İstibdat rejimi
Her şey 12 Haziran 2007’de başladı. Ümraniye’de bir gecekonduya yapılan baskında bir miktar el bombası ele geçirildi. Türkiye gündemi Ergenekon mefhumu ile bu şekilde tanıştı. Bugün ise 22 Mart 2008, yani 9 aydan biraz daha fazla zaman geçti. Dün aynı operasyon kapsamında içeri alınanlar arasına Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve imtiyaz sahibi İlhan Selçuk’un da yer aldığı 12 kişi eklendi. Doğu Perinçek ve Kemal Alemdaroğlu da kamuoyunun yakınen tanıdığı isimler.
Bu yazı yazılırken sağlık kontrolünden geçtiler ve İlhan Selçuk’un sorgulamasına başlandı haberleri geçiyor haber bültenlerinde. Tabii ki Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devleti. Eğer ortada bir suç örgütü varsa, bu örgütü yaratanlar ideolojik altyapısına bakılmadan cezasını çekeceklerdir ve bunun için yapılan soruşturma çerçevesinde herkesin görüşüne başvurulabilir, gözaltına alınabilir. Neticede amaç bir suç örgütünü çökertmek, buna suç örgütü üyeleri ve marjinal birkaç kendini bilmez dışında kimsenin itirazı olmaz, olamaz.
Lakin hukukun üstünlüğü ile birlikte toplumsal mantık da önemli bir husus. Neden söylüyorum bunu? Geçtiğimiz Cuma akşamı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya AKP’nin kapatılması için iddianame hazırlayıp Anayasa Mahkesi’ne başvurduğunda, bu dava Ergenekon soruşturması ile ilişkilendiriliyorsa ve bu Cuma gece yarısı ulusalcı bakış açısı ile tanınan 3 isim Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınıyorsa, toplumda bunun devletin tepesinde bir erk mücadelesi olduğu, hukukun da buna alet olduğu gibi bir görüş hakim olur. Ve kimse bunun aksini iddia edemez.
O yüzden Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin çıkıp da “Herkes görevini yapıyor. Biz de görevimizi yapıyoruz. Hukuk devletinde yasaların verdiği görevleri, görevle yükümlü olanlar yerine getirir” demesin. Çünkü bu samimiyetsiz yoruma karşılık “peki geçen hafta neden böyle bir yorum yapmadınız” diye sorulabilir. Öyle ya ikisi de devletin savcısı. Gerçi sorulmuş bu soru ama hazretleri sinirlenmiş.
83 yaşında bir gazeteci İlhan Selçuk. Türk basınının halen görev başında olan en kıdemli ve tecrübeli yazarlarından. İsmini Atatürk’ün koyduğu Türkiye’nin en eski gazetesinin başyazarı ve imtiyaz sahibi. Dahası yanında bizzat devletin koyduğu iki tane de koruma, yani polis var. Yani herhangi bir konuda görüşüne başvurulacaksa, ifadesi alınacaksa, gözaltına alınacaksa gayet insanca gündüz vakti çalınır kapısı, çağrılır Emniyet’e. Paşa paşa da gider.
Yeri belli, yurdu belli, yanında iki tane de polis var, kaçma şansı yok. Zaten aylardır yürütülen bir operasyon bu, eğer yok edeceği, karartacağı herhangi bir delil varsa Cuma gece yarısını beklemez sanıyorum karartmak için. Haliyle sabaha karşı saat 4’te yapılan baskın tam anlamıyla bir istibdat uygulaması, zorbalık. Hem de devletin kolluk kuvvetleri eliyle. Kontrol altına alınması mümkün görünmeyen bir hınç duygusu oluşturulan toplumsal bir savaşın ilk adımları bunlar.
Ergenekon soruşturması 9 aydır sürdürülen ama halen ortada bir iddianamesi olmayan bir soruşturma. Dolayısıyla gözaltına alınanların neden alındığını, halen tutuklu olanların neden içerde olduğunu, sorgudan sonra serbest bırakılanların neden dışarıda olduğunu bilemiyoruz. İlhan Selçuk’un, Kemal Alemdaroğlu’nun, Doğu Perinçek’in, Veli Küçük’ün, Sedat Peker’in, Kemal Kerinçsiz’in ve daha bir sürü insanın nasıl bir ortak noktası vardır onu hiç mi hiç bilemiyoruz. Bu insanlar herhangi bir ortaklık peşindeler mi, bu ortaklığın amacı nedir, yasadışı mıdır, yasal mıdır bilmek mümkün değil.
