Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

FasulyedenKom 2008 özeti (çok sıkıcı oldu lan)

2008’i de devirdik, sıra 2009’da. Ben tüyoyu vereyim şimdiden. Ne uzayacağız, ne de kısalacağız. Bol bol savaşıp, bol bol dayak yiyeceğiz. Arada küçük zaferler belki kazanacağız ama, sıklıkla kaybedeceğiz. Sonra 2010 için umutlanacağız. Bu böyle sürüp gidecek. Adet yerini bulsun kavlinden herkese iyi seneler dileyelim yine de. Herkese sağlık, sıhhat, huzur, gurur, para, pul nasip etsin yaradan. Seneye görüşürüz. Bik bik bik…

Tam da bu zamanlarda tüm televizyonların, gazetelerin kendisine görev biçtiği ibiş bir format vardır. 2008’de neler oldu, işte ne bileyim Rusya Gürcistan’a girdi; Başbakan şunu şunu yaptı, Yaprak Dökümü yine zirvedeydi, Galatasaray şampiyon oldu, Milli Takım Avrupa’yı salladı…

Su yolunu bulsun, akacak kan damarda durmasın diyerekten FasulyedenKom için de bir 2008 almanağı hazırlamak elzem oldu. Başlayalım.

Önce bol bol istatistik verelim.

2008 yılında, işbu yazı ile birlikte 199 adet yazı girmişiz siteye. Siteye içerik sağlayanların, genelde tek cümlelik, tek fotoğraflık formattan alabildiğine uzak durduğunu göz önüne alırsak eğer günde 0,55 yazı girmek gayet istikrarlı bir çaba denebilir. Hele hele 2004-2007 sürecinde, ayda 3-5 yazı ile geçirdiğimiz günlere kıyasla.

2008 içerisinde en çok yazı girişinin yapıldığı ay 29 ile Eylül, en az girişin yapıldığı ay ise 5 ile Şubat olmuş.

2008 yılı süresince de, alternatif bir mecra yaratma çabasından hareketle gündeme alternatif bir bakış sergileme peşinde koşuşturduk, durduk. Ne kadar başardık, hedeflerimizin neresinde kaldık, ya da bir hedefimiz var mıydı, cevabı karışık sorular bunlar, geçelim.

Ocak ayında en çok ses getiren konular hükümetin türban açılımı ile Fenerbahçe-Galatasaray maçı oldu. Özellikle türban konusunda iki farklı düşünceden, iki farklı yazı ve bir yığın yorumla beyin cimnastiğinin sınırları zorlandı. Aferin.

Şubat ayında nedeni belirsiz bir sessizliğe gömüldük. Ancak Gaste ve 20 dk gibi sokak gazetelerini derinlemesini inceleyen bir yazıyla başarılı bir gazetecilik örneği sergiledik. (Şaka lan, hahaha)

Mart ayı ise çeşitlilik bakımından ilginç bir ay oldu. Politika yazılarının arasına televizyon, medya, gündemle alakalı çeşitli yazılar koymuş, bir tane de şarkı paylaşmışız. Gündem bir kızın annesini doğraması, İlhan Selçuk’un gözaltına alınması, ve Fener-Chelsea maçı olmuş. Rengarenk yeminle…

Nisan ayı bahar özlemimizin zirve yaptığı, hayattan bunaldığımız bir ay oldu. Yazılarda futbol ağırlığı gözleniyor. Ee tabi lig sonuna gelmişiz, bahsetmeden geçmek olmazdı.

Mayıs ayında 1 Mayıs münasebetiyle girilen fotoğraf ve yazının ardından yine alevli tartışmalar yaşandı. Yine, farklı kutuplardaki insanların aynı düzlemde buluştuğunu gördük, kitleyle gururlandık. Nuri Bilge Ceylan’ın Cannes’da en iyi yönetmen ödülü alması da yine ses getiren gündem maddelerinden birisi oldu.

Haziran ayı ile merhaba dediğimiz yaz münasebetiyle bu ay siteye ilgi minimum seviyesine indi. Bu ilgi noksanlığına rağmen dondurma yazısı ve birkaç ilginç gözlem ile yine renkli, farklı yazılar paylaşılmış.

