Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Tag: halet-i ruhiye

Derinlemesine ruh analizi

Kabul ediyorum, chuck’un güçlü kalemi beni de bu yazıyı yazmaya tetikledi. Bu edebi oyuna ne deniyordu acaba? Şu sıralar güçlü kalemin cesur klavyeye evrilme zamanıdır bence. Her şey hızlıca ilerlerken,…

Haydi sor, sor!

Bazen herşey kontrolün altında sanıyorsun, kontrolde derken, kişisel olarak değil kastettiğim; haberdar olduğunu, gündemi takip ettiğini, her yaşananı bildiğini, doğru yorumladığını filan. Hani sıklıkla öyle bir halete büründüğüm oluyor, "sor bana Ergenekon'u, Türkiye'yi, sor bana Obama'yı, Dünya'yı, sor komplo teorilerimi, sor Black Smoke'un ne olduğunu, hey dostum sor hadi, 4, 8, 15, hadi sorsana, 16, 23, 42 sor ulan!" diye gerzekçe dolanıyorum etrafta. Ama boş hepsi işte, çok gezen de, çok okuyan da bir nebze biliyor ama, çok konuşan bilmiyor. En fazla Bülent Uygun kadar. Ötesi değil...

Dön Bak Ayna’ya…

Ortaokulda mıydım ilk albümlerini çıkarttıklarında, emin değilim. “Gurbette yorgun düştün be ceylan” ile baya baya sükse yaptıklarını hatırlıyorum. Böyle rock gibi, metal gibi, ama bildiğin arabesk bir müzik türüydü Ayna’nın ki... Bugünlerde halet-i ruhiye gereği bünyeyi müziğe verince playlist döndü, dolaştı, “Adı konmuş ayrılığın” üstünde durdu. Lan dedim, Ayna vardı ya, melankoli de zirve yaptığın anların eşsiz dostu. Keltoş Cemil ile meçhul şarkıcı Erhan...

Bu yazının başlığı yok!

Nasıl olduğumu soranlara nasıl bir ruh halinde olduğumu çok uzun zamandan beri söylemiyorum.. "Nasıl olalım işte" gibi ucuz laflarla konuyu acı bir tebessümle değiştiriyorum.. Hayat hergün yapmaları için bunu emrediyor milyonlarca insana.. Bizden hayal ettiklerimiz ile gerçekleştiremediklerimizin bir dökümünü istiyor ısrarla ve bu döküme bakarak veriyor notumuzu.. "Sınıfta kaldın bokun saklama kabı, otur biraz daha hayal et ve biraz daha hüsran yaşa"