Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Türk Telekom Ankara’dan kaçıyor

Siyasetin kritik ve sıcak gündemi bir yana Ankara’da şimdilerde sportif bir eylem hazırlığı var. Eylemin sebebi görüşme aşamasında olan Türk Telekom ve Galatasaray basketbol takımları evliliği. Ankaralı basketbolseverler yıllardır Ankara’da basketbol heyacanı yaşatan Türk Telekom’un Galatasaray ile birleşmesine karşı çıkıyorlar. Evliliğin gerçekleşmesi durumunda takım Türk Telekom Galatasaray ya da buna benzer abuk bir isimle ve pek tabii ki İstanbul’da hayatını devam ettirecek. İsim değiştirme konusunda muhafazakar olanları ayrı tutalım, salon sporlarında başarıyı hedefleyen Galatasaraylılar için hadisenin önemi büyüktür ama Ankaralılar için can yakıcı olan takımın İstanbul’a taşınması olacak elbette. Konumuz da bu zaten.

Ankaralılar bu evliliğe engel olmak için mi emin değilim, ama bu durumdan rahatsız olduklarını göstermek için 29 Haziran Cuma günü önce Anıtkabir’e, sonra da Telekom binasına yürüyecekler. Valilikten gerekli izinler alınmış ve taraftar gruplarının katılımının da olacağı söyleniyor. Bu bahsedilen taraftar grupları Ankaragüçlüler mi emin değilim. Ankaragücü tribünlerinin konuya nasıl yaklaştığını da merak etmiyor değilim.

Yıllardır Telekom yetkililerinin “Bu takım Ankaralıların, sahip çıkın” söylemlerinin ardından ve aslında şehir de ciddi ciddi bu takıma sahip çıkmışken bir anda herşeyin terse dönmesi ve klübün şehri terketmeyi düşünmesi Ankaralılar için çok üzücü.

Hayır, anlam vermeye çalışınca da zorlanıyor insan. Telekom ekonomik olarak zor durumda GS’den para alacaklar desen, hayır… Telekom takımı başarısız desen, Avrupa’da, ligde fırtına gibi estiler, o da değil… Ülker gibi seyirci desteği yok desen, hayır arkadaşım bal gibi de var. Reklam’a ihtiyaçları var desen, yok aslında. Ama buna rağmen deli gibi reklam da yapıyorlar.

Kendi fikrime gelince, Türk Telekom Ankara için çok önemli bir takımdı. Ankaralı geçn basketbolcular için bir umut, basketbolseverler için bir keyifti. Türkiye liglerine çok uzun zamandır, avrupa liglerine de yeni yeni damgasını vurmaya başlamıştı.Biz sanırdık ki Telekom Ankara’nın takımıydı, ama gördük ki asla Ankara’nın takımı olamamış, bu saatten sonra da olamaz zaten. Bu görüşme olumlu neticelenmese, Telekom Ankara’da kalsa bile artık Telekom’un taraftar kazanmak uğruna Ankaralılık kartını oynaması samimiyetsizlik olucaktır. Haliyle en hayırlısı Ankara’yı terkedip, nereye istiyorsa gitmeleridir. Zira Ankara’da kaldıkları zaman da bir takım “çorbacılar” dışında kimseyi yanlarında bulamayacaklardır. Yani öyle olmasını umut ediyorum.

Haliyle bu eylemin olumlu sonuçlanmasını hiç istemiyorum. Ama dediğim gibi amaç bu evliliği engellemek midir bilmiyorum. Eğer o değilse, hayal kırıklığına uğramış, kendisini kandırılmış hisseden Ankaralıların Telekom’a sağlam bir tokat geçirmesi ise amaçlanan, sonuna kadar arkalarındayım.

Telekom demişken, yazmadan edemeyeceğim. Fethullahçıların finanse ettiği, düzenlediği ve bizzat katıldığı Türkçe Olimpiyatları diye bir hadise var. Dünyanın heryerinden Fethullahçı okulların öğrencileri geliyor, yarışıyor, namaz kılıyor falan filan. Bu organizasyonun ana sponsoru Türk Telekom’du. Herkese hayırlı işler dilerim. Herkese…

11 Comments

  • ağa
    Posted 08/09/2008 at 09:15

    Kendi icinde tutarli ve amaclari olan bir eylem. Ankaralilar Telekom’u -en azindan Istanbul takimlarina karsi- sehrin takimi olarak destekliyorlardi. Boyle bir sahiplenme duygusu olmasi normal ve bence guzel. Benim anlamadigim nokta herkesin once bir Anitkabir’i ziyaret edip eylemine oyle baslamasi. Once bir kutsanma duygusu ve eyleme guc katiyor sanirim, ya da milli takim Hirvatlari yenerken posterden aldiklari ilhama benzer bir ilham veriyordur belki. Yani diyorum ki kisaca, ne alakasi var yahu basketbol ligiyle Ataturk’un. Hadi yuzuculerin, gurescilerin falan nedenleri vardir ama Ataturk zamaninda basket topu bile yoktur Turkiye’de. Boyle de yuzeyselim iste.

