Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Tag: toplum

“E takip etselermiş kızlarını…”

Münevver Karabulut. Geçtiğimiz aylarda kafası kesilmiş cesedi çöp konteynerinde bulunan liseli bir kız çocuğu. 17 yaşında. Cesedinin bulunmasının ardından ortadan kaybolan erkek arkadaşı baş şüpheli. Cem Garipoğlu. 18 yaşında. İşadamı Mehmet Nida Gariboğlu’nun oğlu, Hayyam Garipoğlu’nun yeğeni. Evlerinde silinmiş kan lekelerine rastlanınca anne ve babası gözaltına alındı, "biz birşey bilmiyoruz" dediler, serbest bırakıldılar. Oğulları nerede bilen yok. Polis arıyor lafta, 2 ay kadar süre geçti hala bulunamadı. Büyük ihtimalle bir Yunan Adası’nda çıtırlarla gününü gün etmekte an itibariyle...

1 Mayıs Çevik Kuvvet Bayramı

Dünya’nın dört bir yanında İşçi Bayramı olarak kutlanan 1 Mayıs, güzel ülkemde Çevik Kuvvet Egemenlik ve Dayak Bayramı olarak kutlanır yıllar yılı. Orda bok varmış gibi Taksim’i kapatırlar işçilere. Girmek isteyeni, istemeyeni, slogan atanı, atmayanı, yaşlı dedeyi, küçücük çocuğu, turisti, yerliyi, öğrenciyi, işciyi, aman diyeni, diyemeyeni hepsini sırayla döverler. Lokanta’da yemek yersin, yanına dayak servis ederler; hastanede tüpten oksijen yersin, portakal aromalı biber gazını da katık ederler. Kısacası kafalarında kaskları, ellerinde yangın tüpüne doldurulmuş biber gazları, copları ile bayramlarını büyük bir coşkuyla kutlar çevik ve kuvvetli abilerimiz.

TRT Radyosu 23 Nisan Yayın Akışı

Gün geçmiyor ki, memlekette ne kadar imam varsa kadrosuna geçiren TRT ilginç eylemlerin odağı haline gelmesin. Kadrolaşmadaki absürdlüğün boyutlarını idrak etmek isteyenler açsınlar TRT bürokratlarının geçmişlerini, şöyle bir kurcalasınlar. İmam-Hatip mezunu da demiyorum bak, bildiğin eski imamları kadrosuna almakta herhangi bir sakınca görmüyor artık kurum. Birbirinden absürd kararlar, skandallar, sansasyonel yayınlar da peşisıra geliyor elbette.

Sabah ve ATV Grevi 67. Gününde

Turkuvaz Medya Grubu’nda, yani Sabah ve ATV’de süren grev bugün itibariyle 67. gününe girdi. Toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin olumsuz sonuçlanmasıyla birlikte İstanbul Balmumcu, Sefaköy ve Ankara Balgat’ta çalışan Sabah, ATV ve grubun dergilerinde çalışanlar yasal greve başlamışlardı. Turkuvaz Medya Grubu ise ihtiyadi tedbir çerçevesinde grevin durdurulması istemi ile mahkemeye gitmiş, mahkeme ise bu talebi reddetmişti. Grup bu karardan sonra kanunlara aykırı şekilde greve dahil olan çalışanlarını kovmaya başladı. Bugün, çok küçük bir azınlık olarak görülseler de, seslerini duyurmalarına imkan tanınmasa da grev hakkını büyük bir dirençle kullanan grup, hakları olanı almak için mücadeleye devam ediyor.

