Beleşçiliğin püf noktaları
Beleşçiliğin püf noktaları..Nasıl beleşçi olunur ? Yoksa olunmaz doğulur mu ? Her yiğidin harcı mıdır ? Bu yazı dizisi hayata beleşçilik penceresinden bakan bir faninin klavyesiyle yazılmaktadır..Yalnız öncelikle şunu söyleyeyim..Bu dünyaya girmek için önce vicdanınızı, ahlaki duygularınızı vestiyere bırakırsanız sevinirim..Burası beleş dünya burda etik yok..
Hayata beleş gözlerle bakanlar aynı zamanda hayatın naifliğini yakalama şansına sahip olanlardır.Beleşçiliği hayatın her alanına yayabilirsek işte o zaman dünya yaşanır bir hale gelecektir.Hayatın alanları derken mesela neler olabilir ? Bu alanları sırayla inceleyerek boşbeleşliğimizi her alanda üne kavuşturalım yarenler..
Üniversite öğrencisi olmamızın verdiği öncelikle üniversite kampusünde nerde ne beleştir, patlatma kültürünün izleri nerelerde görülür, yani kısaca kampüs bir zevk yuvasına nasıl çevrilebilir.Bir öğrencinin kampusteki en temel ihtiyaçlarını sıralayalım önce : yemek,sigara,
içki,fotokopi,ders notları,barınma vs..
Gelin yemek olayına bir el atalım.Yemek nimettir,bari ona para verelimciler hemen dışarı.Esnaf lokantalarından bahsetmiyorum,onlara vermeyeni sikim.Patlatma portföyümüz büyük cafeler,taşşaklı lokantalar,süpermarketler ve de kör kasiyerli malatya pazarları..
Mümkün olduğunca kasadan en uzak yerden yemeğinizi almaya bakın,gözünüz çalışanlarda olsun mutlaka,taktik belirlemek çok önemlidir.Sonradan pardon fişinizi almışmıydınız ? sorusuna maruz kalabilirsiniz.Yemek beklerken elinizde mutlaka kasanın yanında duran fişlerden bir tane olsun,bulunsun,dostlar alışverişte görsün.Bu hareketle size fiş sorusu yöneltilmeyecektir.Çalışanların duyabileceği şekilde bütün paramızı da buraya akıtıyoruz ha veya ulan parayı yemeğe verdik para kalmadı mına koyim gibilerinden laflar söyleyerek de para vermiş izlenimi edinmemiz zaruridir.Göz hep kasiyeri keser pozisyonda olmalı,sizi fark etmemeli,ruhu bile duymamalı.Yemeği başka,içeceği başka kişiden isterseniz de yakalanma şansınız azalır.Bu sektörde empati kurmak çok önemlidir.Ben olsaydım şu adamın yerinde bu fiş almışmıdır diye düşünürmüydüm gibi sualler sorulmalı kendine.Bu olayları kafe kalabalık olduğu zaman yapmalısınız.En önemli kural budur,yoksa kafede tek siz varken yemek yiyip ödemezseniz,götünüzden kan almaları hiç de zor olmayacaktır.Diğer bir husus kendinizi kafe çalışanlarına tanıtmanızdır,sizi en az 2-3 kere kasadan fiş alırken görmelidirler,uygun an beklenmelidir.Bu çocuk fiş alıyor düşüncesi yerleşmeli kafalarına,sonrası sizin Selçuk Parsadan’lığınıza kalmış..Diğer beleş yemek alternatifi ise yurtta kalan arkadaşlarınızın odalarını basıp hazır çorba,biskrem,cips gibi maddeleri patlatmaktır,fakat bi süre sonra arkadaşınızdan hilal-i ahmere mi çalışıyoz biz lan biz kan emici pezemenk lafını işitebilirsiniz,kulak asmayın,duymamazlıktan gelin.
