Delirmiş gibi yapmak…
Delirmiş gibi yapmanın bir manası yok, gayet aklım başımda. Lakin bazen, rahatsızlık duyduğun, ya da çok daha ötesinde, seni çıldırtan şeylere –ki bu insan olur, bir eşya olur belki, bir olay, tavır, şehir, site, ne boksa işte- karşı bu kadar çaresiz kalmak; ya da çok daha acısı belki de değer verdiğin insanlara gösterecek kadar değerli olamamak; yetememek hiçbirşeye; gülememek elin güldüğüne, kalamamak başkasının gittiğine… Ne bileyim, çıldırmış gibi yapmanın manası yok aslında, gayet aklım başımda. Lakin bazen, çıldırmaktan başka erdem yok elimde. Ondan başka çarem yok. Başka limanım yok….
Büyükler deliren şahsiyete Sonsuz huzur sahibi oldular Onlardan iyisi yok artık derler. Ama daima sigortaların atmasına gerek yok. İki Üç duble attığın zaman gerekli huzuru bulursun. Sana ikinci bir sığınılacak liman Tekirdağ’ı öneriyorum.
Oo, hoşgelmişsin Cezza… Tekirdağ’a çağırdın da gelmedik mi yahu 🙂
Memleketimin bi rakısı var O veriyo tüm huzuru. Onu da her yerde bulabildiğimizden memlekete gitmeye gerek yok 🙂
Can sıkıldığında delirmek yerine içersende, bi süre sonra, içmekten başka erdem yok elimde demek ürkütüyor. Hep bi çıkmaz sokak karşımızda…