Year: 2010

Kendimle Konuşurken

Kendimle Konuşurken

“Karanlıktan korkan bir çocuk masumluğuyla mutluluktan korkarsın. Sen busun…” İltifat mıydı bu, yoksa aşağılıyor muydu beni? O anda aklından ne geçiyordu? Sormadım. Soramazdım çünkü. Bambaşka şeyler vardı aklımda konuşacak. Neredeyse bir yıl oluyordu onu görmeyeli. Özlemiştim. Çok özlemiştim. Hep yanıbaşınızda olmasını istediğiniz insanlar vardır ya hayatınızda, hani hayatınızdaki mihenk taşlarından birisi olarak gördüğünüz… “Hayatım bir şekilde onunkiyle keşismeseydi, ben ben olamayacaktım.” düşüncesini ilk kez onun…

4 Şubat Grevi

4 Şubat Grevi

Tekel işçilerine destek amacıyla başlatılan 4 Şubat Genel Grevi’ne destek vermek amacıyla siteye erişimi bir gün durdurduk. Hiçbir amaca hizmet etmediğini, kendi çapımızda çalıp oynadığımızı düşünüyor olabilirsiniz, evet; biz de öyle düşünüyoruz… Ancak ataletin ilk ve değişmez vatandaşlık şartı olduğu ülkemizde ekmeği için direnenlerin yanında olduğumuzu gösterelim, tarafımızı belli edelim derdindeyiz. Yoksa neden küçük bir karınca su taşısın Hüseyin’e?! Ne kadar manasız değil mi?

Oy Kambala Kambala!

Oy Kambala Kambala!

Sene 2004 mü, 2005 mi bilmiyorum. Tek bildiğim alabildiğine basketbolla dolu dolu yıllar olduğu… Fenerbahçe‘nin hem lig, hem de haftaiçi oynadığı Avrupa Kupası maçları için İpekçi’ye yollanıyoruz. Müdavim denir ya, işte oyuz artık. Fenerbasket.com da ya yeni çıkmıştır ya da çıkmak üzeredir. Zira Avcılar’dan İpekçi’ye giderken sıklıkla kullandığımız Avcılar-Topkapı ve Topkapı-Zeytinburnu minibüslerinde bir Avrupa Kupası maçı dönüşü yoğrulmuştu fikri. Avrupa maçları dediğime bakmayın, Euroleague filan…

Yazmayalı da epey olmuş be günlük!

Yazmayalı da epey olmuş be günlük!

“Sana da yazmayalı epey oldu be günlük!” diyordu ortaokullu bir genç uzak bir coğrafyada… Ben mi? Yok canım, şimdi elle, kodla yarattığımız bir internet sitesine 3-5 gün yazmadık diye pişmanlık mı duyalım? Duyalım tabii, eşşoğlusu! Yazmıyoruz etmiyoruz ama, neler neler yaşıyoruz bir bilsen be günlük! (Haha, bak hala!) Hacı ben şimdi sigarayı bırakmış ve neredeyse bir aydan beri içmeyen birisi olarak abur cubura verdim kendimi….

Ahbap Çavuşlar

Ahbap Çavuşlar

Sezen Aksu şarkıyı, şarkıda bahsettiği Üzgünüm Leyla‘nın (Dertliyim Ruhuma Hicranını) sahibi Sadettin Kaynak üstada ithaf etmiş, yorumlamak da Cihan Okan‘a düşmüş… Vizontele’de Nazmi Doğan’a sorar gibi soruyorum; Rumeli Kavağı çok uzak mıdır? Not: 03:33-04:03 arasını dinlemeden önce doktorunuza başvurunuz. biter mi dert bitmez hadi kalk yürü rumeli kavağı’na dertleşelim dökelim içimizi balıkçıların ağına gün batımı kızıla boyarken gece yar gibi girsin koynumuza suya vursun ayın…

vurulduk ey halkım, unutma bizi

vurulduk ey halkım, unutma bizi

dağ gibi karayağız birer delikanlıydık, babamız sırtında yük taşıyarak getirirdi aşımızı, ekmeğimizi. arabalar şırıl şırıl ışıklarıyla caddelerden geçerken bizler bir mumun ışığında bitirdik kitaplarımızı kendimiz gibi yaşayan binlerce yoksulun yüreğini, yüreğimizde yaşayarak katıldık o büyük kavgaya. ecelsiz öldürüldük dövüldük, vurulduk, asıldık. vurulduk ey halkım, unutma bizi… yoksullugun bükemedigi bileklerimize, çelik kelepçeler takıldı. işkence hücrelerinde sabahladık kaç kez, isteseydik, diplomalarımızı mor binlikler getiren birer senet gibi…

Anekdot #1

Anekdot #1

* Bence filozoflar da; en az şairler ve Mehmet Coşkundeniz kadar gayrı-samimi. Ama samimi olmamaları yanlışlarda oldukları anlamına gelmiyor. * Ergenlik sonrası ‘piçe kasmak’ evresi çok uzun sürünce sıkıntı oluyor. “Çok piçiz” hep. * Ünvan sevmediğimiz ve istemediğimiz yalanını daha fazla söylemeyin. Sahiden döverim. * Yükselmek için gerekli olan kaideleri, ‘sorgulamamak‘ ve ‘kuralına göre oynamak‘ olan mesleklerin toplum nezdinde değerleri azalsa ya? * Msn ortamında…

Gökhan Ünal Fenerbahçe’de… Niyeyse?

Gökhan Ünal Fenerbahçe’de… Niyeyse?

Taraftarlık hakiketen değişik psikoloji. Ara sıra olaylara uzaklaşıp objektif bakmakta büyük fayda var; ama tabi sonuçta adı üstünde “taraf”tarız ve taraftar dediğin adam kolay kolay objektif olamıyor. Güzide kulübümüz Fenerbahçe birkaç gün önce Gökhan Ünal’la sözleşme imzaladı. Bu transfere ne üzüldüm, ne sevindim; tarzları Güiza’yla gerçekten çok benziyor. Gökhan sahaya çıkıp oynasın da hele bi’ o zaman anlarız iyi transfer mi yoksa kötü transfer mi….