Aziz Yıldırım fenomeni
Kabul edersiniz ya da etmezsiniz ama Fenerbahçe bu ülkenin en canlı, kanlı olgularından bir tanesi. Olgu diyorum çünkü Fenerbahçe asla sadece bir spor kulübü değil. Kimileri için bir hayat demekse ve bu kimileri hayatlarının en orta yerine koyuyorsa, kimileri için de nefret sebebi ve akıtılacak bir yığın irin..
Hayatını Fenerbahçe yapanların da, Fenerbahçe üzerine irin kusanların da şu anda hakkında en çok ahkam kestikleri konu Aziz Yıldırım’ın istifası.
2 sezon üstüste şampiyon olan Fenerbahçe’de bu başarının yegane sebebi olarak görüldü Aziz Yıldırım. Nefret edenler için de, ölümüne sevenler için de şu anda konuşulan konunun o olması için yeterli bir sebeb bu. Fenerbahçe’nin başarısız olduğu dönemlere denk gelen sempatik bir tavır üzerine kurulu başkanlık sürecinin ardından Fenerbahçe’nin ‘yerel’ başarıları ile birlikte antipati merkezi olan bir başkan Aziz Yıldırım. Kara parasını aklayan, hakemlerle, federasyonla maç kazanan, Türk futboluna tek başına yön veren ya da vermeye çalışan, alan, satan, usülsüz kazandığı milyonlarca dolarını gözü kapalı yıldızlara harcayabilen bir mafya. Ya da parasını, mesaisini çok sevdiği Fenerbahçe için harcayan, yaptığı tesislerle, hayata geçirmeye çalıştığı kurumsal Fenerbahçe ile, takımına getirdiği yıldızlarla, Fenerbahçe bütçesini fezaya eriştirmesi ile efsane bir başkan. Anlayacağınız ne olduğu, nasıl birisi olduğu tarafların üzerlerine geçirdikleri formanın rengine göre değişiyor ama bir şey hep sabit kalıyor. O da Aziz Yıldırım’ın güçlü olduğu gerçeği.
Ne taraftan bakarsanız bakın gündemdeki konu Aziz Yıldırım Fenerbahçe Cumhuriyeti içinde/önünde/üstünde/altında kurduğu imparatorluğu kimsenin beklemediği bir anda, kulübün 100. yıl arefesinde terketmesi.
Geride kendi kulüplerinin kongre salonlarından Aziz Yıldırım gibi bir başkan çıkarabilme hissiyatı ile yanıp kavrulanların sevinç çığlıkları ile Aziz Yıldırım’ın eseri Fenerium’um çıkardığı orijinal formaları üzerlerine geçirenlerin hüznü kalıyor.
Aziz Yıldırım, başkanlığı süresince en çok Galatasaray şampiyonluğu gören Fenerbahçe başkanı ünvanına sahip olma şanssızlığı ile; Fenerbahçe ekonomisini 51 kat büyüten, “Aziz Başkan bizi bırakma” diye binlerce kişinin meydanlara döküldüğü efsane başkan olma onurunu aynı tencerede karıştırıyor, pişiriyor, bizlere yediriyor..
Arkasından kimse o koltuğa oturmaya cesaret edemiyor, Galatasaraylısı, Beşiktaşlısı “sonunda gitti lan” türküleri söylüyor, Fenerbahçelisi “ya şimdi ne olacak” sorusu ile cebelleşiyor, ne oluyorsa oluyor, Türk spor medyası kendi yarattığı bir fenomenin gözden kaybolup, inşaat işleri gibi sıkıcı ve reytingi olmayan sektöre geri dönmesine üzülüyor.
Gökten 3 elma düşüyor, biri Galatasaraylılara nasip oluyor, birisini maaşlarının yarısını Fenerium’a bırakanlar kapıyor, diğerini de heralde Aziz Yıldırım afiyetle mideye indiriyor.
şu aleti bi kurcalıyayım dedim yoksa yorum ekleyeceğimden değil =) ama hazır el atmışken şunu söliyeyim; fener’in gs ve bjk’ye dünya standartlarına ulaşma yolunda fark atmasının temelinde aziz yıldırım vardır. Bu inkar edilemez bi gerçektir. Ama henüz bu yolda kat edilecek birçok şey varken, kendisinin kafasında tonlarca plan proje varken çekip gitmesi kendi kişiliğiyle çelişen bi durumdur. Bırakma bahanesi ise tamamen aldatmacadır kanımca. Bi kaç seneye kalmaz tekrar padişahımız başa gelecektir. Şu süre içerisinde ise geri planda başkan olarak yapamadıklarını yapacaktır. Yerine gelecek başkan ise kuvvetle muhtemel aziz yıldırım’ın politikalarını aynen devam ettirecektir. Bu da bizim gibi tribüncülere karşı aldığı tavırdan ötürü azizi yıldırım’ı sevmeyenler için fazla bi değişiklik olmayacak demektir. Yani şu durumda başkan’ın istifasının çok da fazla sevinilecek bir tarafı yoktur akl-ı selim düşünüldüğünde. Fenerbahçe için çok da hayırlı olacağını zannetmiyorum. Yoksa duygusal bakacak olursak; daha şurda iki hafta önce pankart asarken başkan’dan bizzat azarı yemiş, şampiyonluk maçı öncesi pamukkale’de aynı mekanda başkanla yemek yemiş, aynı masa etrafında bilet dağıtma çirkefliklerine şahit olmuş birisi olarak bayram yapmam gerekir o ayrı…
Taraftarız biz çekeriz cefa, Aziz Başkan bizi bırakma
Yıllar öncesinden bir ömer güvenç canlı yayın roportajindan :
“söz söz yapıcam ( şampiyon yap bizi diye bağıranlara elini kalbine vuraraktan) ben bu takımı kubilaylardan , tanerlerden aldım..”
Bide Tarkan Aygün vardı..
Niye gittin niye dönüyon demezler mi adama? Sanırım demeyecekler.
Fener nefretinin Aziz Yıldırım ile cokta baglantısı olmadığını düşünüyorum..mesela ben..Fenerbahçeden kendimi bildim bileli iğrenirim..benim için Fenerbahçeyi düşünmek içi dışına çıkmış fare ölüsünü veya dumanı üzerinde tüten yeni sıçılmış boku düşünmek ile aynı…hepsi aynı sonucu yaratıyo vucut kimyamda..ıyyyyggggggghh… Aziz Yıldırım bence geri dönsün…Boşunamı ezberledik o kadar bir baba hindi şarkısını??Tuncaylada ömür boyu anlaşma yapılsın..bir Galatasaraylı olarak son vasiyetim budur..hehehhehe
Aziz Yıldırımdan cok yaratılan ‘Fenerbahce Aziz Yıldırıma muhtaç’ havasına uyuzum,ve bu nedenle dönmesini istemiyorum.Aziz Yıldırım gitse bile kulüp politikasında bir değisiklik olacağını zaten düsünmüyorum,AY camia icerisinde bu kadar güclüyken,baskan adaylarının gidip AY’den icazet alması gerekirken.Gölgesi daha uzun bir müddet üzerimizde olacak ama ismi olmasın en azından.