Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

toplum

6 Ekim IMF ve DB Direnişi

image-98B2_4ACBAC52 Saat 10 gibi çıktığım meydandan tünele kadar yürüdüm. Merak ediyordum; IMF ve Dünya Bankası karşıtı gösterilerin boyutu ne olacaktı, hangi gruplar katılacaktı, olay çıkacak mıydı... Şiddetten uzak renkli, müzikli, danslı Direnistanbul hareketine sempati duysam da hiçbir gruba aidiyet hissetmediğim için sadece 1 Mayıslarda sokakta olan limonlu tayfayı temsil ediyordum kendimce, içimde haykırma isteği ve coşkusuyla, karşı olmanın heyecanlı romantizmiyle... Sırt çantam, kapşonlum, babamdan kalma atkım ve elimde fotoğraf makinemle başladım İstiklal'in havasını solumaya. Meydan çevik kuvvet ve haberciler dışında henüz boştu, grupların lise önünde ve tünelde toplanıp yürüyeceklerini duymuştum. Önce renkli giysileri ve "başka bir dünya mümkün" yazılı dünya haritası balonlarıyla bayanlardan oluşan minik bir grup gördüm. Sonra "kaldıraç" yazılı kırmızı sancaklarıyla 30-40 kişilik grup geçti yanımdan. Liseye yaklaştığımda çevik kuvvet hazır bekliyordu yine, arkasında fena sayılmayacak bir kalabalıkla TKP ve ÖDP sancakları yanyana durmuş toplanıyordu. Direnistanbulcuların tünelde toplaştığını bildiğimden yürümeye devam ettim. Bu sırada turuncu sancaklarla bu sefer 30-40 kişilik Halkevleri geçti marşlarla.

“Tecavüz değildir, erkeğin hakkıdır”

- Mehmet Şevket Eygi, “Eşi istemediği halde zorla ilişkiye girmek tecavüz değildir” dedi. Sizce de öyle mi? - Hadiste; “Kadın her türlü zorda da olsa kocası isteyince onunla olmalıdır ama erkek hayız halindeki kadını isterse kadında harama girmek istemez. Fakat kadın müsaitse kabul etmeli. Erkeğin hakkıdır. Allah’ın meleklerinin lanetine çarpılmayın” der. Ayda birkaç tatmin kadına yeter ama erkeğe yetmez. Kitap, erkek günaha girmesin diye kadına da bunu emrediyor. Kadının zevk alması gerekmiyor. Adam hanımıyla birleşti diye de “Tecavüz etti.” diyemezsin. - Erkeklerin nefsi kadınlardan daha mı zayıf? - Olabilir ama her erkeği de yoldan çıkaran kadındır. Kadın başı çekiyor. “Zina eden kadınla erkek” diyor ayette de. Yani kadın öne alınıyor zinaya o yol açıyor.

Yeni Üniversiteliye Kuran

Anadolu Gençlik Derneği, İstanbul’un çeşitli semtlerine astığı pankartlarla üniversiteye yeni giren öğrencilere Kuran-ı Kerim hediye ettiğini müjdeliyor. "Hayat rehberi Kuran-ı Kerim"ler, üniversitelerde kurulacak olan standlarla üniversite öğrencilerine bedava olarak verilecekmiş.…

3G Bir Devrimdir!

İhalesiyle, öncesiyle, sonrasıyla, türlü türlü, abidik gubidik reklamlarıyla hayatımıza en orta yerinden, en cüretkar şekilde giren 3G teknolojisinin özeti, birbirini ilk kez görüntülü olarak arayan Türk insanının karşısındakine hareket çekmesi…

Davulcuya, zurnacıya…

Özellikle, görsel medyada son dönemlerde bazı programlar var ki, bir baba olarak çocuklarımızın, gençlerimizin yarını için birşeyi vurgulamak istiyorum, hiçbir medya patronu gençliğimizin ahlaki erozyonuna fırsat vermemeli, ona zemin hazırlamamalı. Yarın öyle bir bela olur ki bu bela onları da çarpar, onları da vurur. Onun için güçlü olmaya mecburuz. Anneler, babalar, ‘Sadece okullarda bu işi çözerim’ diye düşünmeyin. Bizim de üzerimize düşen görevler var. Eğer son zamanlarda bazı arzu edilmeyen cinayetler, katliamlar duyuyorsak ve bunlardan dolayı üzülüyorsak, anne, baba olarak kendimizi de hesaba çekmeliyiz. ‘Acaba biz nerede yanlış, nerede hata yaptık’ bunların da üzerinde durmalıyız. Şunu da unutmamalıyız. Dün o dediğim tesisleri denetlemeye giderken orada maalesef gençliğimizin bir bölümünün halini gördük. Gerçekten üzüntü vericiydi. Bu şekilde sınırsız, kontrolsüz bir ahlaki erozyonun olduğu yapılanma bizi dertlendiriyor. Onun için aileye sahip çıkacağız. ‘Çoluğumuz, çocuğumuz nereye giderse, gitsin’ diyemeyiz. Kendi başına bırakılan unutmayın, ya davulcuya ya zurnacıya...