Ama bildiğimiz tek bir şey var: AKP karşısında en ciddi muhalefet olan ulusalcılığın içinin boşaltılmaya çalışıldığı. Ne olduğu belli olmayan bir çetenin ulusalcı olduğu iması ile ulusalcılığa bakış açısının çetecilikle eşdeğer tutulmaya çalışıldığı. AKP’ye karşı olmanın yakın zamandır elitçilik, rantcılık sayıldığı gibi bundan sonra artık suç sayılacağı…
Adaletin bir an önce tecelli etmesini, devletin derinlerine sirayet etmeye çalışan bir suç örgütü varsa ortaya çıkartılmasını beklemekten başka bir şey gelmiyor elimizden. Ama ha gayret, önce şu iddianameyi bir hazırlayalım. Elbet bu karanlık dağılacak. Elbet Türkiye bu istibdat rejiminden de kurtulacak.
Yazacaktım unutmuşum, şimdi yazının herhangi bir yerine yama yapmaktansa yorum olarak ekleyeyim:
Tayyip Erdoğan’ın gayet popülist ve kadın kolları toplantılarında çok prim yapan bir tarzı var. AKP’ye yöneltilen herhangi bir eleştiride eleştirinin içeriği, niyeti ne olursa olsun, bunu dillendirenleri rantçı, karanlık güçler, çeteciler olarak tanımlıyor. ve aynı konuşmanın bir yerlerine de demokratlığını serpiştiriyor. Kadın kolları,gençlik kolları cemaati de pek bir seviyor bu tarzı. Hayretle izliyorum.
Kafayı toparlamadan ve kahvaltı yapmadan yazı başına oturunca böyle semptomlar olabiliyor. Bir hatırlatma daha:
Bakmayın medyadaki tantanaya, Ergenekon soruşturması hakkında kamuoyu hiçbir şey bilmiyor. Lakin İlhan Selçuk için kıskacın daraldığını ve vaktin geldiğini Fehmi Koru’nun sanal karakteri olan Taha Kıvanç’tan öğrenebiliyoruz. Hey gidinin keseri, sapı…
Geçen hafta bi panele gidecektim sabah biraz erken kalktım bir gece önce ilhan selçuk un Ziverbey Köşkü kitabını raftan indirmiştim bir daha okuyayım dedim Hatırla Sevgiliyi seyrettikten sonra öle bi istek oluştu.şöyle gözüm takıldı daha vakit var başlayayım eve dönünce de bitiririm dedim.Ama ne mümkün bırakamadım elimden bi solukta bitirdim.
Ve bir daha dehasına bütün sıkıyönetim liderleriyle dalga demicem taşşak geçişine o akrostiş yazıya hayran kaldım.Gerçekten mükemmel bir finaldi.
Üzerinden daha 1 hafta geçmedi İlhan Selçuk u gözaltına aldılar. Yeni bir bomba bekliyorum İlhan Babadan:)
Haha o akrostiş itirafnameyi Nazlı Ilıcak “bakın nasıl da itiraf etti” diye köşesinde yazmış bir de. Ulan Nazlı Ilıcak o zaman da beş para etmezmişsin 🙂
AKP yine sasirdi. Ilhan Selcuk kendisini iskencelerden geciren bir yapilanmanin yeni milenyum versiyonuyla isbirligi yapmakla suclaniyor. Neresinden tutsan elde kalan bir suclama. Hakikaten bunu yapabilecek kadar dustuyse, kendi gazetesini bombalattiysa birakin bu utancla yasasin zaten. Bu sacma sapan, alakasiz gozaltilarla, baskilarla Turkiye’nin kanini emen cetecileri, uyusturucu kacakcilarini vatansever yapacaklar yine basimiza…
Alttaki alıntı durumumuzu anlatıyor sanırım.
Bir gün insan virgülü kaybetti.
