Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Tag: göbek

Şişko Patates, Yarım Kilo Domates

Lise zamanlarımda kaburgalarımın tek tek sayıldığı bir fani iken, tartının üstüne çıktığımda 3 haneli rakamlara ramak kaldığını görünce kararımı verdim. Artık kilo vermenin zamanı geldi. Şişman ve kilolu esprilerine “kemiklerim iri oğlum” kontrası ile cevap vermekten sıkıldım. Zaten o espri de Tosun’dan çalıntı. İnsanın kendi ile barışık olması da bir yere kadar arkadaş. Hep bu Tosun'un yüzünden. Böyle bir hevesle başlayıp sıkıldığım çok şey oldu. Dört defa İngilizce kursuna başlayıp –şu yazıyı yazarken 3 idi 4'e tamamladım-, dördünü de yarıda bırakıp, başlangıç seviyesini geçememiş biriyim. Aynı başarısızlığımı 2 kez fitness-body salonlarında, 1 kez de tekvando kursunda da tekrarladığımı söylemeliyim. Ama artık böyle olmayacak. Bu devran son bulacak, hedefim 10-15 kilo arası. Tabii gönül ister ki dilim dilim baklavaları dizelim ama onun için de ciddi bir mesai harcamak lazım. Şimdilik göbeğimizdeki baklava tepsisini kaldıralım kâfi. Bu baklava muhabbeti de Tosun’dan çalıntı. Özledim şişkoyu. Bak şimdi aklıma geldi başkalarına şişko demeyi de özlemişim.

Gırtlak gırtlağa

Bir şeyler yemek hayatımın en önemli özetlerinden birisi olsa da gelişmiş bir yemek kültürüm yoktur. İşbu nedenle bir mekanda yemek yiyorsam beni o masada mutlu etmek çok kolaydır. Ben, alt tarafı, lahmacun, pide, her türlü kebap, pizza, patates kızartması, kuru fasulye-pilav’dan keyif alan ortalama bir mideye sahibim. Lakin öğle yemeği sırasında Le’Passione, Suzy’s gibi abuk sabuk isimlere sahip mekanların abuk sabuk mönüleri arasında sıkışıp kaldığımdan dolayı öğle yemeklerim işkence haline gelmişti.