tribün

Engin Olmak

Engin Olmak

Pazar günlerinin daha güneşli olması tesadüf mü? Az çok tribün kovalamış adam bilir Pazar günlerinin nispeten daha güneşli olduğunu. Psikolojikse psikolojik, ona “Sunday” geyikleriyle gelinmezdi. O günlerde güneş bulutların arasında kalsa bile sokak röportajı kamerasına el sallayan peçeteci çocuk gibi sallar elini arada. Ya da huysuz meraklı amca olur; kırışık kırışık süzer, hare hare. Güneş doğmasa n’olur lan?! Beşiktaş’ın maçı var. Hafif kahvaltı, hızlı sindirilecek…

SIGMIYORUZ Dünyaya, Dar Geliyor…

SIGMIYORUZ Dünyaya, Dar Geliyor…

DOĞUM Derler ki, insanlardan önce ruhları yaratılırmış ve evrenin uzak diyarlarında bekleşirmiş ruhlar. Sırası gelen ait olduğu bedene yollanırmış sonra. Maç keyfimizi iyice kaçırdılar. Son yıllarda pek maç izlediğim söylenemez. Sadece goller ya da iddia oynadıysam karşılıklı gol olana kadar. Sebepleri malum. Cumartesi gecesi maçlarını maçkolikten takip ettim, havalar geç kararmaya başladığından, “ulaan saat 8, maç vardı sahi ilk yarısı bitmiştir” meraklıyla bakıldı sadece. Eve…

Bursa-Beşiktaş Maçı Öncesi Olaylar

Bursa-Beşiktaş Maçı Öncesi Olaylar

Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesini Dair Kanun onaylanınca ülke futbolunda dert, tasa kalmadı çok şükür. Futbolseverler birbirlerine hiç olmadıkları kadar saygılı. Futbolun kazanmak üzerine kurulu olmadığının, önemli olanın mücadele etmek olduğunun, her şeyden önemlisinin “adil oyun” olduğunun ayırdına vardılar. Polisimiz zaten AB standartlarında çok uzun zamandır. Namazında, niyazında hepsi. Copunu bir saldırı aracı değil, savunma aracı olarak kullanıyorlar.Valilerimiz, emniyet müdürlerimiz, kulüp yöneticilerimiz, federasyon görevlilerimiz filan,…

Hoşgörü, İsyan ve Aykut

Hoşgörü, İsyan ve Aykut

103 gollü şampiyonluğu saymazsak bizim kuşak için en belirgin şampiyonluk 1996 Mayıs’ında kazanılandır. 40 gün 40 gece bayram edecekken Oğuz-Aykut’un kadro dışı kalmasıyla boğazımızda bir şeyler düğümlenmiş sevincimiz kursağımızda kalmasa da o noktaya ramak kalmıştır. Kim haklı, kim haksız hala tartışır dururuz ama noktayı koyamayız; bu gidişle de koyacağımız yok zaten. “Nasıl koydu Aykut Kocaman” tezahüratı şampiyonluk yarışında Trabzon deplasmanından sonra efsane haline geldi biz…

İstanbul Emniyeti’ne Teşekkürler: İsabetli Vuruyorsunuz!

İstanbul Emniyeti’ne Teşekkürler: İsabetli Vuruyorsunuz!

Sokak kavgalarında genellikle şartlar karşılıklı olarak eşittir. Sopa, levye, taş ve benzeri cisimlerden yararlanma olanağı her iki taraf için de mevcuttur. Bu şartlar altında, elleri, ayakları, kafaları ve ellerdeki materyalleri verimli kullanan ekip mücadeleden zaferle ayrılır. Mevzu bahis kavgalarda materyalleri edinme imkânının her iki taraf için eşit olduğunu göz önünde bulundurursak, adil bir mücadele sayılabilir. Şükrü Saraçoğlu Stadyumu’ndan sorumlu (güvenliği sağlamak için sorumlu olduğu söyleniyor)…

Bursaspor şampiyon olsun…

Bursaspor şampiyon olsun…

Makyavelizm sosuyla bezenmiş “Ben olmazsam rakibim de olmasın” düsturunun aksine taraftarın amentüsü “Ben olmazsam kimse olmasın” şeklindedir, yani aslında öyle olmalıdır. Son haftalara geldik, ana gündemimiz şampiyonluk… Fenerbahçe’nin içinde bulunduğu durum matematik olarak şampiyonluk olasılığını barındırsa da, oynanan futbol ve ortaya koyulan arzu, istek göz önüne alınırsa bunun çok da mümkün görünmediği ortada. Fenerbahçe taraftarının da -fazlasıyla iyimserleri ve agnostikleri bir kenara koyarsak- “Cimbom olmayacaksa…

Oy Kambala Kambala!

Oy Kambala Kambala!

Sene 2004 mü, 2005 mi bilmiyorum. Tek bildiğim alabildiğine basketbolla dolu dolu yıllar olduğu… Fenerbahçe‘nin hem lig, hem de haftaiçi oynadığı Avrupa Kupası maçları için İpekçi’ye yollanıyoruz. Müdavim denir ya, işte oyuz artık. Fenerbasket.com da ya yeni çıkmıştır ya da çıkmak üzeredir. Zira Avcılar’dan İpekçi’ye giderken sıklıkla kullandığımız Avcılar-Topkapı ve Topkapı-Zeytinburnu minibüslerinde bir Avrupa Kupası maçı dönüşü yoğrulmuştu fikri. Avrupa maçları dediğime bakmayın, Euroleague filan…

Gökhan Ünal Fenerbahçe’de… Niyeyse?

Gökhan Ünal Fenerbahçe’de… Niyeyse?

Taraftarlık hakiketen değişik psikoloji. Ara sıra olaylara uzaklaşıp objektif bakmakta büyük fayda var; ama tabi sonuçta adı üstünde “taraf”tarız ve taraftar dediğin adam kolay kolay objektif olamıyor. Güzide kulübümüz Fenerbahçe birkaç gün önce Gökhan Ünal’la sözleşme imzaladı. Bu transfere ne üzüldüm, ne sevindim; tarzları Güiza’yla gerçekten çok benziyor. Gökhan sahaya çıkıp oynasın da hele bi’ o zaman anlarız iyi transfer mi yoksa kötü transfer mi….