RTÜK Başkanı Zahid Akman gündemin önemli isimlerinden. Kendisi Almanya’da yürütülen Deniz Feneri soruşturması kapsamında gözaltı istemiyle arananlardan. Yetmezmiş gibi koperatif dolandırıcılığı suçuyla da aranmaktaymış.
Hadise şöyle, Alman hükümeti konut koperatiflerine üye başına 4000 Euro ödeme yapıyormuş. Zahid Akman’ın başkanı olduğu kooperatif de bu yardımlardan faydalanmış. Alman hükümeti çok uzun sure ödeme yaptığı bu koperatifin herhangi bir inşaat faliyeti olmadığını öğrenince parasının peşinde düşmüş, tabii ev sahibi olacağız ümidiyle bu kooperatife para ödeyen yüzlerce gurbetçimiz de.
Bunlar bir basın toplantısı düzenleyip yalanlanacak türden suçlamalar tabi. Cümleler de belli “Siyasi emellerine alet edenler… Bu çirkin ve art niyetli iftiraları yapanlar… hukuksal mücadelemi… yüce halkımızın itibar etmemesini…şerefli meslek hayatımız…” gider böyle… O yüzden üzerinde durmaya gerek yok.
Bir de şöyle birşey var; RTÜK yasası gereği bu kurulun üyeleri başka bir kurumda görev alamıyorlar. Görev alan olursa, bu üyeliğin düşmesine sebep olacak bir suç. Zahid Bey’in ise başkanlığı sırasında birkaç özel medya kuruluşu ile çalıştığı, onlardan maaş aldığı ortaya çıktı.
Kurulun CHP’li üyeleri bu konuyu ilk toplantıda gündeme taşıyacaklarını açıkladılar. Eğer yasal bir kurum olan RTÜK kendi yasasına riayet gösterirse Akman’ın üyeliği ve başkanlığı düşecekti bu toplantıda. Ama toplantı yapılamadı. Haliyle Akman’ın üyeliği düşmedi. 5 AKP’li üye toplantıya gelmediği için toplantı yeter sayısına ulaşılamadı. Ve Zahid Akman’ın başkanlığı devam etmiş oldu.
Meclis de kapalı ama, RTÜK yasasında bir değişiklik olabilir mi, bilinmez.
Yazının anafikri; AKP bu ülkede yolsuzluğu, rantı, kamusal çarpıklığı gidermiş bir partidir. Bu eylemle de ritual halini alan söylemlerini destekliyorlar. Ben çok seviyorum onları, canlarım benim…
