
Siz! İçinizde beslediğiniz, büyüttüğüz, tam yerinde, tam zamanında kustuğunuz o arsız nefretin esiri olanlar! Kim bilir, gözleriniz yeri kesiyordur şimdi, başınız önde, eğik. Ya da,
o kadar da uzun boylu değil, kim bilir, ölçüsüzlüğünüzün, dengesizliğinizin ve hepsinden vahimi, bunu zerre önemsemiyor olmanızın getirdiği o alçak tebessüm yerleşmiştir o nurlu yüzlerinize. Artık daha az kız çocuğu okuyacak, artık daha çok kız çocuğu kendisine tecavüz edenin koynuna imam nikahı ile sokulacak diye mutlusunuzdur belki de. Evet, evet! Belki de, biz farkında değilken, biz alabildiğine uzaktan seyrederken hayatı, siz o denli büyüttünüz o yerin dibine geçesice nefretinizi. Kimbilir, belki de biz varız sırada, hepimizi gömecek kadar coşkulu, hepimizin arkasından gülecek kadar iğrenç durumdasınız ya, biz de bekleyelim keser döner, sap döner diye.