Her şey dahil sendikacılık

Türk sendikacılığı ile ilgili olarak çok sık tekrarlanan, artık bir klişe halini almış, toplumun ortak kanaati gereği ortaya çıkan bir tespit vardır. “Ulan sizi oraya koyan işçiler 3 kuruş için canını dişine taksın, siz onlardan kestiğiniz paralarla Mercedes’e binin, şerefsizler” Yine geçenlerde Hak-İş Başkanı’na 340 bin TL’lik Mercedes alınması durumu vardı ki, hani nasıl bir midesizliktir bu adamlardaki, nasıl bir yüzsüzlüktür aklım almıyor. Nasıl bakıyorsunuz o işçilerinizin yüzüne be abicim? Neyse, bahsedeceğim konu makam arabaları filan değil, zira bu konuda kelam etmeye bile gerek yoktur zannımca. Makam arabaları olayını kanıksadığımız için daha trajikomik bir detaya göz atalım.

Üniversiteme Dokunma

Sabancı Üniversitesi’nin uyguladığı bölümsüz üniversite sistemi son günlerde YÖK ile Üniversite arasında yaşanan bazı sorunları gözlerönüne serdi. Üniversite, YÖK’ten onay alarak 1999 yılından bu yana uyguladığı bu sistemle, program gruplarına aldığı öğrencilerinin bilgi düzeylerini Temel Geliştirme Programı aracıyla eşdeğer hale getirmekte, ardından öğrencilere rehberlik hizmeti sunarak, onlar için en uygun bölümün kararını öğrencilere bırakmakta. Yani özetle, ÖSS’ye girdiğiniz 17 yaşında mühendis olmanın hayalini kurarken, üniversitede geçirdiğiniz birkaç senenin ardından, diğer mühendis adaylarını tanıyıp, hayata nasıl baktıklarını, kararlarından dolayı niçin pişman olduklarını, niçin olmadıklarını tartıp, ölçüp, biçip daha sonra “ben mühendis olmayacağım, siyaset bilimi okuyacağım” diyebiliyorsunuz.

İğrenç yayıncılık için tıklayınız…

Hurriyet.com.tr’nin günümüz haber alma telaşının neresine düştüğü hepimizin malumu. Türkiye’nin nerden baksan, en çok ziyaret edilen 5-10 sitesinden birisi. Amacı haber vermek. Hürriyet gibi köklü ve Türk basınında hayati öneme sahip bir gazetenin resmi web sayfası olması, kalite ve yayıncılık beklentilerini epey yukarıya çıkarmakta elbette. Lakin gazete olan Hürriyet’in durumu ortadayken, yani imam osurmakta bu bakar ısrarcıyken, web sayfasının rezillik deryasında attığı kulaçların hesabını tutabilmek gittikçe zorlaşıyor. “Seksi fotoğrafları için tıklayınız” yayıncılığının mihenk taşı olan bu sitenin bugün imza attığı rezilliği ise kelimeler tarif etmekte oldukça yetersiz kalıyor.

Selpak Onun Markası

Üniversite'de hazırlık öğrencisiyim. Şimdi ismini hatırlayamadığım Amerikalı bayan İngilizce hocası, sınıfta tepegözde anlattığı notlardan istediğimizde, "Don't worry, I'll xerox it for you." diye cevap veriyor. Kilitleniyorum. Cümleyi kafamda tekrar tekrar tartıyorum. Cümledeki her kelimeyi biliyorum, ama tam kafama oturmuyor. Xerox, bildiğimiz Xerox. Bir kaç saniye geçtikten sonra, biraz mantıkla biraz da cümlenin gelişinden, hocanın bizim için fotokopi çektirip dağıtacağını anlamasına anlıyorum da, ben de hayat yolunda geri dönüşü olmayan bir yola giriyorum. Artık ben asla eski ben olmayacağım.