Ege Türk Olsun!
Bu aralar “Ortadoğuyu Anlamak” diye bir kitap okuyorum. Askerliğimi yaptığım birlikte, sanırım biraz da eğitim birliği olması sebebiyle, fena sayılmayacak bir kütüphane var, oradan düzenli olarak kitap alıp okuyorum ayıptır söylemesi. Askerliğimi yedek subay olarak yaptığımdan mütevellit azımsanamayacak kadar boş zamanım var, değerlendirmek lazım.Tabii, okumakla ilgili sıkıntılarım az biraz devam ediyor hâlâ, ama bir şekilde üstesinden gelmeye çalışıyorum.
Kitabın konusu, isminden de tahmin edileceği üzere, Ortadoğu ve süregelen sorunları hakkında. Tavsiye edip etmemek konusunda henüz biraz kararsızım, çünkü daha başlarındayım kitabın. Ancak şu noktaya kadar güzel devam etti, bitirince unutmazsam kitap hakkındaki görüşlerimi de not düşerim. Yazarı İsrailli Ilan Pappé, ancak kitap hiç de (artık aşina olduğumuz) İsrail propaganda kitaplarından değil, hatta gözlemlediğim kadarıyla gizli propaganda bile değil. Zaten araştırdığım kadarıyla Ilan Pappé de hiç o taraklarda bezi olacak tiplerden değil.
Dün gece otobüste Yalova’ya geri dönerken, kitabın ekonomi ağırlıklı bölümlerinden bir tanesini okuyordum. Arap ülkeleri ve Kafkaslarda ne kadar petrol ve doğalgaz çıktığıyla ilgili verilere bakarken, aklıma uzun süredir yurdum insanını meşgul eden geyik geldi aklıma: “Ulan Kafkaslar’da petrol var, İran’da petrol var, Irak’ta petrol var, Suriye’de petrol var; bir tek bizde mi yok?” Bu, artık şehir efsanesi hâline gelmiş sorusunu yurdum insanı daima kendisi cevaplar bilirsiniz: “Olmaz olur mu abicim, akıl var mantık var, bizim güneydoğuda da petrol var. Ama Amerika izin vermiyor. Hatta, Batman’da petrol kuyuları açılmış da, Amerikalılar beton döktürmüş üzerine, biz çıkaramayalım diye…”
Ben de merak ediyorum, bizim güneydoğuda petrol olup olmadığını. Eğer varsa, neden çıkarılmadığını. Amerikan betonlarından ziyade, yukarıda bahsedilen ülkelerde bizimkine göre görece daha düzlük ve daha az rakımlı yerlerde petrol çıkarıldığı savunmasına inanmaya dünden hazırım mesela. Düşününce bu açıklama bana mantıklı geliyor. Ha doğru mudur, yalan mıdır bilemem, hiç araştırmadım bu konuyu. (Amerikalıların, biz petrollerimizi çıkartmaya uğraşmayalım diye uydurduğu bir yalan da olabilir bu, bilemedim şimdi.)
Sözün özü, Güneydoğu’da petrol olmayabilir, eğer varsa da çıkarılması kâr getirmeyecek kadar masraflı olabilir. Arapların elindeki petrol tabanlı zenginliğe baktığımızda, bu durum üzücü. Yani adamların, sırf topraklarında petrol yatakları var diye artık taşaklarına yağ değil altın suyu sürdüklerini düşünecek olduğumuzda, insanın içi gitmiyor değil.
Bütün bunları düşünürken, biraz da ATbS‘nin son zamanlarda bana da empoze etmeye çabaladığı ver-kurtulcu anlayışın da etkisiyle, kendi kendime dedim ki, ulan madem bizim güneydoğuda petrol yok, bizimkiler niye zamanında o kadar kasmışlar ki… Neticede, sadece Anadolu’yu yurt diye benimseyeceklerine, Doğu Anadolu’yu turist tadında hanlarıyla tanıyıp transit geçmek, devamında Ege kıyılarını yurt bellemek varken, neden orada kalmışız ki?
Yani mesela, ben zamanında Alp Arslan olsam, 1071’den sonraki Türk tarihi nasıl olurdu diye düşünüyorum. Tamam, Malazgirt’te Romen Diyojen’i mermi manyağı yaptım, eyvallah. Orada durmam, batıya doğru devam ederim. Doğu Anadolu dediğin, dağlık memleket aga. Kışın buz gibi, hatta buz gibi ne kelime, Doğu Anadolu kışın yekpare buz oluyormuş, sonra baharda çözülüyormuş diyorlar. Tarım bile yapamazsın, hayvancılıkla nereye kadar, 30 yaşında kolesterolden ölürsün. Hiç bekleme yapmam, aynen batıya doğru devam.
