Çalışmak kötü. 3 kuruş para kazanayım hayatımı idame ettireyim kaygısının zamanla evrilip yerinde bir gardrop, araba, ev; ordan daha iyi gardrop, daha iyi araba, daha iyi ev; en iyi gardrop, en iyi araba, en iyi ev gibi hayvani güdülere teslim olmasının anahtarı çünkü çalışmak. Herşey orda başlıyor. Sabahın köründe kalkıyorsun, gece saatlerine kadar mesaide kalıyorsun, hedef kaygısı, verimlilik zamazingosu, ot, bok, püsurla koca bir ömrü geçiriyorsun ve bir yerden sonra sıtkın sıyrılıyor ve “abi neden daha iyisi benim olmasın ki? Bu kadar çalışırken neden azla yetineyim ki?” sihirli cümlesi ile durdurulamaz bir canavara dönüşüyorsun.
Evet, çalışmak kötü. Sabah erken kalkmak zorunda olduğun, gündelik hayatına dair renk sayılabilecek şeylere zaman ayıramadığın, kendini sevdiğin insanlarla, sevdiğin şeyleri yapmaktan alıkoyduğu için kötü. Yeterince kötü, fazlasıyla kötü, çok kötü!