Beledi Ye!
Malumunuz Deniz Feneri, Ergenekon derken gündem epeydir boş kalmıyor. Bu sıkışık gündem içinde gözlerden kaçan bir hadise de tabii ki önümüzdeki yıl yapılacak olan yerel seçimler. 29 Mart 2009 tarihinde yapılacak bu seçimler öncesinde buradan halkın nabzını yoklamak ve çıkacak sonuca göre de müsait bir yerden adaylığımı koymak istiyorum.
Öncelikle neden böyle bir gereksinim duydum onu izah edeyim. Bildiğiniz gibi yıllardır yerel seçimler öncesi halkımız oy verecekleri belediye başkan adaylarını belirlerken bir takım kriterlere göre hareket ederler. Peki nedir bunlar? En birincisi -bilhassa küçük ölçekli kentlerde- adayın hısım, akraba olmasıdır. İşimiz düştüğünde halledebilecek, oğlanı, kızı işe sokabilecek bir aday var ise diğerleri ağzıyla kuş tutsa oyumuzu alamaz. Ama baktık ki doğrudan bir menfaatimiz söz konusu değil o zaman diğer gerekli şartımızın yerine getirilmesini isteriz: Yesin ama yapsın! Yani nedir; bir üst geçit yapsın, otopark yapsın, çiçek diksin, yani bir hizmette, icraatte bulunsun yeter ki biz olası cukkalarını görmezden gelmeye razıyız. Mesela daha seçimden önce yapılmış kaldırımları tekrardan yapsın, ihalenin kime, nasıl verildiğini merak etmeyiz biz. Yeter ki yapsın.
Peki kimdir bu yiyecek ama yapacak olan adaylar? Nerdedirler, kimdirler, hangi partidendirler? İşte burada bir boşluk söz konusu. Ben de bu boşluğun farkına vararak yola çıkıyorum. Ye Ama Yap Partisi!
Şaka yahu hemen heyecanlanmayın. Şu an siyaseti düşünmüyorum. Ama bence güzel fikir. Telif hakkını ödemek koşuluyla herkes de yararlanabilir bu parti projesinden. Sandıktan birinci çıkar bu parti, benden söylemesi.
Fakat var böyle bir yaklaşım. Birilerinin sürekli yediğine inancımızın son derece kuvvetli oluşu bizi bu noktaya getiriyor olmalı. “Kim gelirse gelsin yiyecek, bari biraz da hizmet etsin.” Hatta genel seçimler için de derler ki; “Yeni gelenler cebi boş gelecek. Mevcut iktidar hiç olmazsa dolduracağı kadar doldurdu bari onlar devam etsin.” Tabii madem bu kadar eminiz dönen dolaplardan, neden ses çıkarmayız orası da ayrı bir muamma. Belki de bir gün yiyenlerden olabilmek uğruna.
Not: Başlık bulmakta her zaman zorlanan biri olarak çareyi Mustafa Balbay tipi kelime oyunu yapmakta buldum.