Geldik mi İç Anadolu’ya? Lan tamam, hadi buralar bozkır olması sebebiyle anayurdu hatırlatıyor insana da, orada da durmanın bir esprisi yok. Ben kendim Sivaslıyım, ama Sivas dediğin kuru memleket. Daha batıda deniz falan varmış, 5000 kilometre tozun toprağın içinde at üstünde yol gelmişsin, git bir elini yüzünü yıka, adam gibi banyo yap, insana benze.
Hah, batıya yardırdın, geldin mi Ege kıyılarına? Tamam, kur oraya obanı işte. Ergenler çadırları hazırlarken, sen bir iki ceylan yakala, yenge de salatayı yapsın, az dinelip şölen edelim ya. Yorulduk at üstünde yaldır yaldır kaç aydır. Bak ne diyecem sana, Ege demek sağlık demek. Önce kırmızı eti azaltıyorsun. Hiç yeme demiyorum, gene ye, ama az ye. Düğün dernek olunca ye. Her yer balık orada, bolca balık ye, zihnin açılır hem. Bundan sonra yenge de salataları zeytinyağlı yapsın. Tereyağını da azaltın, mümkün mertebe sıvı yağla yapın yemekleri. Oğlanı da gönder, Rum komşulardan Uzo kapsın gelsin. Ohh, hayat bize güzel bundan sonra.
Kafi miktarda dinlendiğimize göre, tekrar yola koyulma vakti. Batı Anadolu’yu Türk yurdu ettik, bundan sonra buralar bizden sorulur. Şimdi sırada İstanbul var. Orası mutlaka alınacak. Gerçi ileride bir takım densizler “Dünyanın en güzel ama en yaşanılmaz şehri” diye laf ederler ama olsun.
İstanbul’u aldıktan sonra durma devam et batıya doğru. Ege’yi komple çevirmemiz lazım. Ege bundan sonra Türk denizi olacak, o kadar. Adriyatik’i görene kadar dümdüz batıya devam et, sonra da altında kalan yarımadayı komple al. Bak mis gibi oldu şimdi:
Dünyanın en cennet mekanları buralar işte. Deniz desen var, plaj desen var, iklim desen nefis. Turizm de yaparsın istersen, tarım da yaparsın, hayvancılık da yaparsın. Her yol var. Dünyanın en önemli iki icadından yoğurdu zaten Orta Asya’dan gelirken getirdik, ikincisi zeytinyağı da bu topraklarda, balıkla rakıyı da bulduk. Daha ne isteriz ki?
Bundan sonra öyle vay efendim Kuzey Afrika’ymış, yok Balkanlarmış fetihe koşmak yok. Otur oturduğun yerde, sonra bir ara Ege Adaları’nı da alırız elbet, Girit’le Kıbrıs’ı da aldık mıydı bizden kralı yok. Yer içer eğleniriz anasını satayım…
Sorun su ki Selcuklular zaten tum Anadolu’yu 1077’ye kadar almislar ve ancak bu sayede sicak denizle ilk kez temas etmisler. O zamanlar 2 kopru ve tup gecit insaati ile ucuncu kopru tartismasi olmadigindan karsiya gecmek icin akbilde 2 bilet olmasi yetmiyormus, once saglam bir deniz kuvveti kurmak gerekiyormus. Iste o da nereden baksan 200-300 senede, sonucta makine yok adamin elinde, sana 1 senede savas gemisi yapip veremiyor. Yaptiktan sonra da zaten gidip almislar.
Dostum kurgu gibi yazmissin ama bu dediklerin zaten hep olmus. 1400 senesinde o cizdigin harita komple Turk topragi zaten.
Bu yerlerden burdaki halki cikarticaktik, lan gidin siz surda yasayin burasi artik bizim. E isyan eden de kalmicakti eldeki diger topraklari bunlara verip al yavrum burasi sizin ulke bak beraber yasarsak ilerde ariza cikarirsiniz siz, siz burda guzel guzel yasayin ilerde Fransa’da milliyetcilik hareketi baslicak, akilli olun uslu durun. Herkese bi yazlik soyle deniz manzarali, he. Oohh.. Kurtlere de istedikleri topraklar kalmisti o zaman en azindan bizimle sorunlari olmazdi, Iranla Irakla Suriye ile ugrassin dursunlar, ehuehu.. Super. Dunya savaslarinda da taraf olmazdik, kendi halimize de biraksalar simdi dunyanin super gucu de biz olurduk. Kulaga hos gelmiyor degil he.
