Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Tag: iphone

Neler oluyor hayatta? #1

Sabahın 8'nde geliyorum işyerine. Olağandışı durumlar haricinde 9:30'a kadar herhangi bir iş yapmıyorum. Bol bol kahve, bol bol gazete filan. Bir de, zaman zaman birim içinde basında çıkan ekonomi haberlerini derleme ihalesi üzerime kalıyor. Benzeri bir derlemeden Fasulyeden için her gün yapmak lazım aslında. Bir nevi kısa kısa gündem takibi. Başlayalım: Yaşanan global krizin ülkemizi teğet geçtiğini iddia eden, devletin resmi rakamları üzerinden muhalefet yapanları, koskoca iktisat profesörlerini felaket tellallığı yapmakla suçlayan Tayyip Erdoğan, Elbistan’da halka "Milletin sırtından doyan doyana, Bunu gören yürek nasıl dayana, Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana!" şiiriyle seslendi.

Etek altı fotoğrafçılığı ile savaş

Japon milleti nefes alan en sapık milletler kategorisinde lider, ne lideri; şampiyon, adeta bir rekortmen ve hatta sektör devi sayılabilir. Türlü türlü filmleri, seks oyuncakları, liseli kızların kullanılmış iç çamaşırlarını satması, böyle saçma bir pazarın oluşması vs. Bu çekik gözlü, "Çok çalışkanlar abi" yaftasını çekinmeden yapıştırdığımız millet, özellikle kültürel bir arada kalmışlık hissiyatı içinde olan yeni nesiliyle, detaylarına girmeye gerek olmayan bin türlü rezilliğin mimarıdırlar. Anlaşılan bunlardan birisi de sokakta, okulda, barda, kafede kadınların etek altı görüntülerini gizli gizli çekmekmiş ki, iPhone fenomeninin mucidi Apple firması, Japonya için ürettiği modellere, telefon sessiz moda alınsa bile car car öten bir deklanşör sesi eklemiş. Amaç gizli görüntüler alınmasının önüne geçmek. Apple 1, sapıklar 0.

Detay kovalamaca…

Zorlu geçen bir haftanın ardından bir cumartesi sabahı bilgisayar başına oturup gazeteleri karıştırıyorsun. Çayını yudumlarken haber başlıkları birer birer geliyor önüne. Milliyet, Hürriyet, Vatan, Vakit, Zaman filan derken beynin süngerleşmeye başlıyor. İçinde Fenerbahçe geçen haberleri atlıyorsun tabii hemen. Sonra bir çay daha, bir de sigara. "Yeter lan!" diyip televizyona veriyorsun kendini. Evden dışarı adım atmamaya yeminlisin, belli. Hava kararırken yavaş yavaş, kelimeler dökülüyor Fasulyeden satırlara...