Samiyetsiz buram buram, yaşasın bayram!

Bayramlarda, kandillerde insanların birbirlerine mesaj göndermeleri ile ilgili herhangi bir sorunum yok. Yani tabii ki bu noktada “nerde o eski bayramlar, hey hey” demenin tam da yeri belki ama, teknoloji gelişiyorsa ve teknoloji geliştikçe insanlar uzaklaşıyorsa eğer; elimizden gelenin en iyisi de bu gibi günlerde yakınlarımıza kısa mesaj göndermek suretiyle bayramlaşmak ise, buna itirazım olmaz.

Lakin mevzu başka biraz, şimdi özellikle kandil günlerinde bu gönderilen es-em-es zımbırtılarında derin bir samimiyetsizlik çarpmıyor mu göze? Zor mu “iyi kandiller” demek? Değil aslında, ama Türk insanıyız neticede. İllaki her şeyde bir zoraki şatafat, zorlama bi derinlik olucak… Bunun da boku çıkartılacak. O yüzden “Bakiler sevgiler adına nice dilekler vardır. Ölümü bile ayırır saymayan gönüller vardır. Mesafeler araya set çekmişse ne çıkar, dualarda birleşen gönüller vardır. Hayırlı kandiller…” gibi abuk sabuk mesajlar onlarca insana patır patır gönderilecek… Ne dileği, ne bakisi be adam? Bildiğim tek Baki vardır, o da Mercimek…

Hayır bir de bu mesajı atan adamların gündelik hayattaki lügatlerini da düşününce ayrı bir çelişki çıkmakta ortaya… Sen yılın kandil ve bayram olmayan tüm günlerinde “Ne haber lan .mcık? Hiç arayıp sormuyon artık şerefsiz? Hay .mına koyiim iyice artiz oldun sen” diye mesajlaş, sonra da “Bir kandil gülü savur sevdiklerine, size onlardan gülücükler getirsin öyle içten öyle samimi ol ki göz yaşlarını bile tebessüme çevirsin. Kandiliniz mübarek olsun.” de… Ancak at şeyindeki kelebek kadar samimi olabiliyorsun işte…

Neyse, geçenlerde Kadir gecesinde aldık 3’er, 5’er bu mesajlardan… Yarın da bayram, neler görücez bakalım. Abuk sabuk mesajlar almadığınız, samimi içten tebriklerle mutlu olduğunuz güzel bir bayram dilerim efendim.

Ve son olarak “Gecenin güzel yüzü yüreğinize dokunsun, kabuslar sizden uzakta melekler başucunuzda olsun, güneş öyle bir geceye doğsun ki, dualarınız kabul ve Ramazan Bayramınız mübarek olsun!” Haha, olsun valla…