Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

dunya

Bilderberg tesadüfleri

“Tesadüf, şans, kısmet, yapacak bir şey yok” Bu kelimeler hayatın her alanında kulandığımız -özellikle son dönemlerde çok sık-, anlamını derinleştirmeden, sorgulamadan bazı olayları açıklamaya çalıştığımız zamanlara aittir. Acaba gerçekten insanoğlu çaresiz midir yoksa çaresiz mi bırakılmıştır? Uyutulan, kandırılan, tepkisizliğe alıştırılan toplumlara, çare diye sunulanlar nedense hep mistik öğeler olmuştur. İlahi kader, takdir-i ilahi, bu dünyanın bir de öte tarafı var gibi. Mehmet Akif Ersoy da en çok “sabır ve katlanmak” arasındaki farka dikkat çekmiştir. Acaba gerçekte varolan öğreti, dünya üzerinde süregelen haksızlıklara, zulümlere başkaldırmak yerine “bunları sineye çekip yapacak bir şey yok demekten mi ibarettir; yoksa hayır sen bunlarla mücadele edeceksin, mücadele etmezsen gerçek bir iman eden olamazsından mı ileri gelir?

God save the Queen

Majestelerinin ülkemizi ziyaret ettiği şu günlerde böyle bir yazı yazmak farz oldu. Aslında Kraliçelik fazlaca sembolik bir görev olduğundan ülkemize yaptığı ziyaret de politik değil magazinsel boyutuyla (politik magazin diyelim, en bayağı tabloid gazetesi bile kraliçenin çıplak fotoğrafları için tıklayınız gazeteciliği yapamaz heralde, yemez!) ilgi çekmekte. Ziyaretle ilgili satırları süsleyen haberler Cumhurbaşkanının giyeceği kıyafetin rengi, kraliçenin elinin nasıl sıkılacağı gibi ilgi çekici konulara odaklanmış durumdaydı. Böyle kavramlara çok da alışık olmadığımız bu yazının garip başlığından ve giriş kelimelerinden belli. God Save the Queen'i tercüme edince "Tanrı Kraliçeyi Korusun", "Her Majesty"i tercüme edince "Majesteleri" gibi güdük çeviriler yapıyoruz çünkü hakikaten anlamıyoruz bunları.

Tarihte bugün: 3 Ocak

"Zapatista Hava Kuvvetleri" Meksika ordusunun bir kışlasını binlerce kağıt uçakla bombardımana tuttu. Kağıt uçaklarda şu not yazıyordu: "Askerler, biliyoruz ki yoksulluktan hayatlarınızı ve ruhlarınızı sattınız. Ben de yoksulum, milyonlarca diğer insan da öyle. Ama siz bizi sömüren Zedillo'yu ve onun kalantör çetesini savunduğunuz için yoksulların yoksulusunuz." (3 Ocak 2000)

Siyular başkaldırıyor!

Geçtiğimiz günlerde bağımsızlıklarını ilan eden Siyular 150 yıl önce atalarının (Oturan Boğa, çılgın at filan işte) ABD ile imzaladıkları anlaşmayı tek taraflı olarak fesh ettiklerini açıklamışlardı. Şimdi de ABD'den 24.3…

İt dalaşı

Bu PKK operasyonları sebebiyle sürekli olarak takip ettiğim bir site var. Türk Silahlı Kuvvetlerinin resmi sitesi. Orada hava ihlalleri ile ilgili bir başlık var. Tıkladığımızda gün, saat ve mevki bildirerek süresi ile bildirilmiş yüzlerce hava ihlali ile karşılaşacaksınız. Neredeyse gün aşırı it dalaşı gerçekleşmekte. Her it dalaşı sonrası Dışişleri Bakanlığı gerekli girişimlerde bulunulması maksadıyla bilgilendirilmekte. Dışişleri bu raporlar geldiğinde ne tür bir girişim gerçekleştiriyor acaba? Aşağıda ki örnekler tamamen hayal ürünüdür gerçek olay ve kişilerle uzaktan yakından alakası yoktur.

İki dost küsünce, bir dil yokoldu.

Meksika'daki sayısı 350'yi geçen yerli dillerinden biri olan "Zoque" dilini konuşan son iki kişi de birbirine küsünce, dil yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. İsimleri açıklanmayan 70'li yaşlardaki iki kişinin…

Suyu akıllı kullanın!

Olm şaka maka çölleşiyor Türkiye. Yeraltı ve yerüstü zenginlikler masalı Coğrafya dersinde kaldı bile. Bulaşık yıkarken, traş olurken, banyo yaparken, 2 gram dikkat etsek belki camiaya bir faydamız dokunur. Akıllı…

Tekrar tekrar okuyalım?

Avrupa'da "İngilizliği", "Finlandiyalılığı" aşağılama gibi bir suçun olmadığını anlatan Avrupa Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, Türkiye'de bu yönde bir suç bulunduğunu dile getirdi. Türklüğe hakareti cezalandıran TCK'nın 301. maddesinden 70 dava açıldığını anımsatan Rehn, bu davaların çoğunun beraat ile sonuçlanmasına rağmen AB olarak 301'den kaygı duyduklarını ifade etti. Rehn, özellikle Hrant Dink davasından endişeli olduklarını belirterek, 301'in değişmesini istedi. Rehn, Fransa'da "Ermeni soykırımı yoktur" diyenin cezalandırılmasını öngören yasa tasarısının ifade özgürlüğünü kısıtlayıp kısıtlamadığı yönündeki sorulara cevap vermekten kaçındı.

İletişim toplantıları: Ortadoğu

İletişim Yayınları diyor ki: Onlarca yıldır küresel politikanın odağında yer alan Ortadoğu'da taşlar yeniden yerinden oynuyor. Bu karmaşık siyasal coğrafyada olup bitenleri anlamak, komşu olmaktan gelen bir merak ve kaygının ötesinde, insani ve siyasal bir sorumluluk. Öyle ki, Ortadoğu asla sadece yerel ya da bölgesel çatışmaların mekanı olmadı; orası, küresel çapta çıkarların kesiştiği, bu kesişmeyle de bölge halklarının ve gıyabında tüm "insanlığın" hallaç pamuğu gibi atıldığı bir cadı kazanı.