Migroslar,Tansaşlar,Gimalar..Patlatmak açısından süper keyifli lakin çok zor mekanlar..Okul içindeki migrosu patlatmak pek kolaydır,atarsın çantanın içine,fakat ya kamera varsa lan dürtüsüyle etrafı kolaçan edersin,ben olsaydım şuraya koyardım kamerayı diyerek empatiyle bakarsın olaya,fakat gene de çok tavsiye etmem.Yakalanma olasılığınız yüksek olmakla beraber,yakalandıktan sonra bu yazıdan bahsedeni teşkilattan kovarım.Gidin lokanta patlatın kardeşim,Migros sizin neyinize..
Sigara & içki meselesi..Çok büyük mesele değildir aslında..Otlakçılık kavramı burada devreye girmektedir.Geleceği görmek adına,duman avcısı arkadaşlar yerine philip morris sempatizanı arkadaşlar ; yeşilay üyesi arkadaşlar yerine tekeli özelleştiriyorlar,alsak mı lan acep,içer içer sıçarız diye hayaller kuran arkadaşlar edinmeye özen gösterin.Orhan Kural’ın okulda dirsek teması içinde olduğu öğrenciler varsa vay halinize,tıp çare bulamadı daha Orhan’a..Yurtta kalan alkolik arkadaş sizin en iyi arkadaşınızdır,aklınızdan çıkarmayın.
Dolabından promil kokuları her daim gelir.Zulası kesin vardır,hepsini dolaba koymaz kan emiciler yüzünden.Ama biz emeriz J
Diğerlerine göre daha yumuşak kaçan şeyler ise ders notları ve fotokopi meselesi.Fotokopi makinemiz saolsun,bize beleş fotokopi çekmek gibi bir opsiyon sağlıyor.Hile hurda yönteminin yüceliğini bu sektörde de görmek harika bir duygu.Diğer okullardaki fotokopi makinelerine bilemem valla,herkes kendi başının çaresine baksın.Ama ders notları hususu genel bir sorundur.İlk derslerdeki amacınız etrafı kolaçan edip kim not alıyor,kim can kulağıyla dinliyor,kim dersi silkemiyor bunları gözlemlemektir.Hayat kurtarıcıdır final öncelerinde.Ders notu alan kişilerin esprilerine katıla katıla gülmeniz artı puandır sizin için.Ders kitapları için ise eski sınıflardan abi arkadaşlar edinmenin faydalarını işte burada göreceksiniz.1-2 kitabı da para vererek almak koymasın kimseye,bokunu çıkarmayın her şeyi beleşe getircez diye.Zıvanadan çıktınız iyice..
Barınma sorunu..Ya da sorun dememek lazım aslında..Arkadaş yatakları,tv odalarından odaya taşınan kanepeler,kütüphanenin berjer koltukları..Daha ne olsun..Tek gereken yüzsüz olmak,her daim herkesin odasına dalıp,yatağına sızma kapasitesine sahip olmak..Tümüyle arsız olmak..Sıkıştım biraz kay diyen yatak sahibine kulak asmayın,götünüzün keyfine bakın,osura osura uyuyun..Nasılsa o gece de yatılcak yer çıkmıştır artık,gece gece sizi dışarı atamaz..Atarsa,yarın yine gelin..En sonunda ulan hadi gel başımın belası diyecektir zaten..Daha o lafın yarısındayken siz yastıkla bütünleştiğinizden dolayı gerisi beyhudedir..İyi geceler..
Yazımızı bizi anlatan bir şiirle bitirelim dostlar..Ne demiş kapalı gözleriyle Orhan Veli;
bedava
bedava yaşıyoruz, bedava;
hava bedava, bulut bedava;
dere tepe bedava;
yağmur çamur bedava;
otomobillerin dışı,
sinemaların kapısı,
camekanlar bedava;
peynir ekmek değil ama
acı su bedava;
kelle fiyatına hürriyet,
esirlik bedava;
bedava yaşıyoruz, bedava..
Diğer sektördeki cinliklerde buluşmak üzere,hoşçakalın,beleş yaşayın..