Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

İstanbul Trafiğinin Sonu

İstanbul trafiğinin hali ne olacak bilmiyorum. Ama şöyle bir tahminim var. Sene 2015 mi olur 2020 mi, 50 mi bilmem. Ancak herhangi bir gün (muhtemelen Cuma), bir saatte (muhtemelen iş çıkışı) tüm yollar, ana arterler, ara yollar, sapaklar, viyadükler, kavşaklar da dahil her yer tıkanacak. Ee trafiğin ilerlemesi dediğimiz şey de, senin arabanla önündekinin yarattığı boşluğa doğru yol alman olduğuna göre; işte bu an geldiğinde, trafik tamamen durduğunda, o arabaların gidecekleri hiçbir yer olmadığında, o gün herkes kontak kapatacak, arabasını bırakacak ve mucizevi bir şey olacak: Herkes yürümeye başlayacak. Belki de insanoğlunun gördüğü en büyük devrim bu olacak.

Sonra yeni ulaşım yolları bulacağız. Çünkü o binlerce aracı ordan kaldırmak hiç mümkün olamayacak. Gelecek nesiller yaptıkları kazılardan çıkan bu karmaşayı nasıl başarabildiğimizi araştırmak için, tıpkı bizim piramitleri anlamaya çalışmak için yaptıklarımız gibi, arkeoloji antropoloji bilimine ciddi bir önem verecekler. Buna eminim.

Trafik vs. Boşaltım Sistemi

Trafik demişken, burdan devam edelim. Cuma günü öğleden sonra Kavacık taraflarında sanırım bir tır devrildi ve tüm İstanbul, o gün İstanbul’da o trafiğe tanıklık etmeyenler için bir kez daha vurguluyorum tüm İstanbul kilitlendi. Öğleden sonra devrilen tırın kaldırılması işlemi gavurun drive-time dediği yoğun saatlere kadar sürdüğü için tüm şehir bir karmaşanın içinde kavruldu gitti. İnsanlar pek de hazırlıklı olmadan trafikte saatlerce mahsur kaldılar.

Bu gibi durumlarda aracında acıkan, susayan, çişi gelen insanlar var ya, onları düşünüyorum. Hadi acıkmak, susamak filan tahammül edilebilir dertler ama, sahiden trafikte, otobanda çişi gelen bir insan ne yapar? Erkeksen tamam, çeker kenara çalıların arasına işer geçersin. Gören olsa bile, kimse bir şey demez. Ama ya kadınsan mesela? Nasıl giricen lan çalıların arasına, adamı 3 kere söküp takmazlar mı orda?

Cuma günü, yanılmıyorsam Alem FM’di, Nihat Sırdar’ın programı. Kadının birisi kısa mesaj attı, arabasının koltuğuna işemiş. Önce güldüm de, ama düşününce zor be abi, acınacak bir haldesin, tek kurtuluşun öyleeee salıvermek belki de. Elbiseleri filan neyse, o hallolur da araba koltuğunu nasıl temizleteceksin? Bizim ufak oğlan işemiş dersin heralde yıkamacıya. Garip.

İşemek de tamam eyvallah, ya daha büyük ve katı bir baskıyla karşı karşıya kalırsan? Hahah, tamam tamam sustum.

1 Comment

  • sechoe
    Posted 13/10/2009 at 17:15

    bisiklet-motosiklet kullanımı tabi bunların güvenliği-eğitimi de dahil olarak toplumda yaygınlaşsa belki biraz rahatlar ortalık.

Leave a Comment