Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Tag: telefon

Allessandra Lolita Oswaldo

Hikayeyi daha önceden duymuşsunuzdur. Telefonu açınca neden alo deriz? Çünkü, telefonun mucidi Graham Bell, ilk telefon görüşmelerini sevgilisiyle yapardı. Sevgilisinin de adı Allessandra Lolita Oswaldo'ydu. İlk zamanlarda telefonu hep Allessandra Lolita Oswaldo diye açardı, sonra her seferinde bunu demek uzun geldiğinden de başharflerini alarak ALO diye kısalttı. Ondan sonra da telefonu hep ALO diye açar olduk. Bu hikayeye internette çok yerde rastlamak mümkün. Meşhur arama motoruna Alessandra Lolita Oswaldo yazarak onlarca sayfada karşılaşabilirsiniz. Bu sayfaların içinde hiç yabancı dilde bir içerik olmaması hiç dikkatinizi çekecek mi bilemiyorum ama ben tam bu noktada bir paragraf açıp, ufak bir fıkrayla devam edeyim yazıya. Muhtemelen bunu da biliyorsunuzdur ya, yazayım yine de; softanın biri, bir mecliste halka dinde kurban kesmenin nereden geldiğini anlatıyormuş: "Musa peygamber, çok istemesine rağmen bir türlü çocuğu olmuyormuş. Yıllar sonra, bir gün Allah ona bir kız çocuk bağışlamış. Ama, onu sınamak için de, büyüyünce kızını kendisine kurban etmesini istemiş. Hz. Musa, Allah'ın emrine karşı gelmemiş, kızını bir izbeye götürmüş, tam baltayı boynuna vuracakken, Azrail gökten elinde bir danayla çıkıvermiş ve böylece kızcağız kurtulmuş." Biraz da softanın hitabetinin gücünden, cemaat gözleri yaşlı dinlerken, arkalardan bir kahkaha yükselmiş. Başta softa olmak üzere herkes dönüp sinirle arkaya adama doğru bakınca, adam gülerek söylenmiş; "Be hey deyyus, bunun neresini düzelteyim ben; Musa değil İbrahim, kızı değil oğlu, balta değil bıçak, Azrail değil Cebrail, dana değil koç..."

Telefon dinliyorum, gözlerim kapalı…

Yalnız ve güzel, alabildiğine çekici, seksi, ateşli ülkemde bir dinlenme yaygarası daha kopuyor bugünlerde. Bu kez dinlenen İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı. Dedikodu, iddia filan da değil; Adalet Bakanlığı’nın başsavcısını dinleyen bir ülke olduğumuz resmen kanıtlanmış durumda. Türkiye için şaşılacak bir durum mu? Değil. O zaman bu yaygara neden değil mi? Yani, kendi adıma konuşuyorum, Adalet Bakanlığı’nın başsavcıyı dinlemediği kanıtlansaydı, hani demokratik bir ülkede normalde olması gereken şey olsaydı, ben asıl o zaman şaşırırdım. TİB Başkanı yasadışı bir şey yok mahkeme kararı ile dinledik demiş. Lakin o mahkeme kararlarının nasıl alındığı da daha önce kanıtlanmamış mıydı? Adalet Bakanlığı müfettişleri isim yeri boş olan dinleme izinleri alıyorlardı mahkemelerden. Yargıçlar da ne yapsın, tepelerinde hükümetin, o hükümetin müfettişlerinin baskısı ile el mecbur, basıyor mührü, imzayı izin belgelerine.

3G Bir Devrimdir!

İhalesiyle, öncesiyle, sonrasıyla, türlü türlü, abidik gubidik reklamlarıyla hayatımıza en orta yerinden, en cüretkar şekilde giren 3G teknolojisinin özeti, birbirini ilk kez görüntülü olarak arayan Türk insanının karşısındakine hareket çekmesi…