Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Tag: yaz

Refet , İlk Beraberliğini Aldı. “6 5 1 0 16 +17”

Evet çünkü Beşiktaş'lı olmak bunu gerektirir... İlla bi ipinelik çıkacak korkusu, her şey iyi giderken... 5/5 yapmışsın, yabancı siyahi yırtıcı forvetin 5 maçta 7 gol atmış. 2. hafta içeride Fener'i çok rahat geçmişsin, 5. hafta kötü oynadığın maçta 87'de kornerden golü bulmuşsun. Bütün gazeteler senden bahsediyor, genç yıldızların popüler olmuş, hocan metroseksüel, entellektüel kesim bayılıyor, iç politikaya göndermeler yapıyor, Cuma namazı kılıyor, çıkışta Anıtkabir'e gidiyor, ordan şehitlik ziyareti, sonra ölüm oluçları için gitar çalıyor, soyunup "benim bedenim benim kararım" falan diyor, roportajlarda Dünya Barışı'ndan bahsediyor. Firençayz desen almış yürümüş. Külot, boxer, çakı, çakmak, ayna, tarak satışları almış yürümüş. 1230938 kişinin arasından farkedilebileceğin gocuklar üretmeye başlıyor Adidas... Hem de 12 taksitle. Ama var bir şey işte, o korku, Beşiktaşlı olanlar anlar beni. Nası bir duygu biliyomusun. 5/5 yapmana rağmen yine Aziz Yıldırım'ın "Yeni bir kriz mi doğuyor, doğurayın amuga biiiippp" videosu üzerine saatlerce tartışılıp, saat 02:39'da Beşiktaş konuşuluyor. Hem ufacık bir sitem içinde konuşulsun istiyorsun, hem de "ulan iyi ki konuşmuyorlar, elleri-gözleri değmiyor işte ne güzel, uzak dursunlar"

Dünya Kupası Son 16 Tahminleri

Değerli kardeşlerim, 64 maçlık Dünya Kupası 2014 heyecanının 48 maçını geride bırakmanın ve son 16 elemelerine başlamanın heyecanı içerisindeyim. Buradan sizin nezninizde gruplardan çıkarak dünya kupası son 16 oynama hakkı ele eden tüm dünya ülkelerini en kalbi duygularımla selamlıyorum. Dünya Kupası Son 16 maçları oynama heyecanını yaşayan Sao Paulo'daki kasap Pedro'yu, Santiago'daki öğretmen Salvador'u, Buenos Airesli doktor Ernesto'yu, Bogota'daki seyyar köfteci Juan'ı, Montevideo'daki eczacı Eduardo'yu, Paris'teki ressam Danielle'yi, Abuja'daki akaryakıt kaçakçısı Adebayo'yu, Berlin'deki rapper Karl'ı, Algiers'deki köktendinci Muhammed'i, Amsterdam'daki torbacı Daan'i, Mexico City'deki uyuşturucu karteli Miguel'i, San Jose'den sokak dansçısı Eduardo'yu, Atina'dan kardeşim Demetrios'u, Zürih'den kara para aklamacı Noah'ı, Brüksel'den diplomat Adelbert'i ve son olarak Utah'lı tüm redneck kardeşlerimi selamlıyorum.

2014 Dünya Kupası Tahmin Yarışması Başlıyor

Uzun uzun anlatmaya mecalim yok (17 saatlik bir mesaiden kendimi eve zor attım), Dünya Kupası Tahmin olayını zaten üç aşağı biliyorsunuz. Bir Fasulyeden klasiği. Detayları daha sonra iletirim. Şeytanınız bol olsun. Bol katılımcılı, bol goygoylu bir yarışma olsun. Kazanananı da bu vatanın bir evladı, kaybedeni de. İkilik olmasın yeter. Kurallar / Puan Mantığı:
  • Tahmin yapabilmek için siteye üye olmanız gerekiyor. Üye olmak için buraya; "üyeydim ama nerden hatırlıycam, 1 sene oldu girmeyeli" diyorsanız, hatırlatma için şuraya tıklıyorsunuz.
  • Maç başlama saatine kadar tahminlerinizi kaydetmeniz gerekiyor. Daha önce kaydettiğiniz tahminleri (yine maç başlamadan) değiştirebilirsiniz. Tüm tahminleri tek seferde girmek zorunda değilsiniz. Parça parça da kaydedilebilir.
  • Maçın skorunu doğru bilen (Skoru doğru bilmek demek = kim kazanıyor, kaç kaç kazanıyor doğru bilmek demektir) 10 puan; skoru değil ama kimin kazanacağını veya skoru değil ama berabere biteceğini bilen 5 puan alır. (Örnek verip sizi salak yerine koyasım geldi: A takımının 3-1 kazandığı bir maç için A:3 - B:1 yazan 10 puan, 1-0 yazan 5 puan alır. 2-2 biten maç için 2-2 yazan 10 puan, 1-1 yazan 5 puan alır.)

Susmanın sırası savıldı.

