Artistlik yapma lan!
Başbakanlarına toz konduramayan, her fırsatta methiye düzmeyi seven Türk medyası onun mahalle ağzı ile konuşan bıçkın delikanlı modelini Kasımpaşa sokaklarından yetişmesi ile öyle güzel bağladı ki hepimizin gözünde “halk adamı Recep Tayyip Erdoğan” imajı çizilmeye çalışıldı.. Bu sevimsiz üslub çizilen “halk adamı, o içimizden birisi” imajı ile sevimli hale getirildi.. Çoğunlukla başarılı da olundu..
Hepsini bir yere kadar önemsiz görmek mümkün. Önümüzde değiştirdiğini söylediği gömleği tekrar giymek için ufak ufak, sinsice hamleler yapan bir başbakan varken, onun konuşmalarının şeklinden çok içeriği ile ilgilenmek; ister fiyakalı protokol ağzı ile konuşsun, ister kahvehane ağzı ile söylemek istediklerinin neyi işaret ettiğini anlamak öncelikli gaye olmalıdır.. Lakin zurnanın da zırt dediği bir yer çıkagelir karşımıza..
Mersin’de bir çiftçinin protestosu ile karşılaşan başbakanın verdiği tepki de bahsettiğimiz zurnanın, bahsettiğimiz sesi çıkardığı yerdir.. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti geçmişinde kendi sorunlanlarından bahseden bir köylüye “Artistlik yapma”, “Lan bana anayasayı öğretme”, “Ananı da al git burdan” şeklinde hitap eden ikinci bir başbakana sahip olmadığımızı düşünüyorum..
Medya tarafından “işte halk adamı, içimizden birisi” şeklinde pohpohlanan bu kabadayı tarzının ne denli sert (!) eleştirileceğini kestirmek güç değil.. Aynı şekilde başbakanın bu konu ile ilgili mikrofon karşısına geçip, olayın çirkin bir provakasyon olduğunu, birilerinin gittikleri bu doğru yolda önlerine taş koymaya çalıştığını, ama ekonominin canlandırıldığını, çiftçinin yüzünün güldüğünü masal tadında anlatmasının ardından ülkemiz kamuoyunun bu olayı çok kolay bir şekilde unutacağını da görmek zor değil..
Çünkü bu zihniyetin daha önceleri laik Türkiye Cumhuriyeti üzerine kurduğu hayallerini beyan ettiğini unuttuk bir şekilde.. Her 3 milletvekilinden 1 tanesinin yolsuzluk yada benzeri yüz kızartıcı suçlar sebebiyle mahkemede dosyalarının bulunduğu unuttuğumuz gibi.. Adını hızlandırılmış tren koydukları, tek numarası aynı treni, aynı demiryolunda, daha hızlı kullanmaktan ibaret bir ölüm projesinin ardından yaşanan kazadan sonra “Treni ben mi kullanıyordum canım” aymazlığını unuttuğumuz gibi.. Daha niceleri gibi.. Unutacağız.. Unutturulacağız..
Haberi televizyonda izlerken birçokları gibi Mustafa Kemal’in bir köylünün derdini dinlediği o diğerlerine nispeten daha az ünlü fotoğrafı geldi hatırıma.. Bazı köşe yazarları savunma içgüdüsü ile olsa gerek “Biz de sokakta böyle konuşmuyor muyuz canım ne var?” tadında yaklaştılar vukuu bulan hadiseye.. Bir başbakanın, çiftçinin “anamızı ağlattınız” feryadına “ananı da al git buradan” cevabını vermesinin savunulabilir yanı olduğuna kendisini inandırmış iktidar yalakası kalemlerin de bu fotoğrafı görüp, bir ulusun liderinin emrinde bulunduğun ulusa nasıl yaklaşması gerektiği konusunda dersler alması gerekmekte anlaşılan.. Başbakanın kendisi gibi..
Bilimden, sanattan, kültürden anlayan başbakanlarımız olsun, resim merakı olsun, opera dinlesin kıvamında beklentilerim yok tabii ki.. Ancak kendi köylüsüne racon kesmeyen, lan demeyen, Türk milletinin en kutsal değerlerinden birisi olan ve medya tarafından hakkında methiye düzülen bu üslubun ait olduğu sokaklarda cinayet sebebi sayılan Ana’yı lafa karıştırmayan bir başbakana da özlem duymuyor değilim..
Hiç olmazsa Başbakan İncirlik için daha fazla yetki ve kullanım alanı isteyen, “İran’a tepki koy, İsrail’e sesini çıkarma” diyen Amerika’ya; “tarım ürünlerini destekleme alımları yapmayın, daha ucuza ithal edin, maaşlarda kesinti yapın, vergiyi arttırın, yoksa yeni krediyi salmam” diyen IMF’ye, İçişlerimize müdahale eden, iç dinamiklerimizi kaşıyan, Kıbrıs Rum Kesimini tanımamızı emreden, “yoksa almam seni birliğe” diye tehdit eden Avrupa Birliği’ne karşı da aynı üslupla cevap versin.. Bush’a “Artistlik yapma” desin.. IMF’ye “bana ekonomiyi öğretme lan” desin.. Avrupa Birliği’ne “Ananı da al git buradan” desin.. O zaman gelsin canımı yesin.. Hadi bakalım..
Atatürk’ün bize gösterdiği aydınlık yolun özlemini kuran; bağımsız, laik Türkiye Cumhuriyeti için mücadele etmeye çalışan bireylerin gelecek seçimlerde bu kabadayının anasını da alıp, defolup gitmesini sağlamak adına mücadeleye devam etmesi gerekmekte.. Artistlik yapmaya devam edelim.. Bize ses gerek, daha çok ses..
papanı da al gittip tayyipler cumhuriyeti…