politika

Tebrikler Orhan Pamuk

Ödülün ne akla hizmet, hangi seçici nitelikler ışığında verildiğine dair pek bir bilgim yok açıkcası. Daha önce kimlere verildi, bu adamlar dünya penceresinde hangi saksıda çiçek açıyorlardı bilmiyorum. Edebiyat dünyasına pek te aşina değilim. Ancak beni rahatsız eden başka bir şey var bu hususta.

Tekrar tekrar okuyalım?

Tekrar tekrar okuyalım?

Avrupa’da “İngilizliği”, “Finlandiyalılığı” aşağılama gibi bir suçun olmadığını anlatan Avrupa Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, Türkiye’de bu yönde bir suç bulunduğunu dile getirdi. Türklüğe hakareti cezalandıran TCK’nın 301. maddesinden 70 dava açıldığını anımsatan Rehn, bu davaların çoğunun beraat ile sonuçlanmasına rağmen AB olarak 301’den kaygı duyduklarını ifade etti. Rehn, özellikle Hrant Dink davasından endişeli olduklarını belirterek, 301’in değişmesini istedi. Rehn, Fransa’da “Ermeni soykırımı yoktur”…

İcraatin içinden

Her iktidarın kendi zenginlerini yaratmasına alışığız biz Türkiye olarak. Cem Uzan’lardan, Mehmet Emin Karamehmetler’den fazlasıyla aşinayız bu duruma da kendilerini ahiretteki refaha kilitlemiş, hayat görüşünü buna göre belirlemiş bir iktidarın yine aynı kesimden zenginler yaratmasına şaşırmadan edemiyoruz. İslam’da rönesans hareketini kefene cep dikerek başlatıcaklar belli ki… Ehh, buna da şükür bu kadar beklemişken, di mi?

İletişim toplantıları: Ortadoğu

İletişim toplantıları: Ortadoğu

İletişim Yayınları diyor ki: Onlarca yıldır küresel politikanın odağında yer alan Ortadoğu’da taşlar yeniden yerinden oynuyor. Bu karmaşık siyasal coğrafyada olup bitenleri anlamak, komşu olmaktan gelen bir merak ve kaygının ötesinde, insani ve siyasal bir sorumluluk. Öyle ki, Ortadoğu asla sadece yerel ya da bölgesel çatışmaların mekanı olmadı; orası, küresel çapta çıkarların kesiştiği, bu kesişmeyle de bölge halklarının ve gıyabında tüm “insanlığın” hallaç pamuğu gibi…

“Ananı da al git büyükelçi”

Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Cumhurbaşkanı’nın Almanya temsilcisi Başbakan tarafından kalabalık bir güruhun önünde azarlanıyor. Başbakan’dan aldığı gazla bu kalabalık güruh Devletin resmi temsilcisini yuhalıyor. Hem de iki kez. Sonra bu devlet terbiyesi, yol yordam görmemiş Başbakan Cumhurbaşkanlığına oynuyor. Birilerinin de kemikleri çok fena sızlıyor.

Artık yeter!

Tüm gökler ve onları tahakküm edenleri bir defada değiştirmek -bunu yapabilmek için biz, isimsizler, yüzü olmayanlar, kendini ele verenler, profesyonel umutlular, biz, dağda olanlar, adımları karanlık olanlar, biz, saraylarda sesi olmayanlar, özel arazilerde yabancı olanlar, her zaman ölü olanlar, tarihin mülksüzleri, vatansızlar, geleceksizler, taze öfkenin sahipleri, keşfedilmiş hakikatin sahipleri, nefretin uzun gecesine uzanmış olanlar, sahici kadın ve erkekler.. En küçükler, en onurlular, en sonuncular.. En…

Artistlik yapma lan!

Başbakanlarına toz konduramayan, her fırsatta methiye düzmeyi seven Türk medyası onun mahalle ağzı ile konuşan bıçkın delikanlı modelini Kasımpaşa sokaklarından yetişmesi ile öyle güzel bağladı ki hepimizin gözünde “halk adamı Recep Tayyip Erdoğan” imajı çizilmeye çalışıldı.. Bu sevimsiz üslub çizilen “halk adamı, o içimizden birisi” imajı ile sevimli hale getirildi.. Çoğunlukla başarılı da olundu.. Hepsini bir yere kadar önemsiz görmek mümkün. Önümüzde değiştirdiğini söylediği gömleği…

Kuş gribine imam çözümü

Kuş giribi konumuz.. Son günlerde tonlarsa sayfaya tonlarca mürekkeble yazıldı, çizildi konu.. Görsel medyada satlerce konuşuldu.. Benzer şeyleri söylemekten uzak durmaya çalışarak konuya dair iki kelam etmek gerekiyor sanırım.. Kuş giribi diye bir hastalık var, malum.. Ülkemizde de kaderin bir cilvesi olarak çıktı karşımıza..