Cuma akşamı, çok geç planlanmış, çok geç iştirak edilmiş ve Osman Tanburacı'ya komşu bir toplantının sonlarına doğru dedik ki; yavaştan başlayalım. Osman Tanburacı ile alakası yok elbette, sadece, susmak iyi gelmiyor bünyeye. Mavra yapmadan durulmuyor, olmuyor. Yaz da geldi ya, herkes ufak ufak tatil planları konuşurken, deniz, kum, güneş ulaşılmaz bir sevgili gibi bizi bekler ve biz, Müslüm Gürses romantikliği ile yanık yanık duygu seline kapılırken; ya da tam tersi be abi, Metrobüs'te sağdan soldan ter nüfuz ederken bünyeye, işe geç kalırken, uykusuz sabahlara yorgun akşamları katık ederken, tüm hızıyla, cayır cayır, odun ateşinde kelimeler ile aklınızı başınızdan almanın tam sırası. Susmanın sırası savıldı, şimdi konuşma zamanı!

Günbegün…

FasulyedenKom 27.07.2004'te yayın hayatına başladığında, yazar kadrosunda, bir düşünelim; dea, Atbs, dellez, canoglan, aristokrat ve ustad vardı. dea, Atbs, dellez ve canoglan hala buralarda. Aristokrat ile yollar hayatın gereği olarak ayrıldı. Bir zamanlar her akşam birlikte olduğum kendisiyle an itibariyle görüşmüyoruz bile. Siteye çiziktirdiği sadece 1 yazı var. Ancak sitenin şekillenmesinde sabahlara kadar süren fikir telakki seansları ile çok katkısı vardır. Ustad ise, buradan kimsenin tanımadığı, memleketten arkadaşımdı. İlginç fikirleri ve yazım tarzı vardı. 4 yazı bıraktı Fasulyeden mazisine. Onunla da yollar ayrıldı. Ne yazık ki. Dünüyle, bugünüyle toplam 31 farklı yazarın, 31 farklı insanın çiziktirdiği cümleler var sitede. İnsan duygulanıyor zaman zaman. Can sıkıntısından, şöyle bir mazide dolanayım istedim. Affınıza sığınarak...

Dea at work: Halk Bankası noldu?

"Bahar da geliyor inceden" diye gevezelik etmeye fırsat bile bulamadan bugün "Yaz gelmiş ulan" derken buluverdim kendimi. Akşam 6 sularında işten çıkıp pert vaziyette kapkaranlık, buz gibi havada servise doğru yürüyordum birkaç gün önce. Bugün çıktım binadan, sanki saat 13:00'de yemeğe çıkmışım gibi. Hava aydınlık, güneş sırtıma sıırtıma vuruyor, aynı pert vaziyet hakim bünyeye ama mevsim başka. Servise biner binmez terlemeye başladı bizim hantal vücut. Ee, işte yaz bu!

Bu şehrin mevsimi, figüranları

Felek çemberi daraldıkça daraladursun şu yorgun kent yeni bir sonbahara daldı tam da orta yerinden. Kendi sonbaharına elbette. Bu şehirde mevsimler bizim değil çünkü, biz figüranlarıyız bu oyunun ve sıramızı bekleşiyoruz otobüs duraklarının ortak bölenlerinin en büyüğü arasında... İstanbul'da... Yaz, kış farketmez tabi otobüs durakları ve bilakis durakların sadık aşıkları otobüsler için. İçindekiler için de belki, bilmiyorum. Ama mevsim demek yeni bir amaç demektir bu şehir için. Misal baharda yeni aşıkları aldı koynuna, sonbaharda da o aşıkların gözyaşlarını alıcak boğazına...

ben böyle sıcak görmedim, böyle hava…

FasulyedenKom olarak bu sıcakları protesto ediyoruz ve gavur kukusu gibi sıcaklar bitene kadar her gün 12.00'de 1 dakikalığına klimaları, vantilatörleri, yelpazeleri kapama eylemi yapıyoruz. Evet üşüttük, dellendik, sıyırdık. Elinin ayarı olsun…

Kumdan kaleler

Alternatif medya gibi içinin doldurulması çok zor bir eyleme amatör bir ruh ve kırık kalemlerimizle soyunduk geçen yıl bu zamanlar. Hatta daha öncesinde de adını başarızlık koyduğumuz eylemlerimizle beraber. Günde 3 yazı astığımız zamanlarda oldu, aylarca pineklediğimiz zamanlarda. Kendisini FasulyedenKom takipçisi sayabilecek kişiler var mı bilmiyoruz ama olsa bile kimseye birşeylerin içini doldurmak, açıklanmayanları açıklamak, konuşulmayanları konuşmak gibi iddialı ve reyting kaygısı olan tartışma programlarına ait olan söylemlerimiz olmadığı için tedirgin değiliz.. Evet yaz sezonu boyunca deniz, kum, güneş, ye, iç, sıç ekseninin etrafında dönerken ihmal ettik buraları. Konuşulacak çok şey var şimdi de.. Hortlatılan PKK, Peşkeş çekilen kamu kurumları, Hizbut tahrir'ler mesela.. Gelinim Olur musun Ata'nın ölümünün ve Gamze Özçelik'in pornosunun arasında kalan niceleri mesela.. Beşiktaş-Fenerbahçe maçında Fenerbahçelilerin bir valiyi dize getirmesi mesala..