Kutlu Doğum Haftası vs. Mevlit Kandili

Dini konularda ahkam kesmek hiç kolay değil. Özellikle Türkiye gibi müthiş bir hız ve arsızlıkla çoğalan bir muhafazakarlık akımına maruz kalmış bir ülkedeyseniz, ağzınızdan çıkacak kelam size ana, bacı küfür ya da taşlı sopalı bir kavga ile geri dönebilir. Bu, temelde İslam dininin 21. Yüzyıla denk düşen gölgesi ve özellikle demokrasiyi hazmedememiş, Ortadoğu ülkelerinin gergin yapısı ile de alakalı elbette. Kişisel anlamda, dinle aram pek iyi değil. En iyi olduğu dönemde de bir Gülen cemaatine ait bir yurtta namaz kılıyor numarası yapıyordum. Çünkü namaz kılmayı bilmeyen, 10 yaşındaki küçük bir çocuktum ve namaz kılmak zorundaydım. Göz ucuyla sağımdakini kesiyor; o eğilince, ben de onu taklit ederek eğiliyordum. Ağzımı da belli belirsiz kımıldatarak dua okuyor numarası yapıyordum. Yani, yanımdaki namaz kılınca, ben de namaz kılmış sayılıyordum.

Ferah Ülkemizde Huzurlu Bir Gün Daha…

Malumunuz olduğu üzre kapitalist dünya çok ağır bir krizle sarsılıyor. “Resesyon mu değil mi?” sorusu ile başlayan süreç, “depresyon mu değil mi?” ile devam etti. Şu an tüm dünyadaki algı “bu depresyonun allahı lan” şeklinde olsa da, çok şükür başbakanımızın “bu kriz bizi teğet geçecek” sözüne olan sonsuz inancımız sayesinde, ülke olarak ayakta kalabiliyoruz. Hem ekonomik altyapımız, hem de sonsuz moralimizle dünyayı kasıp kavuran kriz, bizde ancak tatlı bir esinti tadında hissediliyor.

Son Osmanlı Padişahı: Tayyip

İstanbul'da Avrupa ve Asya yakalarını birbirine bağlayan yeni metrobüs hattının açılışı bugün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından yapıldı. Kadıköy'de düzenlenen törende açılan pankartlar dikkat çekti. Törende Başbakan Erdoğan için "Kadıköy'e…

İTÜ Maslak Kampüsü’ndeki PTT Çalışanı

Cuma günü, PTT aracılığı ile para göndermem gerekti. Para öğleden önce gitmek durumunda. Seans 12:30’da kapanıyor. 12:10 gibi çıktım işyerinden. Maslak’ta bulunduğum yere en yakın PTT Online şubesi İTÜ Maslak Kampüsü içerisinde. 15-20 dakikalık bir yürüme mesafesi var. Maslak’ta karşıdan karşıya geçmenin bile zülum olduğu bir güzergahta iki üstgeçitten birden geçerek kampüse ulaştım. Kapıdaki güvenlik çıkardı ilk marazı. “Öğrenci filan değilim, PTT şubesine gitmem lazım, istersen kimliği bırakayım, 10 dakikaya geri döneceğim.” İkna oldu. Kimlik filan da istemedi. Bak, ben bunu da anlamıyorum, maden içeri girmem herhangi bir rsik içermiyor, ne diye zorluk çıkartıyorsun? Bir risk söz konusuysa, ee o zaman neden kimliğimi vereyim teklifini es geçiyorsun? Ya da ehrhangib ir kayıt almıyorsun? Yalandan bir güvenlik anlayışı, neyse…

Toplumsal rönesans ve muhalefet

Bir yaşam biçimi olarak muhalif olmanın pek tabii ki içinde bulunduğumuz toplumun direnci açısında ciddi bir önemi var. Lakin bu muhalefet duygusunun sadece toplumu yönlendiren, şekillendiren, biçimlendiren erklere karşı yürütülmesinin de bir kusuru var. Yukarıdakilere, tepedekilere dikkat kesilen, sorgulayan, araştıran birileri iseniz toplumun bizzat kendisini, en alt kademesini –ya da en üst kademeyi şekillendiren tüm olguları- gözden kaçırabiliyorsunuz. Bu açıdan bakıldığında Türkiye’nin asıl ihtiyacı olan hatt-ı muhalefet değil, sath-ı muhalefet. Bu bu satıh, toplumun her kademesi, her hareketi, her duruşu… Daha azı ile mücadele kolaycılıktan başka bir şey değil.