Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

kultur-sanat

Gülse Birsel ve şiir

Herkes şiir sevmek zorunda değil tabiki.. Seven de olacaktır, sevmeyen de. Bunu açıklayabilmelidir de isteyen istediği yerde; ifade özgürlüğü bunun için vardır çünkü. Ama hiç kimsenin, sevmediği ne olursa olsun, aşağılamaya hakkı yoktur. Gülse Birsel şiir sevmezmiş.. Bunu saygıyla karşılıyoruz biz de; ama aşağılamasını hatta dalga geçmesini onca şaire, onca şiire saygısızlık olarak kabul ediyoruz doğrusu.

Tüketilen Rock Müzik

Küreselleşen dünya rock müziğini kolay tüketilen bir olgu haline getirmekle beraber rock patenti altında bir solukta dinlenip kenara atılan albümlere sıkça rastlar olduk. Kültür emperyalizmi plak şirketlerini olmazsa olmaz,yapımcıları da bu furyanın baş aktörü haline getirdi. Popüler kültürün yarattığı akımla bir ekol oluşturulmaya çalışıldı ve bu ekolün içinde rock olmalıydı.

Küçük kara balık

Çocukken ilk okunan kitabın insanların kaderlerini belirlediğine ilişkin, hiç bilimsel olmayan ama derinden güvendiğim bir kanaatim var. Hatta insanların, aslında ilk okudukları kitapların izlerini, hayallerini, güzergâhlarını ömürleri boyunca takip ettiğini, hiç farkında olmasalar bile bütün hayatlarını o ilk kitaplara göre biçimlendirdiklerini düşünürüm hep. Karşılaşmaların, yakınlaşmaların "doğruluğunun" (!) bu kitaplar üzerinden sağlamasının yapılabileceğine bile inanırım inceden. İlk okuduğu kitap "Ulduz ve Kargalar" olan bir çocukla "Kaşağı" okuyan çocuk büyüdüğünde hayatları ne kadar bitişebilir mesela? Ya da ilk okuduğu öykü "Diyet" olan bir adamla "Çocuklar Yönetimde" okumuş bir kadın birlikte olabilir mi? Hiç değişmeyecek bir fark vardır aralarında. Muhakkak birinin hep anlatamadığı bir şey vardır o ilişkide. Kapanmaz ve tarif edilemeyen aralık... Velhasıl ilk okunan kitaplar yapar bizi. Omurgamıza biçim verirler sanki. Gerisi "tarama" gibi gelir bana... Tuhaf yanı bu işin, eğer buna inanırsanız gerçekten, ne okutacaksınız çocuğunuza? Bir insanın üzerinde bu dev hamleyi yapmak hangimizin haddine? Tehlikeli çünkü. Çünkü... Şöyle...

Haydi çizgi film izleyelim

Türkiye sanırım çizgi filmle bizim kuşakta tanıştı. Yani genel anlamda, kitlelere yayılması bizim kuşakta oldu. Televizyonun tek kanal olduğu dönemleri hayal meyal hatırlıyorum. Sadece TRT-1 vardı. Bir de Voltran izlediğimizi hatırlıyorum. Hayatımızda görmediğimiz bir hayal dünyasının içinde bulmuştuk kendimizi. Düşünsenize, hayatında ilk kez çizgi film gören kaç çocuk, aklına çizgi romanları getirip "Şerefsizim aklima gelmişti benim!" dememiştir ki!

Takım tutar gibi müzik dinlemek

Baştan söyleyelim, bu yazı kesinlikle tvlerin ya da radyoların verdikleriyle yetinenler için değil. Bütün müzik zevkini medyanın belirlediği insanlar için değil. Bu arkadaşlar, aynı anda lütfen hem ALT tuşuna hem…