Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Tag: insan

Ece Temelkuran: “Özgürlük ve Ülke”

Bir televizyon kanalı olan 24, enteresan bir biçimde dünya sinemasından güzel filmler gösteriyor. Geçtiğimiz günlerde de İspanya İç Savaşı’nı anlatan, Ken Loach’un çektiği ‘Ülke ve Özgürlük’ filmi gösterildi. Orduyu eleştirdiği ve demokrasiyi savunduğu için AKP yandaşlarının kendi eşrafından saydığı entelektüel kesimin de piyasa mekânı olması hasebiyle; 24, ‘yeni Türkiye’nin cilalı ekranı sayılabilir. Orası, Türkiye’de yaşanan kafa karışıklığının şık yüzü. Bir tane bile başörtülü kadın yok ama herkes başörtüsü mücadelesini savunuyor mesela... Muhafazakâr gazete yazarlarının ‘kıro muhafazakâr’dan ‘havalı liberal’e geçiş için çıkmaları geren trambolin orası.

Evlat acısına mucize diyebilmek

Konya’nın Taşkent İlçesi’ne bağlı Balcılar Beldesi’nde, izinsiz Kuran kursu olarak kullanılan ve önceki gün sabaha karşı gaz kaçağının neden olduğu patlamayla yıkılan Boğaziçi Özel Öğrenci Yurdu’nun enkazı altında can veren 17 küçük öğrenci ile kurs öğretmeninin yakınlarıyla, yaralanan 29 kişi arasından tek şikayetçi çıkmadı.

Kan ağlayanlar, kanı ağrıyanlar…

Sık sık söylenedurur, söylemişimdir, bambaşka bir coğrafyadır burası. Kanla doğar, kanla yaşar, kanla ölürsün. Kan içinde ölürsün, kıpkırmızı. Okula giderken ölürsün bazen, bazen askere çağırırlar ölü dönersin evine, evinin önünde öldürülürsün belki de. Evde, işte, trafikte, her yerde ölürsün bu ülkede ve her şekilde.

Bambaşka bir coğrafya…

İddiaya göre Recep Çakır memleketi Korkuteli İlçesi'nde gördüğü ancak hiç tanımadığı Akdeniz Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksek Okulu Büro Yönetimi ve Sekreterlik Bölümü mezunu G.C.'ye aşık oldu. İki yıllık yüksek öğrenimi tamamlayan ancak çalışmayan G.C. annesi S.C. ile geçen 2 Haziran günü yeni yaptırdıkları evin mutfağına fayans beğenmek için çarşıya çıktı. Milli güreşçi Recep Çakır, yeğeni Emin Toksöz ve arkadaşı Mehmet Hanedan ile G.C.'yi takip edip, annesinin yanından 07 GB 938 plakalı araca bindirerek kaçırdı. Saklıkent dağ yoluna giren aracın lastiği patladı. Recep Çakır kızı araçtan indirip yeğeni Emin Toksöz ile birlikte ormana sürükledi. Toksöz direnen G.C.'nin kollarından tutarken, milli güreşçi Recep Çakır tecavüze kalkıştı. Ereksiyon olamayan güreşçi, iddiaya göre regl dönemindeki G.C.'nin bekaretini işaret ve orta parmağıyla bozdu. G.C.'yi yolda bırakıp Korkuteli'ne dönen milli güreşçi, genç kızın şikayetçi olması üzerine kısa süre sonra jandarma tarafından yakalandı.

İkinci hoşgeldin

Hayata dair küçük detayları paylaşmanın insana değer kattığını düşünüyorum. Otobüste cam kenarındayken, duraktaki insanlarla göz göze gelip "Oha kız beni kesiyo lan, dur hemen bakmayayım da otobüs hareket edince bakarım." gibi anlar yaşarız da birileriyle paylaşma ihtiyacı duyarız acaba onlara da oluyor mu diye ya işte bunlardır hayatı rakı masası olarak görenlerin mezeleri. Şimdi anlatacağım detaysa genelde türk filmlerinde falan da rastlarız ama gündelik hayatta da çok hoşnut kalarak yaptığımız hareketlerden biridir, anlamlıdır, özeldir.

Sokağa çıksana! Hayat sokakta!

Coca Cola’nın bir zamanlar çok beğendiğim reklamının mottosu idi: Sokağa çıksana! Hayat sokakta! Dünya kapitalizm listelerinin ilk sıralarında yer alan bir şirketin reklam sloganı olmasaydı eğer, mesela, 1 mayıs’ta ezilenleri sokaklara, meydanlara çekmeye çalışan sol bir örgütlenmenin, bir sendikanın sloganı olabilirdi. Ya da insan ve yaşam merkezli bir anlayışa sahip sivil toplum örgütünün toplumsal projesinin sloganı olabilirdi rahatlıkla. Hatta anarşist bir grubun basılı yayını için biçilmiş kaftandı. Süperdi anlayacağınız. Ama noldu?

Söylediklerin(iz)den bende kalan…

Sorgulanması gereken aslında çıkan değil bence. Yani çıktığında yerine ne yerleştireceğinizi bildiğinizde, aslında çıkanın da çıktığı zamanın da çok fazla önemi olmuyor. Asıl soru, çıkanlarla birlikte aslında orada olmayana ne yapacağınız. Eğer ki yerinde sayanlardan eleştiri almaktan korkuyorsanız, yapabileceklerinizin sınırlarını belirlemede de bir kısımdan yardım almak yerine kendi içselliğinizle birlikte küçük kapalı çevrelere yönelmeniz doğal bir davranış olarak görülür çoğunluğa dahil kişiler tarafınca.

Falancanın oğluna, filancanın kızına…

Çoğumuzun hayatına ara sıra davetsizce girip çıkmıştır falancagiller. Anne babalar, akrabalar, aile dostları, komşular, öğretmenler pek severler bize falancanın oğlu ve kızıyla ilgili örnekler verip, örneklerin altından çaktırmadan karşılaştırma yapmayı... İlginçtir bu kodumun falancanın oğluyla filancanın kızı da tam ailelerin istediği ideal yaşam tarzını benimserler. Sınavlardan hep yüksek alırlar, olur da kırk yılda bir başarısız olurlarsa kesin fazla heyecanlanmışlardır. Ne bileyim okulu zamanında bitirip planlarını yıllar önceden yaptıkları işlere hemencecik giriverirler, hatta işler onlara teklif edilir o derece harikadırlar. Zaten hayat planları her zaman bellidir bunların ve tıkır tıkır işler.

Şehirlerarası cinnet yolculuğu

Oldum olası nefret ettim otobüs firmalarından, şöförlerinden, hostlarından, servis elemanlarından, bilet satanından, çağrı merkezinden, kekinden, havasından, suyundan... Anlatmakla bitmez bir şehirlerarası yolculuk mazim olduğundan dolayı, anlatmakla bitmez bir şehirler arası otobüs macerası antolojisi oluşturdum kendime. Ama dün, bugün ve yarın, mevcut tüm nefretimi üzerinde toplayabilecek bir firma adı isterseniz, tek saniye düşünmem Metro derim.