Az önce çok feci şekilde utandırıldım. Türkan Abla utanmama sebep olan. Neden mi? Türkan Abla kanserle olan savaşının ortasında, haksız yere başka savaşlara sokulmaya çalışılmasına rağmen, ülkesi ve ilkesi için bu denli emek sarf edip yine de devlet tarafından suçlu konumuna düşürülmesine rağmen, yaşadığı sağlık sorunu yüzünden bu denli zayıf düşmesine rağmen, yine de hala savaşıyor, yılmıyor, "hodri meydan" diyor.
Yaşasaydın, Ergenekoncu diye tutuklanacaktın belki;
Öldün, Ergenekon öldürdü, belli...
Sen de dedin ki, yiğidim, aslanım;
"Ki mi ölüler bize ne kadar yakın;
Yaşayanların birçoğu ne kadar da ölü... " …
Ergenekon'un şu meşhur 10. dalgasından, yeraltından çıkan silahlardan, Tuncay Güney isimli maskara ajanın kasetlerinden dolayı pek dillendirilmeyen bir soru var. Malum 10. dalganın sabahında TRT2 isimli haber-kültür kanalımız Yargıtay Onursal başsavcısı Sabih Kanadoğlu'nun gözaltına alındığını duyurdu. Haber üzerine Kanadoğlu'nun evine bir medya ordusu akın etti. Ama ortada bir gariplik vardı, zira herhangi bir gözaltı durumu söz konusu değildi. Ancak birkaç saat geçmeden polis gelerek Kanadoğlu'nun evinde arama yapmaya başladı. Yani TRT2 isimli devlet kanalımız, habercilik çıtasını öylesine yukarıya çekmişti ki, bırakınız atlama haberi, henüz olmamış haberi bile vermeye başladılar, gurur duyduk.
Artık yazmayacağım diyorum, dayanamıyorum. Yine bilindik, beylik cümleyi ederek başlayayım yazıya. Bu soruşturmanın üzerinde bu kadar durmamız, eleştirmemiz Ergenekoncu olduğumuzdan değil; darbeci olduğumuzdan hiç değil. Eğer yargılama neticesinde misal Eruygur Paşa’nın darbeci olduğu sabit görülecekse, Sinan Aygün’ün, gazetecilerin filan destek verdiği sabit görülecekse elbette hapse alınsınlar. Anayasal düzene karşı yapılacak her türlü eylemin karşısında olmak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmanın gerekliliğidir. Çok şükür tüm derde, sıkıntıya, hayal kırıklığına rağmen T.C. vatandaşlığımızdan ödün vermeyiz.
Sinan Aygün’ü çok sevmem. Kendisi bana göre içi boş, popülist ekonomik açılımlarda bulunur her daim. Bildiğin liberal ekonomicidir aslında ama şimdilerde ulusalcılarla anılan Ergenekon Soruşturması kapsamında gözaltında. Ergenekon ile ilgili olarak yeteri kadar kelam ettiğimi düşünüyorum. Anayasal düzene aykırı hareket eden, darbe planlayan, bu darbe için istikrarsızlaştırma politikası güden birileri varsa muhakkak cezalandırılsın. Kimse, ister şeriatçı olsun, ister darbeci, hiç kimse Türkiye Cumhuriyeti anayasasına aykırı fiil ve eylem içerisinde olamaz. Buna izin verilemez.
İsminin Ergenekon olduğunu bildiğimiz ancak cismi ile ilgili herhangi bir bilgimizin olmadığı nevi şahsına münhasır operasyonumuzun son ayağında Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün, Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı ve emekli Orgeneral Şener Eruygur, emekli Orgeneral Hurşit Tolon ile Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay gözaltına alındı. Fettocular bayramda.
Her şey 12 Haziran 2007’de başladı. Ümraniye’de bir gecekonduya yapılan baskında bir miktar el bombası ele geçirildi. Türkiye gündemi Ergenekon mefhumu ile bu şekilde tanıştı. Bugün ise 22 Mart 2008, yani 9 aydan biraz daha fazla zaman geçti. Dün aynı operasyon kapsamında içeri alınanlar arasına Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve imtiyaz sahibi İlhan Selçuk’un da yer aldığı 12 kişi eklendi. Doğu Perinçek ve Kemal Alemdaroğlu da kamuoyunun yakınen tanıdığı isimler.