Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Slogans

Komünist Arnavutluk’un küçük bir köyünde yaşananları bir okul, öğretmenleri ve öğrencileri merkezli olarak anlatan, Enver Hoxha Arnavutluk’unun özeleştirisini yapan bir filmdir Slogans. Müdürü aynı zamanda parti başkanı olan bir okul, partinin gazabından çekinen öğretmenler ve damardan ideolojik eğitim şırıngalanan küçük çocuklardır anlatılan. Parti, okul müdürü aracılığıyla köyün dağlarına, tepelerine yazılacak sloganları öğretmenlere iletir. Öğretmenler de öğrencilerini alarak beyaz taşlarla bu sloganları işler dağa, taşa. Yani bildiğin “Önce Vatan” hadisesi.

Film komünist Arnavutluk ve sert Enver Hoxha döneminden trajikomik, siyeah beyaz bir fotoğraf çekiyor. Okul müdürünün, yani parti başkanının tacizlerine karşılık vermeyen kadın öğretmene yazması için ceza olarak“Yaşasın uluslararası devrimci proleteryanın birliği ve kardeşliği” gibi uzun sloganlar veriliyor mesela. Ya da keçileri otlarken “En kötü düşman unutulmuş olandır” sloganının taşlarını kaydırdı diye bir çoban vatan hainliği ile yargılanıyor halk mahkemesinde. Ezberletilen Stalin dosttur, Mao değildir anatemalı ideolojik metni yanlış okudu diye disiplin soruşturmasından geçiyor küçücük çocuklar…

Bırakınız sinema eleştirmeni olmayı, sıkı bir sinemasever olmadığıma göre neden anlatıyorum bunları? Çünkü dün gece oynanan Fenerbahçe-Kayserispor maçı bu filmi hatırlattı bana. Filmde parti, yaşlı bir köylüye yıllar evvel “Vietnam Kazanacak” sloganını evinin yakınındaki tepeye yazmasını emrediyor. Tabii ki köylü bu sloganı yazıyor ve yıllarca, bıkmadan, usanmadan sürekli olarak düzenliyor, taşları yeniliyor, gözü gibi bakıyor. Partisine bağlılığını göstermek için sloganın en güzel şekilde görünmesi için çabalıyor. Ama ne yazık ki tüm bağlılığına rağmen yaptığının ne kadar anlamsız olduğunu savaşın 10 yıl önce bittiğini öğrenip, bu sloganı hala muhafaza ettiği için yargılanmasıyla anlıyor.

“Vietnam Kazanacak” gibi güncelliğini, anlamını, ruhunu yitirmiş, artık hiçbir önemi kalmamış bir slogan için 10 yıl boyunca mücadele etti Fenerbahçe tribünleri… Nasıl ki başlarda Enver Hoxha Arnavutluk’unun üzerine kurulduğu, temel aldığı şey ülke ve halk sevgisi ise Fenerbahçelilerin sürdürdüğü “Hep destek, tam destek” mücadelesinin temeli de katıksız Fenerbahçe sevgisiydi. Ve elbette harcı da Fenerbahçe tribünleri… Ancak tarih yine tekerrürden ibaretti ve dün gördük ki bu katıksız ve gözü kara mücadele Aziz Yıldırım’ın monarşik sisteminde, tek elden, tek kalemden çıkmış, içi boşaltılmış, anlamsızlaştırılmış, ruhunu yitirmiş onlarca pankarta dönüşmüş, başkanın Fenerbahçe tribün ruhuna açtığı savaşın oyuncağı olmuştu.

Pankart yasağı uygulanan Şükrü Saraçoğlu Stadı’nı çepe çevre saran ve sanırım orda olmayan Fenerbahçelilere nasıl bir birlik beraberlik içerisinde olduğumuzu anlatması amaçlanan pankartlara, Aziz Yıldırım emriyle, İstanbul’un çeşitli semtlerinden, ve hatta yetmezmiş gibi Türkiye’nin çeşitli illerinden tribünden çok uzak, belki de ilk defa maça gelmiş, çoğu çirkin suretli ve tehditkar insanlar eşlik etti. Bedava otobüsler ve bedava biletlerle tabii ki. Bu çirkin suretlilerin arasına nasıl bir oyunun parçası olduğunu bilmeyen saf Fenerbahçeliler de serpiştirilmişti. Sadece köyün birkaç kilometre dışındaki yoldan arabasıyla geçecek olan Enver Hoxha’yı onurlandırmak için parti yetkilileri tarafından seferber edilen, koyun gibi güdülen o Arnavut köylüleri gibi… Onların da aslında farkında olmadıkları amacı çirkin tipleri kamufle etmek, dikkat çekmesinin önüne geçmekti elbette.

Fenerbahçe kazansaydı plan belliydi. Bu bindirilmiş kıtalar maç boyunca yaptıkları gibi “En büyük başkan Aziz Başkan” şeklinde, içinde gayet ilkokul zekası doneler barındıran tezahuratı dillendirecek, muhaliflerin sesi kısılacak, Türkiye’nin en gelişmiş spor portalı olan fenerbahce.org da bu çoşku selini yönetime duyulan güven olarak lanse edecekti. Hem sportif, hem tribünsel hamlelerde sınıfta kalan, kriz yönetiminde gayet başarısız olduğu ortaya çıkan ve artık hafiften sallanan Aziz Yıldırım’ın saltanatını kurtarmaktı amaç.

Ama plan tutmadı.

Filmde “Vietnam Kazanacak” sloganından sorumlu köylü hiç bilmiyor Vietnam neresi, kiminle savaşıyor, niye savaşıyor, kazanınca ne olacak… Ama yine de, 10 yıl sonra savaşın bittiğini öğrendiğinde ilk sorduğu şey “Kim kazandı?” oluyor.

Vietnam kazandı Selman dayı… Ve bil ki yine Vietnam kazanacak!

5 Comments

  • dellez
    Posted 07/10/2008 at 08:48

    Enver Hoxha ne lan? Bin senelik Enver Hoca, simdi Enver Hoxha mi oldu?

  • dea
    Posted 07/10/2008 at 09:13

    Türkçe Enver Hoca olarak okunuyor tabii ama, yazılışı Hoxha şeklinde Maykıl Jordın yazmıyorsak, Enver Hoca da yazmayalım di mi? 🙂

  • aga
    Posted 07/10/2008 at 10:45

    lan daha gecen hafta soylemedim mi ben sana detaylara takilma diye. bu cocuk ne zaman laf dinlicek ogretmen bey?

  • dea
    Posted 07/10/2008 at 11:50

    yauvvv tamam maykıl jordın yavv, tamaamm biritni spiiyırss, tamam losencılıs yauvvv, yauvvv albırt aynşıtaynn yauvv, arnıld şıvayzınıgır yaavvv, tamam harun yahya tamam, tamam yaavv, tamam yavvvv !!!

Leave a Comment