  • canoglan
    Posted 08/09/2008 at 09:15

    Yine 1913 yılında ilk basketbol şubesi Fenerbahçe’de açılmıştır. İlk zamanlarda savaş yılları olması ve oynayacak rakip bulunamaması nedeni ile, basketbolda bir gelişme olamamıştır.

    1923 yılında ilk resmi spor teşkilatı olan Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı kurulması ve yine 1927 yılında Halkevlerinin kurulması, bu spor dalının bütün yurda yayılmasında etkili olmuştur.

    Basketbol Milli Takımı 1934 yılında kurulmuş, ilk resmi maçını 1936 yılında Yunanistan’la yapmıştır. 49 – 12 gibi bir skorla galip gelen basketbol takımı şu oyunculardan kuruluydu: Naili Moran (Kaptan) – Jak Habib – Feridun Koray – Dionis Sakalak – Hazdayi Penso Hayri Arsebük – Sadri Usuoğlu ve Nihat Ertuğ.

  • ağa
    Posted 08/09/2008 at 09:16

    lan ben geyik yapiyordum ciddiye mi aldin? son gunlerde ayarmator havasi vermissin kendine, ulvisin sen ulvi kal, migrostan sogan cal.

  • dea
    Posted 08/09/2008 at 09:16

    Yazdığın yorum hiç sana yakışmış mı Ulvi ya 🙂

    * * *

    Anıtkabir kısmı hakikaten anlamsız yalnız. Ota, boka maneviyat katma çabasıdır bu, başka bir şey değil. Dolmuş şöförleri de yapıyor, taraftarlar da…

  • canoglan
    Posted 08/09/2008 at 09:17

    mhuahua bırak olm hemen çevirkazı 🙂 harbi herkes alakasız olsa bile anıtkabir’e gidiyor, ama vesile oluyor işte gitsinler nolucak. reşo’nun dediği gibi maneviyat katıyorlar meselelerine. agücü-bursa da mesela önce anıtkabir’i ziyaret ettiler falan, bi yandan bakılınca güzel şeyler. travma yaratmak lazım diyip hemen güncele sarılırım 🙂 ayrıyetten bugünlerdeki ozan uzunkaya’daki milliyetçilik ve erkan keremoğlu’ndaki liboşluk artışını da tartışmaya sunmak isterim. dınınını.

  • neozepron
    Posted 08/09/2008 at 09:17

    Yıllarca altyapıya yatırımı yeterince yapmayan bir takımın bence Ankara’dan kaçması kadar doğal birşey yok. Bu işi ne için yapıyorlar ‘reklam’. Eğer basketbola fayda için yapsalardı altyapı, salon vs yaparlar sunarlardı.
    Kimsenin taktığı yok basketbolu adam gibi…

  • ozanforever
    Posted 08/09/2008 at 09:18

    Fatih e katılmamak elde değil. Yıllarca ptt vardı. Bi ara netaş vardı ankara da. yine ankara nın yanıbaşında kayseriden meysu vardı. Hepsi dağıldı gitti.
    Bu işler artık amatörce yapılmıyor. Para işin içine girince artık “değer” diye kavram lugatlardan siliniyor. yoksa basketbol en az futbol kadar değerli bu ülkede.

    Biz her zaman milliyetçiydik Can. Ne zaman bıraktık ki? Size itici, öcü gibi gelse de biz bu gömleği hiçbir zaman üzerimizden çıkarmadık, çıkarmayacağız da.

  • tosun
    Posted 08/09/2008 at 09:19

    Abi n’aptin, ben Netas’ta calisiyorum 🙂
    Netas 41 senedir Istanbul sirketidir…

  • ozanforever
    Posted 08/09/2008 at 09:19

    🙂 hala benim hafızamda mrsiç li netaşla ankara da yaptığımız bir maçın görüntüsü var sanki. o yüzden hep Netaş ı ankara takımı zannederim. Öğrenmiş oldum.

    O zaman tıffany tomato lu kolejler diyelim:)Naci hoca lı trt li yıllar…

  • ağa
    Posted 08/09/2008 at 09:20

    ulan ne kazi ne cevirmesi, ben oraya bi geliyim seni cevirecem esasinda. levin de yok ortalarda meydan ulviye kalmis lan. ve hatta yer yer bana libos demis. bana sadece tosun libos diyebilir, o derse dogrudur. ayrica kac zamandir sosyalist olmaya calisiyorum ama bir turlu beceremedim. millet dogumgununde bile anitkabir’e gidiyor demekle ekonomik model hakkinda kurulan baglantiyi cozebilsem toplum profesor bile olurum esasinda.

    dipnot: zinhar milliyetci degilim yalniz, altar sen bi git hele orda goruruz seni diyordu ama tam tersi oldu, iyice kaybettim lan o duyguyu.

    konuya donecek olursak: ulvi sus iki dakika…

  • tosun
    Posted 08/09/2008 at 09:21

    Punk’tan anarsikten sosyalist mi olur lan!
    Ulvi konusunda ise kesinlikle haklisin aga, deyip konuyu dagitmamak adina burada kesiyorum. Konu araya kaynamasin.

Leave a Comment