Year: 2005

Hangi günün sabahı bu uyandığım?

Hangi günün sabahı bu uyandığım? “Uzun uzun susacağız şimdi, gözlerimiz konuşacak. Bırak heyecanlanalım, kim karışır.. Tutuyor musun kendini bana? Aç yelkenini, kayalım okyanuslardan. Kıtalar harcayalım, canımızı acıtalım.. Yeniden bir olalım..” Düşmüş, uyandım… Günaydın..Büyük anlamlar yüklediğimiz, gözümüzde büyüttüğümüz aslında, yaşadığımız, yaşamak istediğimiz sevgiler, aşklar, dostluklar nedense hep kalp kırıklığı oluyor sonunda. Hata istemek de ise nasıl öğrenilir adım atmamak, istememek?

Kimin için ağlıyoruz?

Bir alışveriş merkezi medyanın post-modern gelinlerinden Sinem’i çağırmış .. Medyanın diyorum; çünkü böyle bir yaratığı Türk halkının benimsemesi mümkün gelmiyor bana.. Post-modern diyorum; çünkü babaannem böyle gelin olmamıştı, annem de.. Neyse ev hanımı bakışlı, gayet teyzem duruşlu bir kadın kapmış mikrofonu önünde Sinem var.. Diyor ki teyzem “Buraya Semra Hanım da geldi.. bilerek pazar günü geldi.. çünkü kimsenin işi yok, kalabalık olur diye.. Ama bak…

Pazara gidelim

Pazara gidelim bir tavuk alalım Pazara gidip bir tavuk alıp napalım Gıt gıt gıdak gıt gıt gıdak diyelim Hapur hupur hapur hupur yiyelim. Pazara gidelim bir kedi alalım Pazara gidip bir kedi alıp napalım Miyav miyav miyav miyav diyelim Hapur hupur hapur hupur yemeyelim.

Üniversitemden insan manzaraları

Bilmiyorum devlet üniversitelerinde durum nasıl. Ama (maalesef ki) bir vakıf üniversitesinde okuduğumdan (aslında daha doğrusu süründüğümden) kendi üniversitemde gördüğüm insanlar hakkında bir yargılamaya girebilirim. Sonuna yaklaştığım bu süreç boyunca o kadar değişik tipler gördüm ki, artık üniversitemin (ve de haliyle yanlış olmayacağını tahmin ederek) diğer özel üniversitelerin öğrenci profili hakkında biraz bilgi vereyim. Her ne kadar filozof “Bu da dahil bütün genellemeler yanlıştır.” demiş olsa…

Bıızzzzzttt!

“Evrenin başka yerlerinde de medeni varlıkların bulunabileceğine , bunların gezegenler arası yolculuklar yapıp, haberleşebildiklerine ve gerektiğinde kendilerinden daha az gelişmiş gezegenlerde yaşayan insanlara yardım edebildiklerine inanıyorum.” Prof. Konstantin Tcholkovsky / Sovyet Roketçiliğinin Babası

Fotokopi atakları

“Napıyoruz lan biz?” soruları arasında geçiyor günlerimiz.. Napıyoruz gerçekten? Bir web sitesi ile sanal alem bokunun dijital byte’ları arasında yer edinme çabaları süredursun kendimize verdiğimizi sözler arasından yapacak daha meşaketli şeyleri bulduk, çıkardık.. “Fasulyeden Fanzine” hayata karşı bir nevi duruş şekli dedi kendisine.. Hayatın içinde, hayatla savaş halinde.. Bir yerlerde tutunadurma çabaları zaman zaman aksattı bizi ancak bu ‘chapter’ında sonuna geldik dostlar.. Verdik kendimizi mizanpaj…

İslam Çubi’ye, özlemle…

İslam Çupi.. Fenerbahçe Cumhuriyeti tarifi ile milyonlarca Fenerbahçeli’nin kalbinde taht kuran büyük yazar. Yazar olmaktan öte büyük bir Fenerbahçeli.. Hayatının anlamını bizlere en iyi tarif eden, kalemi ile sarı-laciverti en iyi çizen kişi.. “Bu bir Fenerbahçe destanıdır” demişti 3-0’dan 4-3 kazanılan Galatasaray maçından sonra.. “Herhalde kazandığını düşünen bir takım, kaybetmeyi düşünmeyen bir ekiple yarışırken, ne onun kadar inançlı, ne onun kadar yırtıcı, ne onun kadar…