5. yılımızı kutladığımız Temmuz ayında, Ergenekon konusu gündemimizin en tepesine yerleşti. Bunun yanısıra Wimbledon Tenis Turnuvası ile ilgili bir yazının FasulyedenKom’da yer alması da ilginç detaylardan.

Ağustos ayının gündemi ise olimpiyatlar. Burada da sıkı olimpiyat takipçileri olimpiyat günlüğü tadında, arşivlik bir çalışmaya imza attılar. Canlarım benim. Bunun yanısıra tasarımın yenileneceğini duyurduğumuz, ancak ay içerisinde yenileyemediğimiz ayda, kaçak kuran kursunun çökmesi de gündemde yerini aldı.

Eylül ayında politika ağırlıklı olmak üzere çok farklı konularda yazılamalar yapmışız. Deniz Feneri skandalı, Zahit Akman, Dengir Mir Mehmet Fırat ekseninde Kemal Kılıçdaroğlu gibi bir ismin doğuşuna tanıklık ettik; Türk internetinin sansür günlüğünü paylaştık, Ramazan ayı ve bayramı üzerinde kelam ettik. Ve sonunda tasarımımızı yenilediğimizi duyurup, okuyucularımızdan olumlu tepkiler aldık. Mutlu olduk.

Çok sıkıldım ve hep aynı şeyleri yazıyor gibi hissettim kendimi ama devam etmek boynumuzun borcu.

Gelelim Ekim’e, Gelmezsek s.kime… Çok ses getiren, ve 4 yazılık bir seri olan Salak ile Avanak’ın Londra macerası bu ayda başladı. Bunun dışında tayfadan haberler tadında, Tarabya sahilinde balık tutma maceramız sitedeki yerini aldı. Aynı minvalde Salvador Dali’yi yerinde ziyaret edip, elini öptük, yetmemiş gibi gelip bunu siteye koyduk. İlk fotoğraf galerisi denememizde bu aya tekabül ediyor. Anlaşılan hızlı bir aymış.

Kasım ayında yine bir Fenerbahçe-Galatasaray maçını sayfalarımıza taşımışız. Barack Obama’nın başkanlık seçilmesine tüm dünyanın aksine çok başka bir yerden umutlanmışız.

Aralık ayının son günlerinde latdm’nin Arjantin günlükleri siteye hareket kazandırmış. Kemal Kılıçdaroğlu’nun Melih Gökçek’i televizyon ekranlarına gömmesi da canlı canlı tartışılmış. CHP’li Arıtman’ın Abdullah Gül hakkındaki saçma sapan iddiası da ayın hareketli yazılarından. Tüm yıl olduğu gibi, Aralık ayında da amansız muhalefetimizi sürdürmüş, Tayyip’e, AKP’ye, Melih Gökçek’e, Kadir Topbaş’a, genel olarak polise, cemaatlere bıkmadan, usanmadan saydırmışız.

Arz ederim.

Herkese mutlu yıllar.

8 Comments

  • dea
    Posted 31/12/2008 at 16:12

    yazılara link verecektim ama, gerçekten çok sıkıldım 🙂
    İbretlik dursun burda, zorlama yazı yazmasın bir daha kimse…

  • Aga
    Posted 31/12/2008 at 22:37

    eger gundem yeri gogu sallamazsa artik haberim bile olmuyor. bu konuda altar’in sihirli dokunusuyla uyandim, o gun bugundur gundem konusunda ahkam kesmiyorum, diger yandan da gundem denen seyin ne kadar osuruktan oldugunu kavriyor insan kendini kaptirmayinca. yilin ikinci yarisinda yasanan bazi konulara tam hakim bile degilim, o yuzden artik populer kultur, futbol, televizyon, muzik, sinema falan boyle seylerle geliyorum, apolitik 2000 gencligi oldum. o yuzden 2008 yili hakkinda birazdan yapacagim tespit de son zamanlarda yaptigim butun tespitler kadar gereksiz olacak.

