Kuş gribine imam çözümü
Kuş giribi konumuz.. Son günlerde tonlarsa sayfaya tonlarca mürekkeble yazıldı, çizildi konu.. Görsel medyada satlerce konuşuldu.. Benzer şeyleri söylemekten uzak durmaya çalışarak konuya dair iki kelam etmek gerekiyor sanırım.. Kuş giribi diye bir hastalık var, malum.. Ülkemizde de kaderin bir cilvesi olarak çıktı karşımıza..
Yanılmıyorsam ilk kez Ekim ayında ulusal medyada kendisine yer buldu konu.. O zaman nolmuştu? Bandırma’da bir dizi önlem alınmış, ilaçlama yapılmış ve Sağlık Bakanlığı salgının atlatıldığını söylemişti.. Tavukçuluk sektörü de, biz de rahat nefes aldık.. Sonra Ana muhalefet partisi olan CHP bölgeye bir heyet gönderdi.. Heyet raporunda alınan önlemlerin yetersiz olduğunu, salgının sona erdiği açıklamasının ise bilimsellikten uzak olduğunu iddia etti..
Kim ciddiye aldı bu raporu? Kimsenin dikkatini çekti mi bu açıklama? Neden çeksin ki? AKP hükümetine ve onun emrine girmiş medya organlarına göre CHP’nin ve haliyle muhalefetin yegane amacı iktidara bok atmak değil mi? Böyle bir amacı kendisine görev bilmiş bir sesin mümkün olduğu kadar cılız çıkmasını sağlamaktan da geri kalmadılar her konuda yaptıkları gibi.. Şimdi aynı salgın yine baş göstermekte iken acaba o rapora haksızlık yapıldığını, bu uyarılara kulak verilmemesinin hata olduğunu düşünmek çok mu körükörüne hükümet karşıtı bir söylem olur?..
Sağlık Bakanlığı’nın konuya geç vakıf olduğu, geç el koyduğu, kamuoyundan gizlemeye çalıştığı ve ancak ölümlerin ardından açıklamaya yapmak zorunda hissettiği konuşuldu günlerdir.. Cemil Çiçek medyayı suçladı.. Sonra özür dileyebilirim gerekirse dedi.. Sanırım dilemedi.. Neyse..
Temas etmek istediğim asıl ilginçliğe imam başbakanımız imza attı.. Kendisi kuş gribi denen illet hakkında halkı bilinçlendirmek gerektiğini, bunun için cuma hutbesini okumaları için imamlara görev verileceğini açıkladı.. Halkı bilinçlendirmek ve cuma hutbeleri.. Televizyon denilen, gazete denilen, internet denilen toplumsal iletişim araçları halt etmiş efendim.. Halk bilinçlendirmek için cuma hutbesinde iki kelam edersen sorun çözülür zaten..
Halkı bilinlendirmek konusunda imamlardan yardım isteyen başbakanımız hükümeti göreve geldiği ilk günlerde Manisa Tavuk aşıları üretim ve Tavuk hastalıkları Araştırma Enstitüsü’nü özelleştirmeye çalışmış.. Gerekçesi bu enstitünün zarar etmesi.. Özelleştirmeyi gherçekleştiremeyince burayı tamamen kapatmış..
Peki 1982’de kurulan ve 70 kişinin çalıştığı bu kurum ne yapıyormuş? Öyle pek Önemli şeyler yapmıyormuş canım.. Tavuk hastalıkları konusunda araştırmalar yapıyormuş.. Sempozyumlar, konferanslar düzenliyormuş.. Çeşitli kanatlı hayvan hastalıklarına karşı ilaçlar ve aşılar üretiyormuş.. Daha önce 1993’te Marmara Bölgesin’de hasıl olan kuş gribi salgınını etkin önlemler ile yayılmadan yok etmiş mesela.. Gördüğünüz gibi pek te önemli işler yapmıyormuş bu kurum.. İyi ki kapatmışlar.. Şimdi ihtiyaç filan duyulmuyor zaten aşıya, ilaca ve akademik yaklaşıma..
Hükümetimiz halkın cahiliyetinin bu hastalığın yayılmasında en önemli gerekçe olduğunu söylemişti.. Şimdi insan bu çelişki karşısında ne diyeceğini bilemiyor.. Sen halkın cahil olduğu için bu duruma geldiğimizi söylüyorsun ama daha birkaç yıl önce bizzat sen, ellerinle, bu konuda bilimsel araştırmalar yapan, kitapçıklar, broşürler ile halkı bilgilendiren, konferanslar düzenleyen, hadi geçtim akademik safsataları, ilaçlar, aşılar üreten bir kurumu zarar ediyor diye, “tüccar” zihniyetine esir edip kapatıyorsun..
Sonra imamlarımızdan yardım istiyorsun, halkı bilinçlendirsin diye.. Peki imam efendi, peki..
Not: Yazıdaki somut bilgilere çeşitli köşe yazarlarının yazılarından ulaşılmıştır..