O zaman cümlelerden korkar oldu ve basit ifadeler kullanmaya başladı.
Cümleleri basitleşince düşünceleri de basitleşti.
Bir başka gün ise ünlem işaretini kaybetti.
Alçak bir sesle konuşmaya başladı. Artık ne bir şeye kızıyor ne de bir şeye seviniyordu. Hiçbir şey onda en ufak bir heyecan uyandırmıyordu.
Bir süre sonra soru işaretini kaybetti.
Artık soru sormaz oldu. Hiçbir şey onu ilgilendirmiyordu. Ne kainat ne dünya ne de kendisi umurundaydı.
Birkaç sene sonra iki nokta işaretini kaybetti.
Artık davranış sebeplerini başkalarına açıklamaktan vazgeçti.
Ömrünün sonuna doğru elinde yalnız tırnak işareti kalmıştı. Kendisine ait tek bir düşünce yoktu. Yalnız başkalarının düşüncelerini tekrarlıyordu.
Son noktaya geldiğinde düşünmeyi, okumayı unutmuş vaziyetteydi.
Dün Kanal D haberlerinde Erbakan’ın alınışı ile Selçuk’un alınışı arasındaki fark soruluyordu görüntüler eşliğinde. Erbakan için 80 yaşında olduğundan dolayı hapse atılmasın diye kanun çıkartıldı. Hatta Arınç demişti ki “Bir insan olarak, vicdanen, hukuken, açıkça ifade etmek istiyorum… 80 yaşına gelmiş bir insanı mağdur etmeyelim, ayıptır.”
Peki sayın Arınç, İlhan Selçuk kaç yaşında idi?
Bu memlekette adalet de, demokrasi de yönetenlerin işine göre işler..Ne zaman farklı oldu ki?
Lakin şöyle bir durum da var;vatandaşın biri geçtiğimiz hafta ülke adaletini öve öve bitiremiyordu ama gelin görün ki, şimdi İlhan Selçuk hadisesi yüzünden eleştirir olmuş yine aynı adalet sistemimizi..
Bir garip ülke burası hakkaten de..
Vatandaşın birisi bensem eğer, ne geçen hafta öve öve bitiremedim adalet sistemini, ne de bu hafta eleştirir oldum. Eleştirdiğim sadece 83 yaşında, iki polis tarafından korunan bir yazarın gece yarısı evinden alınmasıdır.
Hukuk sistemine aşina mısınız bilmem, zorla alıkoyma sadece suçüstü durumlarda uygulanır. Onun dışında bir soruşturma çerçevesinde bir kimseyi sorgulamanız gerekirse davetiye gönderirsiniz evine. Gelmezse zorla getirirsiniz. Suç üstü durumu olmadığına göre neden Erbakan hazretlerine gösterilen intizam İlhan Selçuk söz konusu olunca zorbalığa dönüşüyor, onu sorguluyorum. Cümlelerim çok karmaşık olmasa gerek.
Haa eğer o vatandaş ben değilsem de, isim belirtin bir zahmet. Biz de nem kapmayalım ordan, burdan…
Ben kapatma davasina da tepki gosterdim, bu gozaltinin sekline de gosteriyorum. Futbol maci degil ki bu “biz su tarafa atiyoruz, siz bu tarafa” diyelim. Insanlarin olaylar hakkindaki dusunce ve tutumlarinin oy verdigi partiye gore degismesi mi gerekiyor? Eve baskin yapmak bazi durumlarda zaruri olabilir, gizli belge ariyor olabilirler ama gecenin 4’unde yapilmaz o zaman da, 7-8 saat once gelselerdi ya da 4 saat daha sabretselerdi. Hasta bir adam, 80’ini gecmis, sabah 5’te tekneye binip yunanistana kacacak degil ya…
Bu arada artik olayin cigrindan cikmaya baslamasinin sebebi istibdatin yeni sahibi olmak isteyenlerle istibdati birakmak istemeyenlerin savasina donmesi. Ciddi ciddi kiliclari cektiler savasiyorlar. Vatandasin haklari, ozgurlukler, toplumun gelismesi, egitim, kadin haklari, cocuk haklari, hukuk sistemi hakkinda ne hukumet ne de cok atesli hukumet muhaliflerinin agzindan aylardir tek kelime bile duyamiyoruz. Laiklik, din, darbe, cok oy almak konularindan bir top yapmislar sirayla penalti cekiyorlar bu topla. Bu maci kimin kazanacagi da pek muhim degil aslinda. AKP elestirilsin ama Turkiye’ye istibdat rejimini getiren adamlar bunlar degil, bu unutulmasin. Elestirilmesi gereken bu rejimi uygulayan isimler degil bu rejimin bizzat kendisidir. Yoksa benim tepemde baskici, ozgurlukleri kisitlayan, iskenceci rejimi AKP’nin uygulamasiyla XYZ’nin uygulamasi arasinda pek fark yok.