    arkadaslar “seneye gorusuruz” esprisinin ne kadar igrenc oldugu ima eden espri yapmayin. ozellikle yilbaslarina dogru sayilari hizla artan bu insanlardan olmayin. kliseye saldiriyor ayagina klisenin onde gideni olmayin. cevrenize bir bakin, seneye gorusuruz esprisi yapan kac kisi kaldi? asil senin gibi “seneye gorusuruz diye espri var ya hay allahim” diye super gozlem yaptigini dusunen yuz bin kisi turedi. yapmayin olm? simdi gelip benim yigen yapti gecen dersen kafayla girerim. 20 bilmem kac yasinda 10 yasinda cocuklarin aralarinda yaptigi esprilerle mi dalga geciyorsun? hadi calistigin ofiste naifligini koruyan bi eleman yapti, o bir tane espri yapar cevresindeki yuz bin kisi ayni sekilde espri ne kotuymus der mi lan? “seneye gorusuruz”, bunun igrencligine vurgu yapan komikliklerden daha komik yeminle. simdi seneye gorusuruz esprisine giydiren esprilerin kliseligi hakkinda yaptigim bu tespiti aklinizda tutun ama rica ediyorum bu bir norm haline gelmesin, arkadaslarinizla paylasmayin, bu da klise olmasin. gelecek sene yilin son gunu gelip (((seneye gorusuruz) esprisinin igrencligini vurgulayanlari) yerin dibine sokan espri) yapmayin diye yazi yazmayayim. parantezleri kolay takip edilsin diye koydum, logical formula gibi.

  • CeZZa
    Posted 02/01/2009 at 02:18

    Yeni sürümünün neler getireceğini merakla beklerken en azından 2009 da bush’un olmayacağına, her sabah yine güneş doğacağına, yine mezun olamayacağıma eminim. ”Belki bu sene” ile başlayan umut cümleleri kurmaktan vaz geçtim. Sadece farklı görüş zenginliğimiz ile arkadaşlığımızında pekişeceği FasulyedenKom 2009 görmeyi diliyorum.

    @dea, Footer kısmında hala 2008 yazıyo. Oraya bi sayaç şeyettirmek lazım. Ankaradan alma pahalıya veriyolar. Ama inatla biz 2009’a girmicez kardeşim diyosak o zaman 32 aralıktan devam etmeye bende varım. Yada 31 aralıktan geride sayabiliriz. Eskiden her bişey daha güzeldi sanki 🙁

  • CeZZa
    Posted 02/01/2009 at 03:14

    Sayfalarda önizleme seçeneği kullanınca böyle nadir güncellenen bloklardaki gelişmeler geç görülebiliyor. Maalesef numaratör çalışıyomuş ve 2009’a Fasulyeden olarak girilmiş. Oysa benim 2008de kalmak için umutlarım vardı… Neyse Hepi niv yır ahali.

  • dea
    Posted 02/01/2009 at 08:09

    “Nadir güncellenen blog” mu? Vayy, gider ha?!

    Bu arada numaratör ya da sayaç yok ne yazık ki, senin yorumunu gördükten sonra elle düzelttim, ama yorum ekleyemeyecek kadar yorgun olduğum için hemen uyudum.

  • CeZZa
    Posted 02/01/2009 at 13:10

    Blog değil blok yani Firefoxta kullandığım eklentiler sayesinde sayfaların bazı kısımları otomatik olarak açılıyor ve oralar güncellense bile eskisi gibi görülebiliyor. Hızlı sörf yapabilmek için kullanıyorum Ondan dolayı böyle oldu sandım.

    ayrıca Fasulyeden’e gider yapmak güven özveri tecrübe ister!

  • dea
    Posted 02/01/2009 at 15:31

    Haşşşunubileydinnn 🙂

    Yanlış anlaşılmış, pardon. Bu arada koca sitede ikimiz kaldık sanki, başka gelen giden yok…

    Ee kanka, napıyon başka? haha

  • CeZZa
    Posted 02/01/2009 at 15:48

    Bu saatlerde izdivaç konuları ilgi görebilir, Yılmaz Morgülde reytingi arttıran etkenlerden biri. Yada Victoria Defilesi haberi çaktın mı gençler çıkmayabilir bu sayfadan. Adalet ve barış kimin umrundaki! Sözümüz meclisten dışarı tabiki..

    İlaveten Yılbaşından dolayı hala ayılamayan var ise saygı duyup ne içtiyse ondan ısmarlamasını rica ediyorum 🙂

Leave a Comment