Bir bahar akşamı
Perşembe günü, Kadıköy’de, saat 6:30 gibi işten çıkıp Deniz Otobüsleri iskelesine inerken günün çok farklı olduğunu farkettim. Saatlere yaz ayarı çekildiğinden beri ilk defa işe gittiğimden, ilk defa 6:30’da havanın ne kadar da aydınlık olduğunu farkettiğimden olsa gerek, güzel havayla, Kadıköy ritüeli olarak sokakların denize çıkmasıyla birlikte “O kadar da kötü değil yaşamak” anatemalı düşüncelerin arasında gelip, gidiyordum. Bir kitapçının önünden geçerken, kitap pazarlama aracı olarak tasarlanan albenisi yüksek afişlere bakıp, “evet bu kitabı okumalıyım”; kulağıma çalan bir müziğe “bu albümü almalıyım” diyordum. İkisini de yapmayacağımı çok iyi biliyordum oysa ki. Ama bu güzel atmosferde kendimi olduğumdan daha farklı kılacak küçük yalanlara ihtiyacım vardı. “Bu filmi muhakkak görmeliyim”
Sonra ne oldu, FasulyedenKom sayfalarında da birkaç kez yazmış, çok sevdiğim bir arkadaşımın telefonu ile herşey daha da farklı bir hal aldı. Sesinden anladım birşeylerin havada uçusan martının, denizdeki küçük dalgalanmaların, ciğerlere çekilen deniz havasının, yanaşan vapurların, denize simit parçaları atan küçük çocukların oluşturduğu bu “bir bahar akşamı” tablosuna ihanet ettiğini.
4 kişi.. Üniversite’de resim eğitimi alan 4 genç.. Tekbir seslerinden ziyade ellerindeki satırları, bıçakları, tornavidaları kendisine kalkan yapmış bir yığın hayvan tarafından nü resim çizdiklerinden dolayı bıçaklanan 4 sanatçı.. Komada ölümle pençeleşen, ciğerleri parçalanan.. Tekbir sesleri ile vokal yapan bir yığın insan müsveddesi tarafından.. 15 kişi.. Tornovida, bıçak, satır.. 4 kişiye, 15 kişi.. Nü resim.. Bahar.. Akşam.. Martı.. Ona simit atan çocuk..
Müslüman olduğunu zannedip, hayatlarını bu sanrılarına göre yönlendirenler, Allah’ın verdiği cana kastederek en büyük günahı işlediklerinin nasıl farkında değiller. Ama birileri farkında.. Telefonun diğer ucunda çaresiz bir ses tonu ile içini dökmeye çalışan kişi farkında bu hayata çocuk getirilmeyeceğinin. Arkadaşımı tesellli etmem gerekirken, söyleyecek tek kelime bulamayan ben farkındayım bu ülkenin şirazesinin kaydırıldığının.. İnsanlıktan çıkmış bu yığınlar palazlandırılırken başımıza söylenecek tek şey kalıcak elimizde, farkındayım, edilecek tek küfür.. Sikicem eline bıçak alıp kaplan kesilen, kız demeden, erkek demeden, güçsüz, zayıf demeden 4 kişiye 15 kişi saldıran hayvanları da, şarkısını da, kitabını da, filmini de.. Sikicem yaşamasını da, yaşama sevincini de.. Çağrı sonlandı.. Sikicem çağrısını da, telefonunu da..