sen değilsin dea, nem kapmanı beklemezdim..garipsedim.. bir üniversitenin rektörüydü, isminive okulunu uzun uzadıya yazmak zor geldi..daha doğrusu tenezzül etmek istemedim desem yeridir..
yaşlılık başa bela..üşeniyoruz uzun uzun yazmaya..ilhan abimize bak..maşallah..o yaşına rağmen, onca gözaltı, soruşturma gibi şeye rağmen, hala yerinde..helal olsun.. sigara da içmiyoruz..sebep nedir acaba?
Hımm, pardon o zaman 🙂 İki yazımı da tekrar okudum, sahiden yargıyı övme/yerme ekseninde değilmiş yazdıklarım, neden üstüme alındıysam.
Spora başla Kayser 🙂
Bir yandan da bu gelismelere verilen tepkiler umut verici. Son senede polis elinden “kaza” olumleri artmakta iken pek sesi cikmayan toplum yasli bir gazeteci gecenin bir vakti gozaltina alininca tepki vermeye basladi. Hani belki bu muamele Festus Okey’in -gece bile degil- gupegunduz oldurulmesine tepki olusmasini saglar. Ya da artik iskenceci polisler 10 sene mahkemeye ugramayip ve bulunamayip zaman asimindan ceza almayinca tepki veririz. Belki gozaltinda lahmacun yerken yere dusup olen gazetecilerin katilleri falan da ceza alir. Hatta bir bakmissiniz 13 yasinda cocugu taramali tufekle tarayanlara da tepki gosterilir ve mahkemeye cikip cinayetle yargilanirlar. Bahar geliyor, umut doluyor insan iste boyle, cicek, bocek, kelebek…
ilhan selçuk olayına gelen yorumlar arasında en ilginç yorumlardan biri de şüphesiz engin ardıç’a aitti.. daha önce yazacaktım, unutmuşum..bugüne nasipmiş
“Seksen üç yaşına gelmiş adama yapılır mı bu?…
Seksen üç yaşına gelmiş adam bunlarla mı uğraşır, diyen yok”
Neyle ugrasiyormus 83 yasindaki adam? Engin Ardic, hem savci hem hakim olarak ne hukum vermis Ilhan Selcuk hakkinda?
Necmettin Hoca da kaç yaşında ama trilyonları kaybedebiliyor. Hem de cumhurun reisi Abdullah Gül efendiyle… Onların yargılanmasıyla kıyaslamak adına verdim bu örneği.
Ayrıca Selçuk’u isnat edilen suç ne? “Örgüte üye olmadan vazife üstlenmek” Vazife üstlenen üye değil midir? Üye olmayan ne vazifesi üstlenir? Üye olmadığını nasıl anladınız? Dernek aidatını mı yatırmamış yoksa örgüt kimliği mi çıkmadı üzerinden? Nerden bakarsan bak, mesnetsiz bir suçlama…
İlhan Selçuk çetenin fikir liderliğini yapmakla suçlanıyor.
Düşünceye özgürlük diyen liberal kesim var. yersen…
Çok şükür ülkemizde demokrasinin yerleşmesinin önündeki en önemli engel olan Uğur Dündar’ın eşinin Brezilya gezileri Ergenekon soruşturmaları sayesinde ortaya çıkarıldı.
Padişahımız efendimizi Allah başımızdan eksik etmesin, artık demokrasiyi iliklerimize kadar hissedebileceğiz.