Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

politika

MHP: Ses Ver Türkiye

AKP yazısı haddinden fazla kaldı tepede. Beklediğimden daha uzun bir aranın ardından seçim yazılarında sıra Türkiye'nin en köklü partilerinden birisi olan MHP’de. 22 Temmuz 2007 seçimlerinde %14.27 oy alarak, 71 milletvekili ile 3. Parti olarak girdi TBMM’ye. 2007-2011 aralığında Cumhurbaşkanlığı seçimleri dışında sürekli AKP’nin karşısında konumlandırdı MHP kendisi. Devlet Bahçeli’nin mizacı gereği de oldukça sert bir muhalefet yaptılar. Devlet Bahçeli’nin “40 yapar” videosu da bu sürece damgasını vuran bir diğer hadise olarak hafızalarda yer etti. Hepi topu bu kadar. Kavga, gürültü, 40 yapar. Başka da bir şey kalmamış benim hafızamda MHP’ye dair. Benim eksikliğim midir, MHP'nin mi, bilmiyorum

AKP: Hedef 2023

Seçim Yazıları Serisinin ilkini iktidar partisi AKP’ye ayırdık. Kasım 2002’den beri tek başına iktidarda olan ve bu seçimde de tek başına iktidar partisi olacağı neredeyse kesin olan AKP 2011 Seçim Beyannamesi'ni Türkiye Hazır, Hedef 2023 başlığı ile açıkladı. Bu dönemi de çıraklık, kalfalıktan sonraki ustalık dönemi olarak ifade ediyorlar. Seçimi kazanmak, iktidar olmak gibi stresleri yok. Özgüvenleri yüksek, her seçim döneminde olduğu gibi agresif bir tanıtım politikaları var. Malumunuz seçime giren partiler Seçim Beyannamesi adı verilen genel bir vaad listesi ve ana başlıklar halinde genel politikalarını açıklarlar. Seçim Beyannamesi işi garip bir iş Türkiye’de. Bolca lakırdı, bolca edebiyat. Kimse de okumuyor elbette. Ülkede seçimler halen daha mitinglerle, mitinglerde bağıra çağıra polemiklerle, sokak aralarında gezdirilen bangır bangır - hepsi de berbat olmak koşuluyla- müzik çalan araçlarla ve her elektrik direğine asılmak için milyon TL harcanan bayraklarla yürüyor.

12 Haziran Seçimleri

12 Haziran Seçimleri yaklaşırken, siteye özel bir bölüm mü açsak? Hani olur ya gazeteler, haber siteleri filan yapar. Seçim Özel, Türkiye’nin Seçimi, Seçim 2011 vs. Bu özel bölümde günlük olarak seçim haberlerini derleyip, kendi meşrebimizde yorumlarız; Tayyip Erdoğan şunu dedi, Kılıçdaroğlu cevap verdi, Tayyip topa sert girdi, Bahçeli ip salladı filan… Gerçi daha ortamın yeni yeni kızıştığı dönemde bile 3-5 ciltlik malzeme var, yetmezmiş gibi daha bunun 180 tane mitingi, 75 tane gafı, 3-5 tane de seks kasedi var; ee bizde ki miskinlik de malumunuz, bahar da geldi gelecek (ne zaman gelecek lan sahiden?) yetişir miyiz bu tempoya diye korku salıyor içimi.

Cak Cak Sakız Çiğneyen Prenses

Ankara'da, Devlet Tiyatrosu'nda, protokolde, en önde, oyuncuların gözü önünde sakız çiğneyerek oyun izleyen bir vatandaşımıza, tiyatro oyuncusu tepki göstermiş. Öncelikle oyun sırasında kaş göz işaretleri ile birlikte sakız çiğneme taklidi yapmış. Daha sonra da oyunu durdurarak “Bir şey sorabilir miyim, bu ne şimdi?” diyerek, yine sakız çiğneme taklidi yaparak tepki göstermiş. Sonradan anlaşılmış ki, bu tiyatro oyuncusu her akşam performansını sunarken, oyunun bir bölümünde, ön sırada oturanlara spontane gelişen monologlarla takılır, oyununun bir parçası olarak arz-ı endam edermiş. Ama asıl fenası, daha da sonradan en önce sakız çiğneyerek oyunu izleyenin Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın kızı Sümeyye Erdoğan olduğu anlaşılmış. Sümeyye Hanım bu olay karşısında gülüp geçmek ya da utanıp sıkılmak yerine kalkıp oyunu terketmiş.

Cemaate Girmek Gerek

Daha önce de anlatmış olmam lazım; hayatımın bir döneminde cemaatle yollarımız kesişmişti. Sinsilikliklerine doğrudan, ilk elden, birebir tanık olmuşumdur. Sene 1994-1995. Daha yaşım 11. Lanet okuyarak kaçtım ellerinden. Ben gibi kurtulanlar oldu, o sele kapılan arkadaşlarım oldu. Herkes hayattan kendisine bir şekil yol biçti. Düne kadar da cemaat görüşüm çok net ortada. Ama artık yeter! Artık muhaliflik, anti-cemaatçilik miyadımı doldurdum. Yanlış yolda olduğumu, cemaate haksızlık ettiğimi farkettim. 2011 itibariyle, düne kadar “ellerinden kurtuldum” şeklinde anlattığım hikayemi artık “vay anam nasıl da kaçırdık balığı?” şeklinde anlatmaya başlıyorum.

Kafanız Güzelmiş, Yeni mi?

Vallahi merakımdan gebereceğim, neyin peşindesiniz arkadaşım siz ya? Önümüzdeki 30 yıl içinde ölmek istemememin sebebi şu anda ne para pul, ne mal mülk, ne de eş dost. Sırf bu dava…

Gereğinin Yapılması Talimatı

İbrahim Tatlıses vurulup da hastaneye kaldırılınca başbakan aramış hastaneyi. Gereğinin yapılması talimatını vermiş. Nasıl bir talimatsa artık bu, eğer verilmeseymiş doktorlar “önce bir kayıt yaptırın, onların verecekleri formla laboratuvara gidip…

Merhaba, tanışalım mı?

Merhaba. Ben, patır patır adam kesen, kestiği insanları çukurlara gömen, satırlı, silahlı terör örgütü Hizbullahçıların serbest bırakıldığı, serbest bırakılmalarının ardından teker teker yurtdışına kaçtıkları; 14 yaşındaki bir kız ve babasının…

Ergenekon Ciddi Bir Meseledir

Başbakan’ın bir bloga hakaret davası açması uykularımı kaçırmaya devam ediyor. Olası bir suçlama karşısında iyi niyet göstergesi olarak bu paragrafı yazma fikri oluştu kafamda. “Ben değiştim” Hatta, yetmez diyenler için: “Değişerek geliştim.” Ülkenin başbakanı, yani söylediği her cümle vakf-ı idaresi altındakiler için ölümcül emirler arasında sayılan birisi için bu cümleler 30-40 yıllık siyasi ve ideolojik altyapısını, o altyapının emrettiği vecizeleri geçersiz kılabiliyorsa; el’garip dea için de hafifletici hatta salıverilme sebebi olabilmeli. Yetmez derseniz, tutuksuz yargılanmaya da fitim. Haberiniz olsun.