detay

Engin Olmak

Engin Olmak

Pazar günlerinin daha güneşli olması tesadüf mü? Az çok tribün kovalamış adam bilir Pazar günlerinin nispeten daha güneşli olduğunu. Psikolojikse psikolojik, ona “Sunday” geyikleriyle gelinmezdi. O günlerde güneş bulutların arasında kalsa bile sokak röportajı kamerasına el sallayan peçeteci çocuk gibi sallar elini arada. Ya da huysuz meraklı amca olur; kırışık kırışık süzer, hare hare. Güneş doğmasa n’olur lan?! Beşiktaş’ın maçı var. Hafif kahvaltı, hızlı sindirilecek…

Yas Eşiği ve Sosyal Mutabakat

Yas Eşiği ve Sosyal Mutabakat

Kritik bir konu, sıkıntılı bir süreç. Kedi gözlü yetkili abiler keşke bizlere “Beyler, 2014 yas tüzüğünü açıklıyorum, instagram orucu 2 gün sımayli orucu 24 saat.” diye yol gösterse de bilgilensek. Yas eşiği neymiş, sosyal mutabakat sınırlarımız nelermiş. Kıyafete bağlı kısıtlamaları da Neslihan Yargıcı’dan veya Okan Bayülgen’den alsak aynı şekilde. Yoksa ayağında New Balance ile 1 Mayıs’a gidilmez ile gözünde Ray-Ban ile Soma’ya gidilmez gibi aynı…

Pozitif “Düşünce de” Kazanır

Pozitif “Düşünce de” Kazanır

Geçen yine Kürşat Başar programlarına benzer bir ortama düştüm. Bu yabancılaşmalar, kültürler arası değişimler güzel geliyor. Misal Fransa’da ya da Almanya’da falan olsa çok koyar ama burada her şey şekilcilikten ibaret olduğu için eğlenceli duruma geliyor. Fakat olmadık muhabbetler ve ekmek kapıları da yaratıyor insana (Manitasal durumlar değil malesef) Hanım kızımız diyor ki: “Bu işin sırrı güne iyi başlamak, güne nasıl başlarsan öyle gidiyor, bunu…

Süperlige Hoşgeldin Refetspor (Fasulyeden İletişim Hiz.Tic.A.Ş)

Süperlige Hoşgeldin Refetspor (Fasulyeden İletişim Hiz.Tic.A.Ş)

“Geldi bahar ayları, gevşer gönül yayları” temalı bir yazı vardı aklımda ama yoğun futbol gündemi nedeniyle gözler cadı kazanlarına çevrildi. Aslında bir bakıma aynı şeyler. Gönlümüzün içindekilerden biri de Futbol. Gerçekten futbol mu tabi o da tartışılır, onun etrafında dolaştığı hikayeler belki. Balıkesir’in maçını izlerken ve akabinde şehre asılan büyük bayrakları gördükten sonra aklıma geldi. Balıkesirli pek esnaf yok. Eskiden peynirciler Manyas’lı olurdu. Yoğurt satarlardı….

edit: imla

edit: imla

Hah işte tam bizim vizyonsuzluğumuzu gösteren bir durum bu şimdi. Vizyonsuzluk kelimesi tam oturmadı, çok ciks durdu. Artık mahalle arasındaki lahmacuncuların bile duvarında yazan “since 1976, vizyonumuz: lezzet durağı olmak, misyonumuz: kesenize ve midenize hitap etmek”. Kısmetsizliğimiz mi diyelim, üşengeçliğimiz mi diyelim, ileri görüşsüzlüğümüz mü, gece görüşsüzlüğümüz mümü, Tepecikli mi? Kuruçaylı mı? Kasımpaşalı mı? (Ulan o zamanlar Kasımpaşa maçlarına gitmek dilencilikti, şimdi politik bir tavır…

Őrűmcek

Őrűmcek

Kötü kader kuru tatak gibidir, yapıştı mı gitmez derler. Belki öyledir belki değildir bilemem, ama bazı mekanlar görüyorum ki ne açılsa iş yapmıyor sanki altında cünüp gitmiş yatır varmışcasına. Bence buraların bir listesi çıkarılıp girişimcilere dağıtılmalı. Michelin yıldızlı lokanta oluyor da Gulyabani lanetli dükkan neden olmuyor, bu kadar batıcılığa da pes. Peki hepimizin bir gün solucanlarla aynı evde kalacağı gerçeğinden yola çıkarsak bir insanın iyi…

“Kıl”işe

“Kıl”işe

Eskiden sabahlardık ya, hatırlıyorum. Savaş Ay’dır, Siyaset Meydanı’dır, Ceviz Kabuğu, bilimum Okan Bayülgen Show’ları… Haftasonları da böyle konuklu programlar olurdu, ne bileyim konuk çağırılır, onunla ilgili mini bir cv-vtr (ne demekse) izletilir, sonra ropörtajlardan alıntı yapılarak sohbete koyulunur. Çanak sorular, klişe sorular da cabası. Bu programlarda hep “ben olsam şöyle cevap verirdim” diye düşünmüşümdür hep. “Bu alıştırmaların meyvelerini iş mülakatlarında topladım” demek isterdim ama malesef…

Gereğinin Yapılması Talimatı

Gereğinin Yapılması Talimatı

İbrahim Tatlıses vurulup da hastaneye kaldırılınca başbakan aramış hastaneyi. Gereğinin yapılması talimatını vermiş. Nasıl bir talimatsa artık bu, eğer verilmeseymiş doktorlar “önce bir kayıt yaptırın, onların verecekleri formla laboratuvara gidip kan tahlili yaptırın, sonra onu alıp başhekim yardımcısının odasında Leyla Hanım var, ona onaylatın, sonra film çekicez, onun için de şurdan sıraya girin, röntgen filmini de alıp bize gelin, bir bakalım durum neymiş.” diyeceklerdi herhalde….