Aga biliyorum oralarin zaten uzunca bir sure Turk topragi oldugunu. Anlatmak istedigim o degil tam olarak. Zamaninda at ustunde Hicaz, Magrib, Balkanlar, Kirim diye dort bir yana fetih icin dagilacagimiza, sadece yukaridaki topraklara kokluce yerlesseydik nasil olurdu diye dusunuyorum. Ne isimiz varmis aga bizim Cezayir’de, otur Ege kiyilarinda efendi efendi…
Demiyoruz ki orta doğuyu almayın diye alın tabi. Yunanlıları sürün oralara orada yaşasınlar ak. Ondan sonra ermenistanmı kuruyonuz israilmi kuruyonuz yok efendim federal yunan cumhuriyetimi kuruyonuz ne gerekiyorsa yaptırın. Ege bize kalsın etnik sorun olmasın terör tehdidi olmadan krallar gibi karşı Türk adalarına bakıp rakımızı yudumlayalım. Ahhh babacım ahhh
petrol var ve cikariliyor tosunikim, TPAO’nun Ankaradaki genel mudurlugunden sonra en buyuk mudurlugu Batman’da, keza Tupras ozellesti koskoca tesisi orda..hemen her gun sondaj calismalariyla tanesi 1 milyon dolara mal olan yeni bir tane at basi kuruluyor o bolgede..sirf batmanda 601 tane at basi var..Fakat sorun su ki cikan petrol yakit olarak kullanilacak kalitede degil, sadece yan sanayi hammaddesi, yani asfalt kaucuk falan gibi..
petrolu bi kenara biraksan para etmez mi oralar yani..sildin mi tosunum bir kalemde halfetiyi, nemrutu, hasankeyfi, midyati, esteli.. karsta yagan turkiyenin en kaliteli karini, van golunun egeyi kiskandiran manzarasini, dicleyi-firati.. elinden yanlislikla cekirdek dusursen agac cikiyor guneydogu anadoluda..1e 5 veren topraklar..
Ataturk’un de tek derdi yunan adalarina karsi raki icmek olsaymis demek ki, vay halimizeydi o vakit.. seni tanimasam inanacagim su yazdiklarina..
tamam biz de severiz egeyi, trakyayi, balkanlari canimiz gibi, dogum aydin, kutuk canakkale son tahlilde, ama asirlarca kanla sulanmis olsa da, o topraklarin hakkini yemeyesin..
Faal petrol kuyusu kesin rakamlarini sanki cok da seyinizdeymis gibi listeliyorum:
Batman 510
Siirt 50
Sirnak 10
Diyarbakir 90
Mardin-Nusaybin 40
Guneydogu toplami 700
Sayko bacım, benim misak-ı milli sınırları içerisindeki toprakları terkedelim gibi bir vurgum yok. Benim anlatmak istediğim, asıl zamanında o misak-ı milli sınırları bu şekilde çizilseydi nasıl olurdu acaba?
Neticede misak-ı milli sınırları içerisinde betimlenen yerler, çok değil 1000 yıl önce bizim değildi. Doğu ve güneydoğuyu Türkleştirmek için harcadığımız çabayı acep Trak ve Helen topraklarını Türkleştirmek için harcasaydık, o zaman nasıl olurdu?
Yoksa, ne Batman’ı verelim gibi bir düşüncem var, ne de sabah yola çıkalım öğle yemeğini Atina’da yiyelim gibi ülkülerim canparem…
Petrol durumlarına gelince, orada da hemfikiriz. Hiç çıkmıyor değil, bunu biliyorum. Ama işte genel literatürde, petrol açısından ülkeler üçe ayrılıyor. Petrol ihraç eden ülkeler, bunları zaten hepimiz biliyoruz. Petrol açısından kendisine yeten ülkeler var, misal Suriye. Onlarda da petrol çıkıyor, ama ihraç edemiyorlar, çünkü kendilerine anca yetiyor. Hatta bazen yetmiyor bile. Bir de bizim gibi, çok az çıkaran ya da hiç çıkaramayan ülkeler var, bunlar tek şemsiye altındalar. Çıksa da ya çok kalitesiz olduğu için ya da önemsenmeyecek kadar az miktarda olduğundan petrol ithal eden ülkeler olarak nitelendiriliyorlar.
Koca askerliği yedim bitirdim, ne zaman mantı açacan sen bana?
Sus iblis Atatürk’ten daha mı akillisin sen de misak-i milli sınırları söyle oleymis de böyle oleymis, kırarım boynuzunu 🙂 onun yerinde sen olsaydın bırak heleni Trakyayi totini kaldırıp istanbulu zor tutardin elinde tembellikten 😉 ben sana manti yedirdim ya bebisim şahidim olmasa kendimden şüphe ettircen gece gece..gene gel gene ismarlarim da bu nankörlük niye..
Yok bebeem, inkar eden tas olur. Ben kendi elcegizinle acacagin mantiyi bekliyorum. Ha kariyer de yaparim bariyer de, su anda aradiginiz yonde butun hatlar mesgul diyorsan, hadi bu seferlik de disarida ismarlayip kurtul. Yer ve zamani sen belirlersin, bana uyar 😀