Tiksindim lan futbolunuzdan!

Pek bir Süper Lig’in sonuna doğru ilerledikçe, artık bir ritüel haline gelmiş futbol kavgaları da sahnelenmeye başladı. Biz de, ülkedeki milyonlarca insan ile birlikte en ön koltuğa kurulup izlemekteyiz sergilenen oyunu. Kutsal ittifak, TemizLigciler derken bu senenin mevzusu da “Beyaz Sayfa” oldu.

Hadise Cumartesi akşamı Kadıköy’de oynanan Fenerbahçe-Kayserispor maçıyla başladı. Deivid’in ceza sahası içinde düşüşüne penaltı kararı veren hakem Sivriselvi çok ciddi tepki topladı. Zira Deivid’in düşürülmesi penaltı çalınacak bir pozisyon değildi. Bu açıdan Fenerbahçe’nin beraberlik golü hakkaniyet sınırlarının dışında kalmaktaydı. Aynı maçta galibiyet golünün ofsayt olduğu gibi, maçın gereğinden fazla uzadığı gibi iddialar da eklenince tepkiler çığ oldu.

Hatta aynı gece Galatasaray ve Beşiktaş kulüpleri aynı cümleleri içeren, ortaklaşa yazıldığı belli olan “Beyaz Sayfa” başlıklı iki yazı yayınladı resmi internet sitelerinde. Futbol programları, gazeteler, ıvırlar, zıvırlar derken günlerden Pazar oldu.

Bu kez Gençlerbirliği-Galatasaray maçında Gençlerbirliği’nin bir penaltısı verilmedi ve ofsayt olmayan bir gollük pozisyon ofsayt olarak kesildi. Yani Gençlerbirliği aleyhine ciddi hakem hataları oldu.

Cumartesi günü futbolun kirliliğinden, hakemin satılmışlığından bahseden fiyakalı cümlelerin pazar günü yerini “Horaraayy nasıl soktuk son dakika golünü” şekline büründüğünü çok yakınen gözlemledik. Hatta farklı platformlarda “İşte yeniden diriliş, kirli düzene tokat, Oğuz Sarvan’a kapak” gibi ar damarının çatlaklarından fışkıran irinler saçıldı etrafa.

Anlaşıldı ki “Beyaz Sayfa” operasyonunun amacı bu. İlk meyvesi de pazar akşamı toplandı. Amaç kalan 5 haftada rakibi şaibe altında bırakmak ve olası bir şampiyonluk başarısını karalamak. Hakemlerin maçlara kafası karışık çıkmasını, rakibin lehine karar verirken 2, hatta 3 kere düşünmelerini sağlamak.

Yukarıdaki paragrafa itirazı olanlar olacaktır muhtemelen. Neticede tarafsız bir yazı değil bu, öyle bir misyonu yok. Ama itirazı olanlardan tek bir cümle yorum almak isterim. Cumartesi gecesi “Beyaz Sayfa” manifestolarını yayınlayanlar 88. dakikada Lincoln’ün attığı golle gelen galibiyete sevindiler mi, sevinmediler mi? Gençlerbirliği’nin hakları gasp edildi mi, edilmedi mi? Kayserispor’a yazık oldu da, Gençlerbirliği’nin tuzu kuru mu? Nedir?

Yoksa bizim, hepimizin, istediği şey iyi hakem değil de, bize iyi hakem midir? Bir hakemin şerefli ve karakterli olması demek Fenerbahçe’ye değil de Galatasaray’a kolay penaltı çalması mıdır? Yoksa Beşiktaş’ın pozisyonlarını ofsayt diye keserken Fenerbahçe’ye düdük çalmaması mıdır? Galatasaray’ı kolaylıkla 10 kişi bırakırken Beşiktaş’ı 11 kişi sahada tutması mıdır? Nedir?

Fenerbahçe’si, Galatasaray’ı, Beşiktaş’ı… İki dakika durun ve düşünün kardeşim. Kendi lehinize hakem hatalarını “soktuk, geçirdik” cümleleri ile özetleyip, aleyhinize kararlarda birden ahlak, erdem savunucusu olmanız mide bulandırıcı değil mi? Tiksindim lan bu iğrenç futbol gündeminden. Ben Chelsea maçını beklerim, gerisi yalan, dolan…