Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

televizyon

Televizyon başında kısa notlar

Haftasonu mecburiyete dayalı bir evden dışarı çıkamama durumum olduğundan dolayı, ister istemez televizyon izlemek zorunda kaldım. Yoksa normalde, asla televizyon izlemeyen bir insanımdır. Açarım şarabımı, fonda illaki Barok dönemden bir senfoni, mumlarımı yakarım ve asırlık ahşap masamda kitap okurum. İşim olmaz televizyon gibi banal, avam hadiseleriyle normalde. Elitiz ya biz... Neyse sevgili ve değerli okuyucularım, dediğim gibi çok da uzun sayılmayacak bir televizyon terapisinden iki yazı çıkacak kadar malzeme toplamış bulunuyorum. Birincisini şu anda okuyorsunuz, ikincisini yarınki köşemde bulacaksınız. Bayinizden ısrarla isteyiniz.

Vaann tuuu tiriiii forrrroooo!

İbrahim Tatlıses bambaşka bir adam, bir fenomen. Çok da güzel şarkıları var. Hatta "Dertler Derya Olmuş"u rahatlıkla favori şarkılarımda zirvelere koyabilirim. Ama şarkı ne kadar güzel olursa olsun benim bu adamdan tiksinmemi engelleyemiyor. Tiksinmek duygusal bir his tabi. Ama hadisesinin mantık yönü de eksik sayılmaz. Bu adamın bu kadar rezalet işler ortaya koyduğu bu son demlerinde bile bu kadar gündemde olmasına, bu kadar çok para kazanmasına anlam veremiyorum, almıyor mantığım. Aynı şeyleri Hülya Avşar için de söyleyebiliriz rahatlıkla, hatta onun güzel şarkısı bile yok.

Yorum Farkı

Emre Kongar ve Mehmet Barlas'ın NTV ekranlarındaki düellosu 'Yorum Farkı' Barlas'ın yüklüce bir ücret karşılığı ATV'ye transferi ile son bulmuştu. Program kısa bir aranın ardından bu akşam yeniden ekranlarda olacak.…

Bir pazar yazısı: Elveda Rumeli

AKP iktidarı üzerine bol bol ahkam kestim bugünlerde. Konuyu biraz siyaset ve gerilim dışına taşımakta fayda görüyorum. AKP iktidarı kapatma davasıyla soru işaretli bir hal aldı ama Türk televizyonlarının tartışmasız iktidarı yerli diziler. Önceden ufak ufak, haftada birkaç tane izlediğimiz diziler, daha sonraları her akşama, en nihayetinde de her akşam neredeyse 3 taneye bıraktı kendisini.

Ahanda kaybolmuşuz!

Bomba gibi bir 4. sezon ile döndü post-modern-evrensel-bulmaca-buldurmaca dizimiz Lost. Bi milyon tane soru yetmezmiş gibi Faraday'i, hayalet avcısı, çölde bahtsız bedevi kovalamaktan helak olan kutup ayısı da geldi ya,…

Pazar yazısı: Diziler ve Sevgili Dünürüm

Madem ki Lost filan derken dizi sektörüne giriş yaptık, pazar yazısı tadında bir dizi incelemesi daha yazalım. Daha önceki yazıda da değinmiştim, dizi takibatı yapmak epey bir efor gerektiriyor. Bir dizinin müdavimi iseniz eğer, haftanın belirli bir günü, belirli bir saatte ekran başında olmanız gerekmekte. Bunu 3-5 sene boyunca yapanlar adamlar var işin garibi. Tabii bir de birden fazla dizi için yapanlar da. Hadise elbette Türkiye'nin sosyo-ekonomik durumu ve televizyon denen dipsiz kuyunun çekiciliği ile alakalı.

Previously on Lost

Birkaç istisna dışında dizi takip etme konusunda sürekli sorunlar yaşarım. Zaten dizi olayı başlı başına bir garip durum. Yani her hafta, belli bir günde, belli bir saatte ekran başında olmanız gerekiyor bir diziyi takip edebilmek için. Zaten Türk yayıncılığının dizi bombardımanının sebebi de bu. Türkiye, malumunuz, çok küçük bir kısım hariç, sosyal hayat anlamında gelişmemiş bir ülke olduğundan dolayı, özellikle akşam saatlerinde bir sinema, bir tiyatro ya da dışarıda yemek yiyelim, eğlenelim kültürü olmadığından dolayı praym taym denilen hadise bu denli önemli. Kapanıyoruz ülkece eve, akşam genelde dizi, bazen maç bulursak izliyoruz. Onun dışında çoğu zaman filmlere bile ilgi göstermiyoruz AB grubu dışında. Hadi bir dizi, belki iki diziyi sürekli takip edenler makul ama, etrafımızda muhakkak o akşam izlenecek 2 dizisi olan manyakları da görebiliyoruz sıklıkla. "Ay bu akşam Sıla var, Ezo Gelin var, Genco var" manyakları bunlar.

Bülent Ersoy evlenmiş

Magazin olayına girelim belki reyting gelir kaygısında değilim elbette ama ürkütücü gelmiyor mu size de? Megastarımız yıllar önce de Cem Adler miydi neydi babyface bir abiyle evlenmişti. O zaman da…

Bi karar ver Kanal 1!

FasulyedenKom gece bekçileri olarak Kanal 1'in yayın politikasından şikayetçiyiz. Her sabah 05.30 suların başlayan Mahallenin Muhtarları dizisininin eski bölümlerini çılgın atarak seyrediyoruz, maziye dönüyoruz. Her gece arkadaşlarla gerçekleştirdiğimiz bu seansta bir şey farkettik ki Kanal 1 bir gün Fadimeli bölüm verirken ertesi gün Şirinli bölüm veriyor. Bu da bizim diziyi randımanlı olarak takip etmemize engel oluyor, hatta Şirinli bölüm Fadimeli bölümlerin geleceği hakkında da bizlere ipucu verdiğinden diziden keyif alamaz duruma geldik. Uykusuzuz, gerginiz. Mail kampanyamıza destek verin, www.kanal1.com.tr'ye girip "Bize Ulaşın" dan şikayetinizi bildirin.