Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Tag: türkiye

Han-ı Yağma

Bu sofracık, efendiler -ki iltikaama muntazır Huzurunuzda titriyor -bu milletin hayatıdır; Bu milletin ki mustarip, bu milletin ki muhtazır! Fakat sakın çekinmeyin, yiyin, yutun hapır hapır... Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin, Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

Ordular ilk hedefiniz: Google’dır; İleri!

Dün zilyon tane haber sitesine yansıyan bir haber vardı. Habere göre Atatürkçü Düşünce Derneği, Atatürk'e ve Kemalizm'e hakaret eden bir sitenin Google Sites hizmetinden faydalanması sebebiyeti ile Google'a erişimin engellenmesi için mahkemeye başvurmuştu. ADD'nin resmi web sayfasında konuyla ilgili bir açıklama olmadığı için, bu haberlerin mutlak doğruyu yansıtıp yansıtmadığından emin değilim. O yüzden yazıyı "Eğer doğruysa..." ekseninden götüreceğim. Elbette aksi yönde bir haber ya da açıklama gelmesi durumunda bunu belirtmemiz hiç te umrumuzda olmayan basın meslek ilkelerinden birisi. Misal ADD aslında Google'un değil de, sadece o sitenin kapatılması için talepte bulunmuş olabilir, o durumda yazının bir bölümü hükmünü yitirir tabii.

Çanakkale Geçilmez!

Ne ortaokul çocuklarına verilen dönem ödevleri, ne liseli kızlara okutulan hamaset dolu şiirler, ne tarikatların kitleler halinde gezileri ve o gezilere eşlik eden ebesini ak sakallı dedeler kovalayan embesil hoca'ül rehberler... Bu savaşın, bu zaferin, bu mücadelenin, bu varoluşun tek bir anlamı var, milyon anlam içinde. O da büyük önderin Anzaklara yazdığı mektupta saklıdır. O mektup ki, bugün Avustralya'da, Yeni Zelanda'da o büyük önder için anıtlar yapılmasına sebep olmuştur. Gerisi laf-ü güzaftır... Anlayabilen için de, anlayamayan için de...

Ferah Ülkemizde Huzurlu Bir Gün Daha…

Malumunuz olduğu üzre kapitalist dünya çok ağır bir krizle sarsılıyor. “Resesyon mu değil mi?” sorusu ile başlayan süreç, “depresyon mu değil mi?” ile devam etti. Şu an tüm dünyadaki algı “bu depresyonun allahı lan” şeklinde olsa da, çok şükür başbakanımızın “bu kriz bizi teğet geçecek” sözüne olan sonsuz inancımız sayesinde, ülke olarak ayakta kalabiliyoruz. Hem ekonomik altyapımız, hem de sonsuz moralimizle dünyayı kasıp kavuran kriz, bizde ancak tatlı bir esinti tadında hissediliyor.

Son Osmanlı Padişahı: Tayyip

İstanbul'da Avrupa ve Asya yakalarını birbirine bağlayan yeni metrobüs hattının açılışı bugün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından yapıldı. Kadıköy'de düzenlenen törende açılan pankartlar dikkat çekti. Törende Başbakan Erdoğan için "Kadıköy'e…

Toplumsal rönesans ve muhalefet

Bir yaşam biçimi olarak muhalif olmanın pek tabii ki içinde bulunduğumuz toplumun direnci açısında ciddi bir önemi var. Lakin bu muhalefet duygusunun sadece toplumu yönlendiren, şekillendiren, biçimlendiren erklere karşı yürütülmesinin de bir kusuru var. Yukarıdakilere, tepedekilere dikkat kesilen, sorgulayan, araştıran birileri iseniz toplumun bizzat kendisini, en alt kademesini –ya da en üst kademeyi şekillendiren tüm olguları- gözden kaçırabiliyorsunuz. Bu açıdan bakıldığında Türkiye’nin asıl ihtiyacı olan hatt-ı muhalefet değil, sath-ı muhalefet. Bu bu satıh, toplumun her kademesi, her hareketi, her duruşu… Daha azı ile mücadele kolaycılıktan başka bir şey değil.

Sorsan adı devlet…

"Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanun" kapsamındaki uygulamalardan faydalanmak isteyenler için başvuruda son haftaya girilirken, Gelir İdaresi Başkanı Mehmet Akif Ulusoy, varlık barışı uygulamasını, "bir daha ele geçmeyecek fırsat"…

Haydi sor, sor!

Bazen herşey kontrolün altında sanıyorsun, kontrolde derken, kişisel olarak değil kastettiğim; haberdar olduğunu, gündemi takip ettiğini, her yaşananı bildiğini, doğru yorumladığını filan. Hani sıklıkla öyle bir halete büründüğüm oluyor, "sor bana Ergenekon'u, Türkiye'yi, sor bana Obama'yı, Dünya'yı, sor komplo teorilerimi, sor Black Smoke'un ne olduğunu, hey dostum sor hadi, 4, 8, 15, hadi sorsana, 16, 23, 42 sor ulan!" diye gerzekçe dolanıyorum etrafta. Ama boş hepsi işte, çok gezen de, çok okuyan da bir nebze biliyor ama, çok konuşan bilmiyor. En fazla Bülent Uygun kadar. Ötesi değil...

Kimi ölüler bize ne kadar yakın…

Yaşasaydın, Ergenekoncu diye tutuklanacaktın belki; Öldün, Ergenekon öldürdü, belli... Sen de dedin ki, yiğidim, aslanım; "Ki mi ölüler bize ne kadar yakın; Yaşayanların birçoğu ne kadar da ölü... " …