını gösterirsiniz.

Geçmiş olsun büyük kaptan!

Günümüz futbolu metalar üzerine kurulu. Ve günümüz futbol seyircisi her zaman en iyiyi isteyen bir canavar. En iyi futbolcu sen olmalısın, en yakışıklı, en karizma, en çok ses getiren... Ancak bu şekilde sevilirsin. Günümüz futbol ve futbol seyircisinin dünyası vahşidir bu yüzden. En iyi değilsen, hiçbir şeysindir. Sıfırsındır, belki bugün kıyısından, köşesinden varsındır ama bil ki yarın olmayacaksındır. Bu vahşileştirilmiş "entertainment" dünyasında, futbol denen "business"ta sana yer yoktur. Olmayacaktır. Ümit Özat hiçbir zaman en iyi oyuncu olamadı, en iyi sol bek değildi, hatta sol bek bile değildi, en yakışıklı, en karizmatik hiç değildi. Forması ne kadar satmıştır bilinmez, ama kendi evinde bile huzur bulamadan ayrıldı Fenerbahçe'den. En sıradan hatasında bile boynuna ilmek geçirilen, ıslıklanan, yuhalanan, aşağılanan bu adam gururlu gözyaşlarıyla terketmişti Saraçoğlu'nu.