Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

karalama

Göğe akıyorum

Geceyi severim.. Göğü de severim.. Sanki her ikisindeki sınırsızlık beni cezbeder.. Kendimi daralmış, bir köşeye sıkışmış hissettiğim her anda onlardan medet umarım geceye taşırım hayatımı ve göğe bakarım.. Çocukluğumda da böyleydim…

Hangi günün sabahı bu uyandığım?

Hangi günün sabahı bu uyandığım? "Uzun uzun susacağız şimdi, gözlerimiz konuşacak. Bırak heyecanlanalım, kim karışır.. Tutuyor musun kendini bana? Aç yelkenini, kayalım okyanuslardan. Kıtalar harcayalım, canımızı acıtalım.. Yeniden bir olalım.." Düşmüş, uyandım... Günaydın..Büyük anlamlar yüklediğimiz, gözümüzde büyüttüğümüz aslında, yaşadığımız, yaşamak istediğimiz sevgiler, aşklar, dostluklar nedense hep kalp kırıklığı oluyor sonunda. Hata istemek de ise nasıl öğrenilir adım atmamak, istememek?

Pazara gidelim

Pazara gidelim bir tavuk alalım Pazara gidip bir tavuk alıp napalım Gıt gıt gıdak gıt gıt gıdak diyelim Hapur hupur hapur hupur yiyelim. Pazara gidelim bir kedi alalım Pazara gidip bir kedi alıp napalım Miyav miyav miyav miyav diyelim Hapur hupur hapur hupur yemeyelim.

Elektrikler kesikken döndüğü o gece

Mehmet Demir karalamış; Döndüğü, elektrikler kesikken döndüğü o gece, evin her yanında mumlar yanarken, elinde bir kadehle, mumlar yanarken, içinde bir tek karanfille, kadeh elinde, onun döndüğü gece gözlerini kaçırmıştı, o döndüğü gece, elinde kadehle, kara, kapkara mantosu vardı üzerinde..

Bıızzzzzttt!

"Evrenin başka yerlerinde de medeni varlıkların bulunabileceğine , bunların gezegenler arası yolculuklar yapıp, haberleşebildiklerine ve gerektiğinde kendilerinden daha az gelişmiş gezegenlerde yaşayan insanlara yardım edebildiklerine inanıyorum.” Prof. Konstantin Tcholkovsky / Sovyet Roketçiliğinin Babası

Tesadüfen yalnızız…

Gölgelerimiz kardeşmiydi, yoksa siyah beyaz bir filmin 2 değişik versiyonunda aynı rolü mü oynamıştık.. Hem başroldeydik hem figüran.. Hayatımız parmaklarımızın arasından kayıp giderken empati kurabiliyormuyduk hayatla? Ulaşabiliyormuyduk büyük aşka?.. Arzularımız çıkarcı ve benmerkezci kişiliklere bürünüyor.. Tehlikeli ilişkiler yaşıyoruz.. Sahte ve plastik..

Beleşçiliğin püf noktaları

Beleşçiliğin püf noktaları..Nasıl beleşçi olunur ? Yoksa olunmaz doğulur mu ? Her yiğidin harcı mıdır ? Bu yazı dizisi hayata beleşçilik penceresinden bakan bir faninin klavyesiyle yazılmaktadır..Yalnız öncelikle şunu söyleyeyim..Bu dünyaya girmek için önce vicdanınızı, ahlaki duygularınızı vestiyere bırakırsanız sevinirim..Burası beleş dünya burda etik yok..

Ya ölünce ne olacak?

Herşeyi yazmak mümkün.. Ama neye yarar?.. Eğer anlamlı bir sonuç beklenecek olsa,yazmak gibi,herşeyi yapmak da mümkün.. Ama bizi bütün bunlardan alıkoyan birşeyler var.. İlki basit bir soru Neden? Yazınca ne olacak?.. Yapınca ne olacak?..

Sevda kanun dışı eylemimdir!

Yanından geçiyoruz tahta perdenin, hergünkü yolumuzda.. Yalnız biri, bir genç sıçrıyor görmek için öte yanını, bunca bezgin insan arasında... Algıda enayilik bi bakıma.. Masmavi nehirler boyu kayalara çarparak akarken, kaybedilmişken saman sarısı düşler ve son kuşlarını da yakınca mevsim birer birer kızarınca dünya ırmakları, her kıtada biraz ölmek adetimdir..