Anadolu Medeniyetleri’nin son hali
Dün haberlerde görmüş olmalısınız, Kayseri’de Anadolu Medeniyetleri’ni anlatma gayesinde olan Anatolia belgeselinin çekimleri yapılıyor. Bizans döneminde yapılan Kayseri Kalesi ile ilgili bölüm çekilirken kalenin surlarına beyaz üzerine kırmızı haçlı Bizans bayrağı asılıyor. Ve daha sonra sayıları 100’e yaklaşacak olan Kayserililer olay yerine toplanmaya başlıyor. Buraya kadar okuduysanız ve haberleri izlemediyseniz sanırsınız ki, bu toplanan insanlar tipik bir Türk aktivitesi olan kamera önünde toplaşmakla iştigal edecekler. Yok, öyle olmuyor…
Olaylar nasıl başlamıştır, nasıl alevlenmiştir bilemiyorum. NTV’den izleyebildiğim yaşlı başlı, kelli felli adamların zıvanadan çıkmasından ibaretti. “İndirin lan o bayrağı vatan hainleriiii!”, “Burası Müslüman toprağı ulaaaannn”, “Türk Bayrağı asın lan şerefsizlerrrrr!”, ve “Polisss yok mu polisssssss” çığırtıları arasında birisi de “kaleye çıkalım indirelim bayrağı” önerisini getiriyordu. Bu Ulubatlı Hasan’ınımızın çağrısı pek ilgi toplamıyor sanırım, ya da o esnada pılı pırtı toplayıp kaçmak zorunda kalan çekim ekibinin yardımına polis yetişiyor. Bilemiyorum.
Hadisenin bir belgesel çekimi olduğu, Kültür Bakanlığı’ndan izinlerin alındığı, kötü bir niyet olmadığı filan bir ton açıklama. Ama onu dinleyebilecek, algılayabilecek bir kitle yok karşıda. 5 kişi, 10, 15, 25 derken bir anda olay yerine 100’e yakın kişi toplanmakta. Bir tanesini kameraya dönüp “Gerici derseniz deyin lan!” diye de posta koyuyor.
Belgeselin yönetmeni ve yapımcısı, Kayserili Tanyolaç Türkben halktan şikayetçi olmuyor, polis kimseyi gözaltına almıyor. Sadece Tanyolaç emniyete çağrılıyor, bundan sonra çekim yapmak istediklerinde Emniyet’e de bildirmeleri isteniyor. (Bkz. Belgeselciyi halktan koruyan kahraman polis)
Türkben olayın ardından şöyle bir açıklama yapmış:
“Ben de Kayserili’yim ve yaptığım her şeyi Kayseri için yapıyorum” diye konuştu, “6 bin yıl öncesinden yedi sekiz uygarlığı bu belgeselde işlemeyi düşünüyordum. 15 yıldır bu işi yapıyorum ilk kez böyle bir olayla karşılaştım. Bizans bayraklarını buraya asmamızın nedeni Bizanslılar tarafından yapılan bu kale ile ilgili bilgi vermekti. Daha gerçekçi olması için o bayrağı oraya koymak zorundaydım. Sinema tadında bir belgesel olacaktı, diğer illerde de böyle tepki olursa belgeseli çekemeyeceğim. Ben de Müslümanım. İnsanlar izledikten sonra faydalı bir iş olduğunu anlayacaklar.”
Koyu olarak yazdığım kısım çok ilginç aslında. Tamam bu açıklama çok normal ama, bu bir savunmaya dönüşüyorsa ve bir yönetmen kendisini savunmak durumunda kaldığı kitleye “Ben de Müslümanım” diyorsa eğer, Müslüman olmamanın verilen tepkiyi hakettiği gibi bir sonuç çıkar ki, şimdilik masum gibi görünse de, ileride çok baş ağrıtabilir. Toplumun bu şekilde dönen bazı çarkları var, şimdilik bunu kabulleniyoruz fakat bu bir linç kültürüne dönüşmeye başlıyorsa tehlikenin ayırdına varmak lazım gelir sanırım.
Boş lakırdı bir yana, oradaki Kayserili vatandaşlara ise gönülden bir tebrik göndermek istiyorum. Bu hassasiyet ile, bu sosyal sorumluluk ile, bu tepki gösterme mekanizması ile koca bir şehrin, koskoca bir ulusun haysiyetini korudular. Neredeyse haçlı bayrağı dikiyorlardı Anadolu Medeniyeti’nin merkezi sayılabilecek Müslüman yuvası Kayserimize! Gün birlik olma, bu yılanların başını ezme vaktidir! Gazanız mübarek olsun mücahit kardeşlerim!
Ama sakın aynı tepkiyi yolsuzluklara, hortumlara, adam kayırmalara, ihale dağıtmalara, onursuz dış politikalara göstermeyin! Misal hemşehriniz Abdullah Gül’ün kayıp trilyon dava dosyasının şuan nerede olduğunu, koskoca Adalet Bakanlığı’nın, koskoca Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’nın nasıl olur da bu dosyayı kaybettiğini sakın merak etmeyin. Aman diyeyim 1930 zihniyetidir bu, siz 2008’de Anadolu Medeniyeti’nin son formasyonu olarak, bu gurur verici duruşunuzu hiç bozmayın kelli felli abilerim! Allah belanızı versin sayın abilerim! Belgesel olm o! Öküzsünüz lan siz!
Feysbukta da grup kursunlar bu amcalar, iddiaya varim Kayseri kalesine bizans bayragi astirmayacak bir milyon kisi bulabilirim diye…
Sanatına da sanatçına daaa..
Bize Gülbenler yaraşır.
Geçenlerde de Trabzonda üzerlerine gazete kağıdı geçirip pandomin yapanları tutuşturmaya çalışmışlardı.
Şakaydı ama o!
Salyangoz satalım oldu olacak 😀
Şaka lan şaka. Nasıl bir galeyan halidir anlamadım halen :S