Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Tag: türkçe

Tembel Türkler

Hayatım boyunce özellikle de beni yakından tanıyan insanlar tarafından bana yöneltilen eleştirilerin genel toplamında tembellik ağır basıyor. Bu biraz da önyargılardan kaynaklanıyor gibi geliyor bana aslında, neticede dışarıdan bakıldığı zaman kemikleri iri görünen bir insanım. Öyle olunca da, şişman adam tembel olur yargısıyla veriyorlar hükümlerini. Yoksa, benim tembellikle işim olmaz. Benim derdim üşengeçlik. Tembel olmaya bile üşenen bir insanım ben. Tembellik zor zanaat yeğenim, bakma sen dışarıdan kolay göründüğüne. Tembel adam yaratıcı olur, insanlığın gelişimine bir bak, ne demek istediğimi anlayacaksın. Tembel olmayaydık, bunca icadı yapar mıydık? Tembel bakıyor, ulan bu işi daha az eforla nasıl yaparım diye düşünüp oradan icat çıkarıyor. İşte üşengeçlik de bunun bir tık ötesi. Tembel adam soruna bakıp buna yönelik icat yaparken, aynı soruna bakan üşengeç adam ne yapıyor? Bir tembel çıksa da şuna yönelik bir icat yapsa da hayatımız kolaylaşsa diye düşünüyor yattığı yerden. Heh, işte o üşengeç adam benim...

Hafıza-ı Beşer

“Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür” derler. Su katılmamış hakikatlerden birisi. Lakin, bu nisyan hali sadece aptallıkla, dalgınlıkla alakalı değil gibi. Bu şekilde izah etmek kolaycılık olur. Ya da bilemiyorum, ben aptallığımı gizlemek için çaba harcıyorum sanki. Nasıl demeli, sanki aklımızda yer etmesi için herhangi bir sebep olmayan bir yığın detay için protein harcamaktan kaynaklanıyor bu durum. Ya da tamam kabul, lafı uzatmadan aptallık da diyebiliriz bu hafıza sorunlarına. Mevzu o da değil aslında. Evet unutkanım, çok şeyleri unuttum, çok şeyleri hiç hatırlamadım bile. Ama bu lanet bok kafa hatırlaması gereken binlerce şeyi hatırlamazken, 25 yıllık ömrümün en gereksiz detaylarını çok net hatırlıyor. Bahsettiğim hatırlamak da değil aslında. Evet, birçok kez ömrümüzün herhangi bir sahnesini, ya da çoğu sahnesini hatırlarız. Ama kastettiğim hatırlamaktan da ötesi, o anı her ayrıntısı ile duygusu ve hatta kokusuyla bile hatırlamak. Şöyle ki;

Baba naber?

"Baba naber?", "Naptın Baba", "Babuş akalım mı ortamlara" diyen insanlar var. Hitap terminolojisinin geldiği son nokta. Okulda, işyerinde, sokakta, otobüste, lokantada, maçta, her yerde bu adamlar... Baba, baba, baba... Baba…