Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Tag: yazmak

Düz yazı, dümdüz yazı…

Ekrana bakarken bile hala kafamda yazı için bir konu yoktu. Topun sahibi arkadaşın, ki biz kendisine kısaca top diyoruz, geçenlerde dediği gibi, gerçekten ne oluyordu bize? Sürekli bir şeyleri erteliyorduk. Sürekli bir işimiz vardı. Sürekli daha önemli bir işimiz vardı. Sanırım fasulyeden.com'u bir şekilde öncelikler listesinde arka sıralara almıştık. Üstelik bilinçsizce yapmıştık bunu. Ya da belki bilinçsizce yaptığımıza kendimizi ikna etmiştik.

Kumdan kaleler

Alternatif medya gibi içinin doldurulması çok zor bir eyleme amatör bir ruh ve kırık kalemlerimizle soyunduk geçen yıl bu zamanlar. Hatta daha öncesinde de adını başarızlık koyduğumuz eylemlerimizle beraber. Günde 3 yazı astığımız zamanlarda oldu, aylarca pineklediğimiz zamanlarda. Kendisini FasulyedenKom takipçisi sayabilecek kişiler var mı bilmiyoruz ama olsa bile kimseye birşeylerin içini doldurmak, açıklanmayanları açıklamak, konuşulmayanları konuşmak gibi iddialı ve reyting kaygısı olan tartışma programlarına ait olan söylemlerimiz olmadığı için tedirgin değiliz.. Evet yaz sezonu boyunca deniz, kum, güneş, ye, iç, sıç ekseninin etrafında dönerken ihmal ettik buraları. Konuşulacak çok şey var şimdi de.. Hortlatılan PKK, Peşkeş çekilen kamu kurumları, Hizbut tahrir'ler mesela.. Gelinim Olur musun Ata'nın ölümünün ve Gamze Özçelik'in pornosunun arasında kalan niceleri mesela.. Beşiktaş-Fenerbahçe maçında Fenerbahçelilerin bir valiyi dize getirmesi mesala..

Sözcükleri fırça gibi kullanmak

Sözcükler sözcükleri kovalıyor her gece. Her gece başka hayatlar, her gece başka anılar..Ertelenen gelecekler, vazgeçilen geçmişler. Neyi erteliyoruz? Erteleme hakkımız var mı? Çok sevdiğimiz, asla hayır diyemediklerimizi hep erteliyoruz. Önemli işim var deyip, sonra ararım diyoruz. Yarın alırım, gelecek çarşamba giderim, randevum 1 ay sonra!